19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kravat bize bir şey anlatmaya çalışıyor İtaati de gücü de aynı anda temsil edebilen kravat, içinde pek çok sembolü saklıyor. FREUD Demİştİ Kravatın fallik bir simge olması yeni bir bilgi değil. İlk olarak Freud tarafından ortaya atılmış ve kabul görmüş bir ikir. Freud rüya yorumlarında kılıç, kravat gibi objeleri her zaman penis kıskançlığı ile ilişkilendirmiştir. 1990’da Almanya Hannover’da bir işyerinde bir kadın patron tarafından fallik sembol olduğu gerekçesiyle kravat takmak yasaklanmış. İtalyan mafya aileleri, olabildiğince geniş ve en renkli kravatları takarmış. ERKEK Giyinmek sadece giyinmek değil. Hiç olmadı. Bir insanın giysilerine bakarak yaş, cinsiyet, sosyal sınıf, meslek gibi pek çok kişisel bilgiye dair ipuçları elde etmek mümkün. Ancak tüm bunların içinde kravat kadar üzerine anlam yüklenen başka bir aksesuar olmamıştır. Kimisi için çalışanları boynundan tutmaya yarayan bir tasma, kimileri için sallanan bir penis, kimileri için güç veya sınıf demek. Pazartesiden cumaya boyunlardan sarkan kravatlar, cuma akşamları kafalara bağlanıyor. Modern iş yaşamının simgesi olduğu kadar, erkekliğin de simgesi. Hata erkeklere ait. Ne koyu renk takım elbiseler, ne bembeyaz jilet gibi gömlekler, ne kol düğmeleri kravat kadar tek başına erkekliğin sembolü olabiliyor. Koyu takım elbiselerin içinde renkli olmasına izin verilen tek obje, resmi erkek giyiminin tek oyun alanı kravat aslında neyi temsil ediyor? PENİSİ GÖSTERME AMA İŞARET ET Bireyselliğin ortadan kaldırılması bir yanıyla gücü ifade etmenin yöntemi. Michel Foucault, 18’inci yüzyılda Avrupa ve Amerika’da gücün uygulanmasının köklü bir değişikliğe uğradığını söylüyor. Feodal sistemde güç, göründüğü ölçüde var oluyor. Krallar ve aristokratlar törenlerde, portrelerde olanca haşmetleriyle görünüyor. Sıradan halk yüzleri olmayan amorf izleyiciler konumunda. Modern bürokratik devlet ise feodalitenin aksine, gücü yüzü görünmeyenlere veriyor. Görmediğiniz birileri sizi sürekli izliyor, kayda geçiriyor. Yani karşındakine güç uygulamanın iki yolu var. Biri sahip olduklarını, madalyalarını göstermek, biri de gözlerini boşluğa dikmiş sürüleri uzaktan izlemek. Peki tüm bunların kravatla ne ilgisi var? Eğer bir şeyi saklamak güç simgesiyse o halde erkek cinsel organlarını saklamanın kendisi de bir güç ifadesi. Eski zamanlarda kıyafetler penisi bırakın saklamayı, bilakis görünmesini sağlamak için tasarlanıyordu. Erkek giyimi modernleştikçe penis saklanır oldu. Evet yine paradoksal biçimde penis bir yandan saklanırken, diğer yandan biçimi penise benzeyen ve bir okla hep onun bulunduğu bölgeyi işaret eden kravat modern erkek giyiminin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Graeber işte bu noktada kravatı penisin giyinikken de görülebilir, entelektüel bir versiyonu olarak tanımlıyor. Her zaman güce işaret ediyor, takım elbisenin soğukluğunda güçlü olanı saklıyor. 7 HAZİRAN 2015 ERKEKLER BU KADAR SIKICI GİYİNMEZDİ Antropolog David Graeber, The Baler sitesinde kravatı ve geçmişten bugüne erkek giyiminin temsil etiklerini inceliyor. Nasıl oluyor da kravatların bu kadar simgesel bir gücü olabiliyor? Örneğin sadece beyaz gömlek, sadece ceket, üzerinize dikilmiş pantolon, başlarında bir kravat olmadıkça aynı etkiyi yaratmıyorlar. Bir şekilde kravata atılan o düğüm, gömleğin yakasına oturuşu tek başına bir kapanış hareketi. Bu küçük hareketle düğünlerde, 18 iş görüşmelerinde, cenazelerde erkekler ortamın resmiyetine uygun bir kostüme bürünmüş oluyor. Düşününce kravatın hiçbir işlevsel özelliği yok. Ne sıcak tutuyor ne de askı gibi pantolonun düşmesini engelliyor. Rahat değil, boyun sıkıyor, yemeğin içine giriyor ve her şekilde bir tür itaati simgeliyor. Ama aynı zamanda koyu renk, sıkıcı takım elbisenin içinde bir erkeğin kendisine özgü bir tarz oluşturabilmesinin, bir mesaj verebilmesinin de tek yolu. Kırmızı, pembe, mor, desenli... Evet dar bir özgürlük alanı ama temelde takım elbisenin vermesi gereken resmiyet mesajını tek başına verebilen bir aksesuar olarak, bu kadar renkli olmasına izin verilmesi paradoks değil mi? Resmi erkek giyimi aslında her zaman bu kadar sıkıcı olmamış. 16'ncı yüzyılda özellikle zengin ve güçlü olan erkekler renkli, parlak kumaşlar giymekte ve takılar takmakta özgürdü. Peruk takıyor, pudra ve ruj sürebiliyorlardı. 18’inci yüzyıldan itibaren erkek kılığı giderek süslerini döküyor, sonuçta tekdüzeleşiyor ve renkleri koyulaşıyordu. Bugün takım elbise diye bildiğimiz giyim tarzının temeli av kıyafetlerine dayanıyor. Tilki avcılarıyla takım elbise giyen modern erkeklerin kıyafetleri aynı soyağacından geliyor. Graeber takım elbisenin bir tür zırh olduğu varsayımında bulunuyor. Bu teoriye göre takım elbise tüm vücudu kapatırken, boyundaki açıklığı kravat, bileklerdeki ise kol düğmeleriyle kapatılıyor. Takım elbise giyen bir erkek tektipleştirilmiş, bireyselliği elinden alınmış oluyor. Derleyen: Sinem Dönmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle