Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YEMEİÇME KUPAYA ÖZEL AKŞAMLAR Açıldığı günden bu yana basından da büyük ilgi gören Meze, Büyükelçiliğin de desteğiyle Şili'deki bürokratların ve ünlü isimlerin bir araya geldiği yemeklere de ev sahipliği yapıyor. Copa America'nın Şili'de yapılacak olması nedeniyle kupaya özel etkinlikler de yapılacakmış Meze'de. Onur'un daha sonraki hedei ise yaz sezonunda Vina del Mar'da, sonrasında ise ülkenin 2. büyük kenti Concepcion'da şubeler açmak. Santiago'da karşıma çıkan Meze Şili'nin başkenti Santiago'nun merkezi caddelerinden Avenida Providencia'yı kesen Manuel Montt sokağında kaybolurken karşıma çıktı Meze. Bir Türk restoranına, bir Türk'e rastlamasaydım şaşardım. Ancak daha Şili'de ilk günlerini geçiren biri olarak hem mezeyi, hem rakıyı, hem de Türk Kahvesi'ni şıp diye bulacağım aklımın ucundan geçmemişti. Hikaye mekanın bir rakı masasında başlamış ancak biz başa saralım. 25 Mart 1976 doğumlu Onur Erdemir, 1995'te babasının vefatı sonrası ailesini geçindirmek için 19 yaşında barmenliğe başlamış, ardından işletme müdürlüğüne kadar çıkmış. Aşçılık merakı baş gösterince 2001'de Zincirlikuyu'da ilk restoranını açmış. 2. dükkanı açtıktan hemen sonra ise ekonomik problemler nedeniyle ikisini de kapamak durumunda kalmış. Bir anda işsiz kalan Onur, “Utanacağım hiçbir şeyim yoktu. Tekrar en altan başlamaya karar verdim” diyor, Bodrum'daki garsonluk işini bulmadan önce yaşadığı kırılma anını anlatırken. Tecrübesi ve işin içinden gelen biri olmasının artısıyla basamakları hızlıca tırmanır. Bir kez daha kendi mekanını açmak için Taksim Tünel tarafında bir yere yatırım yapar ancak içki ruhsatını alamazlar. Evliliği de kötüye gider, canına tak eder. Yakın bir arkadaşıyla Güney Amerika'ya gitmek üzere yaptıkları planlarının sonlarına yaklaşmışken bir başka arkadaşı, "Kız kardeşim 7 HAZİRAN 2015 Şili'de. Orada bir kafesi var. O size kalacak yer verir, siz de ona yardımcı olursunuz" der. Ertesi gün akşamdan kalma halde telefona cevap veren Onur, "Kardeşim telefon bekliyor sizden" cümlesinden ilk seferde bir anlam çıkaramaz. Yavaş yavaş hafızasının yerine gelmesiye gece konuşulanları hatırlar. Şili'ye telefon açar, 1 Ocak 2011 günü Santiago yolundadır. Hele bir ayakları alıŞSın Şili'de bir doğumgünü partisinde tanıştığı bugünkü eşi Paula için Santiago'da kalmaya karar verir, Onur. Hayatını nasıl sürdüreceğine dair ise net bir planı yoktur. İspanyolcası yetersiz olduğu için de iş bulmakta zorlanır. Evde oturduğu bir gün eşi Paula'ya mezeler yapmaya başlar. Paula'nın “Neden bunları iş yerimdekilere satmıyoruz” tekliine Türk esnaf mantığıyla yaklaşır: “Önce bir tadına baksınlar. Beğenirlerse satmaya başlarız.” Plan tutar. Önceleri evden 510 paket taşıyan Paula, sipariş leri taşımak konusunda zorlandığı günler yaşar. “Neden bir dükkan açmıyorsun?” sorularının artması Onur'u cesaretlendirir. Yemeğe olan tutkusu ve bu alandaki geçmişi nedeniyle “Bir kez daha risk almaya değer” diyerek Santiago'da dükkan aramaya başlarlar. Farklı kültürlerin yemeklerinin tadılabildiği restoranlar sokağı Manuel Mont üzerindeki 270 numaradaki yeri satın alırlar. 330 metre karelik alan hem barı, hem de meyhanesi olan, eski ve yeniyi bir arada barındıran bir Türk restoranına çevirilir, adı da Meze olur. de Balık Ekmek de olacakmış. Şili yemeklerinde yoğurt ve patlıcana pek yer yok. Ama mekanda en çok satılan yiyecek yoğurtlu Şakşuka ve Beğendili Kuzu. Menü tamamen Türk ama çalışanlar, Perulu, Kolombiyalı ve Şilili olduğundan Onur ne kadar titizlense de, meyhane adabı ve sunum konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Dizilerin katkıSı büyük Şililer'in Meze'ye olan en büyük ilgilerinden bir nedeni ise Türk dizileri. Binbir Gece'deki baş karakterin adının da Onur olması, işlerini bir hayli açmış Onur'un söylediğine göre. “Dizilerde gördükleri suyla karıştığında beyaza dönen rakıyı merak edip gelenlerin sayısı da bir hayli fazla” diyor. Türk kahvesine olan ilgileri de tabii ki fal kaynaklıymış: “Bakmayı bilmesem de gönülleri olsun diye masaya oturup fallarına bakıyorum zaman zaman” diyor Onur ve restoranın açılmasıyla Şili'deki Türklerin de ortaya çıktığını ekliyor. 23 ŞakŞuka'yı Şilili yapıyor Menüde Türkiye'nin tüm mutfaklarına yer var. Ana yemek olarak Pazı Dolma, Bamya, Çentik Kebap söylemek ya da Çerkez Tavuğu, Humus, Şakşuka, Haydari yanına bir rakıyla Sezen Aksu, Müzeyyen Senar, Ahmet Kaya eşliğinde geceyi geçirmek mümkün. Balıklardaki farklılık nedeniyle başta çekinmişler ama şimdi yeni menü Volkan Ağır