19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Biz barışa, onlar nereye? KORUCULAR Asker onlara güvenmiyor. PKK ve sempatizanlarına göre hepsi birer hain. Sosyal güvenceleri yok. Herhangi bir başka iş yapma becerileri de. Bir kısmı savaşmaya devam etmek istiyor, bir kısmı yaptıklarından pişmanlık duyuyor. Peki, 45 bin köy korucusunu çözüm süreci ve sonrasında neler bekliyor? Ülkenin siyasi gündeminde Kürt sorununun tartışılma frekansına bakınca, onların durumunun göz ardı edildiği, gerektiği kadar önemsenmediği daha net ortaya çıkıyor. Sabah akşam, takside, kahvede TürkKürt barışından söz ediyoruz da, barışa giden yolda onların geleceğinin ne olacağına dair herhangi bir seviyede herhangi bir tartışmaya rastlamıyoruz. 1985’ten bu yana görev yapan korucuların geleceği bir türlü gündemimize düşmüyor. Barış süreci olumlu sonlanırsa onların durumu ne olacak? 45 binden fazla köy korucusu nasıl istihdam edilecek? Emekliye ayrılırlarsa hangi haklardan faydalanabilecekler? Kürt bölgesinde birer "hain" damgasını yiyen bu kitlenin yaşamını devlet desteği olmadan devam etirebilmesi mümkün mü? Bunların hepsi olabildiğince hızlıca cevaplanması gereken sorular ve 2009 mayısında Mardin’in Bilge köyünde korucular arasında çıkan çatışma sonrasında 44 kişinin ölmesiyle sonuçlanan olaya dek pek de gündeme gelmedi. O tarih itibarıyla muhalefet tarafından meclis gündemine taşındıysa da aradan geçen zaman içerisinde bir kez daha unutuldu giti. Şimdi İletişim Yayınları’ndan yeni çıkan Mehmet Seyman Önder imzalı Devlet ve PKK İkileminde Korucular isimli kitap etrafında onların durumunu bir kez daha tartışma imkanı var. Tabii seçim ve seçim sonrasının gündemi izin verirse... Korucular, yazarın doktora tezinden kitaplaştırılmış. Önder, çalışma kapsamında 245 korucuya sorular sormuş, bir kısmıyla daha derin görüşmeler yapmış. Toplamda iki buçuk yıl süren çalışmanın sonunda ortaya hem koruculuğa katılma nedenleri ve süreçleri, hem de gelinen noktada yaptıkları işin devamı, Kürt sorunu hakkında ne düşündüklerini içeren ayrıntılı bir veri çıkmış. BEŞ KORUCUDAN BİRİ PKK SEMPATİZANI Koruculuğa başlama nedeni aslına bakılacak olursa dört ana eksende toplanıyor. Bunlar ekonomik nedenler, devlet baskısı, PKK’nın baskısı ve son olarak aşiretin kararına uymak olarak sıralanabilir. Daha büyük ölçekte ise aşiretlerin birbirleri arasındaki rekabete devletin gücünü arkalarına alarak rakiplerine karşı avantajlı bir pozisyon elde etme çabaları da koruculuğa topluca katılımları tetiklemiş. Özellikle bu tür toplu katılımlarda aşiret kararına uymak zorunda kalmasına karşın PKK’ya sempati duyan, örgütü destekleyenlerin sayısı azımsanamayacak ölçüde. Her RAKAMLARLA KORUCULUK 1985'ten 2012 mayısına 129 bin 273 korucu sisteme katıldı. 2012 verilerine göre geçici köy korucusu sayısı 45 bin 283, gönüllü korucu sayısı 20 bin 204. 2012 mayısına dek 1578 korucu görevde hayatını kaybetti. Koruculuğa katılımın en yoğun 19901995 arası. 2000’lerden bu yana ise katılım en düşük seviyede. Bunun yanı sıra ayrılmaların en yoğun olduğu dönem de 2000 sonrasına denk geliyor. 7 bin 216 korucu suça bulaştığı için görevden alındı. Suça bulaşanlar içerisinden 2 bin 384 kişinin terör ve teröre yardım ve yataklık suçunu işlediğine hükmedildi. Korucuların en yoğun olduğu 11 il sırasıyla: Hakkari, Van, Şırnak, Diyarbakır, Siirt, Bitlis, Mardin, Batman, Bingöl, Elazığ, Muş. Toplamda 22 ilde görev yapıyorlar. Fotoğraf: Halil İbrahim Sancar /AA Fotoğraf: Ali İhsan Öztürk /AA Eray Özer @erayozer beş korucudan biri PKK’yı destekliyor. Zaten teröre yardım ve yataklık suçundan ceza alan korucuların sayısının iki binin üzerinde olması da bu durumu destekliyor. Mehmet Seyman Önder çözüm süreci ile birlikte korucuların karşısında üç büyük sorunun belirdiğini söylüyor: "Bunlardan en önemlisi ekonomik sorun. Çünkü, çözüm sürecinin nihayete ermesi ile birlikte koruculara ihtiyaç duyulmayacaktır. Böyle bir durumda asgari ücretle çalışan ve şu an sayıları 45 binin üzerinde olan geçici köy korucusu, işsiz kalacaktır. Bu korucuların neredeyse tamamı vasıfsız ve devletin müdahalesi olmadan istihdam edilmeleri neredeyse imkansız." NASIL EMEKLİ EDİLECEKLER? Önder’in altını çizdiği bu noktada olası çözümlerden birisi mevcut korucuların tamamının emekli edilmesi gibi görünüyor. Fakat koruculuğun sosyal güvence kapsamında bir meslek olmaması nedeniyle bu seçenek uygulanırken de sıkıntı yaşanması mümkün. Önder’in görüştüğü koruculardan biri durumlarını şöyle anlatıyor: ‘Eğer devlet koruculuğu kaldıracaksa da bunu bizi mağdur etmeden yapmalı. Maaşlarımızı vermeye devam etmeli. Sosyal güvence sorunumuzu da ortadan kaldırdıktan sonra koruculuk sistemi kalkmalı.’ Bir diğer sorun ise PKK ile korucular arasında artık neredeyse kan davasına dönüşen husumet. Barışla birlikte taraların bir arada yaşamalarının ne kadar mümkün olacağı 7 HAZİRAN 2015 Araştırma için seçilen 245 korucunun ortalama çocuk sayısı 6.5, hane halkı sayısı 8.5. 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle