02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Korucuların en çok karıştıkları suçlar: İşkence ve kötü muamele, silahlı saldırı, yaralama, cinayet, gasp, infaz, köy yakma, kız ve adam kaçırma, ormanlık alan yakma. Fotoğraf: Halil İbrahim Sancar /AA En BüYük AşİRET koRucuLuğu BIRAkTI Jirki aşireti bölgenin en büyük korucu aşiretlerinden biri. Korucu olma öyküsü de epey tuhaf. Aşiret lideri Tahir Adıyaman’ın oğlunun sünnet düğününde kaymakam herkesin gözü önünde Adıyaman’a tokat atıyor. Bunu sindiremeyen aşiret reisi ve yandaşlarının çıkardığı çatışmada 6 jandarma eri öldürülüyor. Adıyaman ve yanındakiler dağa çıkıyor. Fakat sonrasında cinayetle suçlanmama sözünü alıp bir anlaşma yapıyorlar. Böylelikle Jirki aşireti bir korucu aşireti oluyor. İşte bu Jirki aşireti yakın zamanda koruculuğa veda etti. Kobane direnişi sonrası Kürtlerin birleşmesi gerektiğini fark ettiklerini belirten aşiretin ileri gelenlerinden Mahmut Adıyaman, "Kimse Jirkililerin adını artık sistem ile anmamalı" dedi. Jirkiler, son iki yılda koruculuğu bırakan pek çok aşiretten yalnızca biri. Koruculuğu kabul etme nedenleri: Ekonomik, devlet baskısı, PKK baskısı, köy güvenliğini sağlamak, başka aşiretlere karşı güçlü kalmak, devlete hizmet etmek. İlk nasıl ortaya çıktı? Koruculuğun ilk ortaya çıkışı 1985'in eylül ayı. PKK, Tatar aşireti üyelerinin ŞırnakCizre yolu üzerindeki petrol istasyonuna saldırıp dört kişiyi öldürüyor. Bunun ardından aşiret üyeleri devletten silah istiyor ve aldıkları silahlarla PKK’lıları takip edip dördünü öldürüyor. koRucuLAR AnLATIYoR Bizim yaptığımız iş açıkçası şerefsizliktir. Kendi halkımıza, kendi insanlarımıza karşı elimize silah aldık. Her ne kadar bunu zorunlu sebeplerden yapmış olsak da, bu bir gerekçe sayılmaz. Askerler 1994 yılında köyümüze geldi. "Ya köyü boşaltacaksınız ya da korucu olacaksınız" dedi. Köyümüzü bırakamazdık, başka çaremiz olmadığı için koruculuğu seçmek zorunda kaldık. Askeri yetkililer silah almamız konusunda baskı yapıyorlardı. Ya köyümüzü terk edecek, meydanı rakip aşirete bırakacaktık ya da koruculuğu kabul edecektik. Biz de mecburen kabul ettik. Biz zavallılığımızdan ve fakirliğimizden dolayı kabullenmek zorunda kaldık. Bizlere birtakım sözler verilmişti. Koruculuğu siyasi nedenlerden değil, ekonomik nedenlerden dolayı devam ettirmekteyiz. Geçimimizi sağlamak için başka bir şansımız yok. Şehirdeki herkes köyümüzün korucu olduğunu biliyor. Oğlum şehir merkezinde iş aramaya gittiğinde "Hangi köydensin?" diye soruyorlar, köyümüzü öğrenince iş vermiyorlardı. Bir gün oğluma kız istemeye gittim. Korucu olduğumu öğrendiklerinde "Korucuya kız vermeyiz" dediler, bize kız bile vermediler. Kürtçenin eğitim dili olmadığını söylüyorlar. Neden olmasın? Ben de önemli bir soru. Önder "Bunlar komşu köylerin insanları, PKK’liler dağdan indiklerinde köylerine gidecekler. Gitmeseler bile korucu aşiretleri ile siyasi hareket olarak devam edecek olan PKK arasında, düşmanlık devam edecektir. Bu soruna bağlı olarak bir de korucuların bölge halkı tarafından dışlanmaları sorunu var. Bu insanlar bölge halkı nezdinde 'vatanını satan hain Kürt', 'cahş' (hain, işbirlikçi) olarak nitelendirilmektedirler. Çözüm sürecinin tamamlanması durumunda da toplumsal dışlanmanın devamı riski var" diyor. Bir başka korucunun açıklamaları bu durumu destekliyor: "Başka bölgeler için bilemem ama biz çok ciddi etkileniriz. Çevre köylerden bize çok ciddi baskılar gerçekleşir. Şimdilik bu baskıların önüne geçen elimizdeki silah ve bize verilen yetkilerdir. Çevredeki köyler birbiriyle akraba ve biz onlara göre daha az sayıdayız." Bu korucunun söylediklerinden yola çıkarak bir başka noktaya da varmak mümkün. Koruculuğun kaldırılmasından sonra oluşabilecek bir diğer tehlike de aşiretler arası çatışma ihtimali. Bir diğer korucunun sözleri buradaki dengeyi özetliyor: "Komşu aşiret korucu olunca bize baskıları artmıştı. Biz de korucu olunca ilişme cesareti bulamadılar. Artık bizim de sırtımızda devlet, elimizde silah var. Şimdi herkes kendi halinde yaşıyor." GÖÇ DALGASI YARATABİLİR Çözüm süreci ile birlikte ekonomik gelişmelere paralel olarak yaşanabilecek bir diğer sorun ise olası bir göç dalgası. Mehmet Seyman Önder koruculuğun kaldırılması durumunda vasıfsız kalacak 45 binden fazla kişinin büyük şehirlere göç edeceğini söylüyor. ‘Korucuların ortalama altı kişilik aileye sahip oldukları göz önüne alındığında yaklaşık 240 bin kişi yeni bir göç dalgası yaratacaktır. Ayrıca etki daha büyük olabilir. Çünkü korucu maaşları bölgede bir korucu ekonomisi oluşturdu. 45 binden fazla korucunun ortalama 1000 TL geliri olduğu varsayılırsa bölgede en az 45 milyon TL seviyesinde bir para ekonomiden çıkacak, bu da başka göçlere yol açacaktır." Korucuların bugün yaşadığı maddi kaygılar öylesine güçlü ki, Önder’in anlatığı bir detay, çözüm sürecinde yaşanması olası bir başka vahameti gözler önüne seriyor: "Çalışmam boyunca en hayret etiğim nokta bazı askeri görevlilerin korucular hakkında söyledikleriydi. Askeri görevliler korucuların çatışmaların azaldığı dönemlerde suni çatışmalar yaratığını söylediler. Amaç, bölgede halen koruculara ihtiyaç olduğunu hissi oluşturarak maddi kaygılar nedeniyle koruculuğun kaldırılmasını önlemek. Muhtemelen bunu yapanlar binde bir bile değildir. Ancak yine de maddi kaygıları toplumsal barışa tercih etmek ortalama bir insanın yapacağı bir şey değil." Mehmet Seyman Önder, Bingöl Ünversitesi FenEdebiyat Fakültesi'nde yardımcı doçent olarak görev yapıyor. Kurucular araştırması Önder'in doktora teziydi ve bir yılı sahada olmak üzere iki buçuk yılda tamamlandı. ülkenin bölünmesini istemiyorum. Ancak bölünme korkusuyla hareket etmemek lazım. Kürtler içte bağımsız, dışta ise bağımlı olmalıdır. PKK olmasaydı Kürtlere bu kadar hak tanınmazdı. Eskiden insanlar evlerinde bile Kürtçe müzik dinleyemezken şimdi telefonda, sokakta rahatça dinleyebiliyor. PKK Kürtlerin haklarını savunan bir örgüttür. PKK, Ergenekon’un ya da Ermenilerin oyunlarına alet olmaktadır. Onların Kürtlerin davasıyla bir alakası olduğuna inanmıyorum. Kesinlikle devletin bizi kullandığını düşünüyorum. Hem de oltanın ucuna takılan yem gibi. Operasyonlarda, nöbetlerde bizleri en tehlikeli bölgelerde tutarken, kendileri ağır silahlarla daha güvenli bölgelerde kalıyor. 15 Pkk: koRucuYu hEDEf ALmIYoRuz onLARA kARşI SİLAh kuLLAnmAYAcAğIz PKK’nın yönetim kadrosundan Murat Karayılan kısa bir süre önce açıklama yaparak bundan böyle koruculara karşı silah kullanmayacaklarını söyledi. Karayılan “Tüm ayaklanma ve isyanlarda, Türkiye devleti Kürdü Kürde kırdırtmıştır. Bize karşı da bunu geliştirmek istedi. Başta gerçekten biz de acemiydik ve hatalarımız oldu. İnsanlarımız da bilinçsizdi. Yoğun baskı uyguladılar ve korucu ortaya çıktı. Olmaması gerekiyordu ancak oldu. Korucu olan halkımız şunu bilmelidir. Bu partimizin resmi kararıdır: Biz artık korucuları hedef almıyoruz. Koruculara karşı silah kullanmayacağız.” 7 HAZİRAN 2015 Fotoğraf: Dilek Mermer /AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle