Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 Akademi 24 Mayıs 2017 Çarşamba İnşaat sektörünün katkısı Ümit Şenesen Büyük ölçekli inşaat faaliyetlerinin özellikle 2000’li yıllarda ülke çapında görünürlüğü arttı. Bu olgunun inşaat sektörünün genel büyümenin motoru olduğu yargılarına dayanak olarak gösterildiğine sıklıkla rastlıyoruz. Bu yazının amacı inşaat sektörünün üretim yönünden büyümeye ve istihdama katkısının sorgulanmasıdır. İnşaat sektörünün gündemde olması TOKİ’nin 2003’ten bu yana ivme kazanan arsa üretimi ile bakımonarımı da kapsayan büyük ölçekli faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. TOKİ, yüzde 85 kadarı sosyal konut tipinde olmak üzere 600 binden fazla konut inşa etmiş ya da ettirmiştir.1 Önümüzdeki on yılda çoğu büyük şirketlerce üretilecek ikinci parti 500 bin konut üretimine de girişecektir. TOKİ’nin yetki alanında kentsel yenileme/dönüşüm ve soylulaştırma projeleri, büyük onarımlar, kamu binaları, konutlar, deprem ya da sel bas Gülay GünlükŞenesen kını bölgelerindeki yapılar, şehirler arası karayollarıyla demiryollarında kapasite arttırma çalışmaları, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi için ticari binaların yanı sıra kent ulaşımını da içeren altyapı yatırımları, İstanbul’da üçüncü köprü ve yeni havaalanı, Çamlıca Camii, Kanal İstanbul gibi projeler kapsanmaktadır. Bu olumlu inşaat ortamının ekonomi üzerindeki başlıca sonuçları katma değeri ile doğrudan işgücü ve aragirdi talebi üzerinden incelenebilir. Öte yandan, nihai talebin yatırım bileşeni olan inşaat faaliyetleri her sektör gibi aragirdi talebiyle yurtiçinde mal ve hizmetlerin üretimini harekete geçirmekte, dolaylı işgücü ve dışalım talebini de uyarmaktadır.2 l Büyümeye katkısı 19982013 döneminde inşaat sektörünün toplam katma değer içindeki payı yüzde 5.16.6 aralığında değişmiştir. Alt dönemler açısından ba karsak, 2001’e kadar bu pay azalmış, 20022007 diliminde artmış, 2008 ve 2009 yıllarındaki düşmenin ardından 20102011 yıllarında yükselmiş, 2012 yılında azalıp 2013 yılında artmıştır. Özetle, inşaat sektörünün payı düzenli artma eğiliminde olmamıştır, dahası 20092013 alt dönemindeki payı 19982000 dönemindekinden de düşüktür. Bu yapı Çizelge1’in 12 ve 5. sütunlarından izlenebilir. İnşaat sektörünün 19992013 dönemindeki büyüme hızı yüzde –17.4 ile 18.5 arasındaki çok geniş bir aralıkta oynaklık göstermektedir (Çizelge 1, 1 ve 3. sütunlar). Bu değişkenliğin aynı çizelgedeki ekonominin büyüme hızına (sütun 56) göre çok yüksek olduğu açıktır. Çizim 1’de inşaat sektörünün büyüme ve küçülme dönemlerinde beklentiler izleğinde genele göre çok daha keskin tepki verdiği görülmektedir. Bu eğilimleri bir araya getirdiğimizde3 inşaat faaliyetlerinin Çizelge 1’in 4. sütunundaki büyümeye yüzde katkı değerlerini elde ediyoruz. Yüzde –42.8 ile +14.8 aralığındaki katkıların sistematik bir artış eğilimini desteklemediği açıktır. Belirtilen katkı açısından inşaat sektörünün en yüksek katkıları 2002 ve 2006 yıllarında yüzde 1415 dolayında olmuştur. 2008 ve 2009’da genel büyüme çok yüksek düzeyde aşağıya çekilmiştir. Yakın dönemdeki yüzde katkılar ise yüksek değildir. İnşaat faaliyetlerinin üretim yapısı içindeki göreli konumu ise Çizelge 2’den izlenebilir. Çizelge 2’de 17 sektör için 4. tanımla bulunan toplam katma değer büyümesinin yüzde bileşen değerleri verilmiştir. İnşaat sektörünün diğer sektörlere göre 2008 yılındaki yüksek düşüş dışında öne çıkan yüzde katkısının olduğu söylenemez. Çizelge 2’deki dışadüşen değerleri en belirgin olan altı sektörün (tarım, imalat, inşaat, ticaret, ulaştırma, mali kuruluşlar) büyümeye yüzde katkıları Çizim 2’de özetlenmektedir. Bu çizim 19992013 dönemindeki sektörel örüntülerin türdeş olmadığını göstermektedir. Daha da önemlisi, inşaat sektörünün konumu önde gelen diğer beş sektöre göre de zayıftır. Örneğin inşaat sektörünün 2001 yılındaki daralmaya yüzde katkısı imalat sanayi ve ticaret sektörlerinden, 2010 yılındaki toparlanmaya katkısı ise imalat sanayii, ticaret ve ulaştırma sektörlerinden bir hayli daha düşüktür. 20022007 dönemindeki artı yönlü genel büyüme ortamında da bu büyümeye yüzde katkısı yüksek değildir. Bu alt dönemde imalat sanayi yüzde 2540 arasında büyümeye katkı yapmaktadır. Büyümeye yüzde katkı açısından inşaat sektörünün 20102013 döneminde de göreli konumu zayıftır. Asıl önemlisi 2008 yı ?KİMDİR Ümit Şenesen, 1971’den beri çalıştığı İTÜ’den 2011’de yaş haddinden emekli oldu. Gülay GünlükŞenesen, İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim üyesi. Türkiye ekonomisinin girdiçıktı modellemesi, güvenlik harcamaları, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme, istihdamda cinsiyete dayalı ayrımcılık, silah sanayii, ekonometri uygulamaları konularında yurtiçinde ve yurtdışında araştırmaları yayımlandı. lında bunalıma girişte en büyük rolü oynayan kesim olmasıdır. Bu bulgular inşaat faaliyetlerinin “ekonomik büyümenin” motoru olduğu yönündeki değerlendirmelere temkinli yaklaşmamız gerektiğini gösterir. l İstihdama katkısı İnşaat sektörü, üretimi zamanla daha çok teknolojiye dayansa da emekyoğun olarak nitelendirilir. Çizelge 3’ün 3. ve 5. sütunlarından görüleceği gibi 20052013 döneminde toplam istihdam yüzde 25 artmışken, inşaat sektörü istihdamında yüzde 61 düzeyinde çok yüksek bir artış olmuştur. Bu eğilimle inşaat sektörü istihdamının toplam istihdam içindeki payı yüzde 5.67.2 aralığında değişmiş, 20112013 alt döneminde yüzde 7.2 oranında sabitlenmiştir (Çizelge 3, 8. sütun). Dört sektör için istihdamdaki yıllık değişme verileri Çizelge 3’ün 1114. sütunlarında sunulmaktadır. İnşaat sektöründeki değişkenliğin yüksek olduğu söylenebilir. Hesapladığımız istihdam artışının sektörel yüzde bileşenleri Çizelge 3’ün 1619. sütunlarında sunulmaktadır. 2009 kriz yılında tarım ve hizmetler sektörlerinin istihdam artışına yüzde katkıları çok yüksek artı, sanayi sektörünün ise çok düşük eksi değer almaktadır. İlginç bir bulgu 2009 yılında inşaat sektörünün toplam istihdama oldukça yüksek bir artı değerle katkı yapmasıdır. 2009 yılına ilişkin aşırı değerleri dışarıda bıraktığımızda Çizim 3’teki sektörel karşılaştırma 20062008 ve 20102013 alt dönemlerinde istihdam artışında inşaatın hizmetler ve sanayi sektörlerinin >>