18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ve şimşekleri, Space Invader’ın mozaikleri. Yazılamanın devri yavaş yavaş geçmeye başlıyor. Dönemin efsanelerinden Invader anlatıyor: “Sokak sanatının doğuşuna bizzat tanıklık ettim ve çok heyecan vericiydi. Etki alanımın daha geniş olması için çok fazla seyahat ediyordum. Gittiğim her büyük şehirde, yeni bir görsel dil yaratmak için çalışan yerel çizimler görüyordum. Kimse farkında olmadığı zaman bile uluslararası bir hareketti. Los Angeles’ta Shepard Fairey ve Obey’in çıkartmaları, Tokyo’da Kami’nin minimalist çizimleri, New York’ta Bast’ın afişleri, Londra’da Banksy’nin stensilleri ile tanıştım. Yepyeni bir şey doğuyordu.” Kanundan, mü zelerden, pazardan bağımsız, dünyayla karşı karşıya gelmek, dünyayı kurtarmak, zarar vermek, süslemek, eleştirmek, sorgulamak isteyen bir sanat doğuyordu. Bu artık graffiti değildi, graffitinin harfleri ve kuralları bir kenara koyulmuştu. “Bu artık güncel sanat olarak da görülmüyordu, evet, buna daha sonra sokak sanatı diyecektik. Bugün hâlâ bu harekete karşı direnç var ama devasa bir şeyle, zamanımıza damga vuracak bir şeyle karşı karşıyayız.” MEDVEDEV’İ PROTESTO İÇİN 65 METRELİK PENİS 1921’de Diego Rivera “Bir ressam toplumun özlemleriyle yakınlık kuramıyorsa, makbul bir eser ortaya Rus sokak sanatı grubu Voina'nın çizdiği devasa penis (üstte solda). Bizare takma ismini kullanan Yunan sokak sanatçısı Stelios Faitakis'in bir mürali var (sağda). çıkaramaz” diyordu. Sokağa çizmek tek başına politik bir eylemken, bazı sanatçılar eserlerinin içeriklerini de politikleştiriyordu. İtalya’da Blu, Almanya’da Evol, İran’da a1one ve Icy and Sot. Liste epey uzun. Amerikalı sanatçı Swoon şöyle diyordu: “Kültürler ve eylemler arasında bir diyalogu kışkırtabilecek her şey dünyayı değiştirebilir. Ben yaptığım projelerle, insanlar arasında bağ kurmaya çalışıyorum.” Avrupa’da grafiti genel anlamda kamusal alanların izinsiz bir şekilde kullanılması sık sık hapis cezalarına da yol açıyordu sanatçılar için. Onlar da Interrail ile başka ülkelere seyahat ederek devam ediyorlardı. Paris’te Tokyo Sarayı’nı boyayan Cokney, “Bu hareket otoriteyi rahatsız ediyor çünkü toplumsal kurallara karşı koymanın önünü açıyor” diyordu. ‘Grafitinin Bonnie ve Clyde’ı’ Ether&Utah sık sık tutuklanıyor, hapiste geçen günlerini çoğaltıyorlardı Amerika’da. Rusya’da Voina adını verdikleri sokak sanatı grubunun kurucuları Oleg Vorotnikov ve Natalia Sokol da hemfikirdi: “Eğer sanatçı politik düşüncesini geçiremiyorsa sanatçı değil, tasarımcıdır.” Voina iddialıydı. Medvedev’in seçilmesini kutlamak için bir müzede grup seks yaptılar, eski KGB binasının karşısındaki köprüye 65 metrelik bir penis çizdiler. Rusya’da sokak sanatı radikaldi gerçekten de. Rusya’da 2013’te hayatını kaybeden efsanevi sokak sanatçısı Pavel 183’ün eserleri tüm dünyada çok ünlüydü. İNTERNET ÇIKTI, SOKAK SANATININ MERTLİĞİ BOZULDU Aynı şekilde Arap ülkelerinde de sokak sanatı, devrimin görsel bir tezahürüydü. Suriye’de öldürülen Nur Hatem Zahra’yı hatırlarsınız. Sokak sanatını yeniden politikleştiren isimlerdendi. İngiliz sokak sanatçısı Banksy de Gazze’ye gitmiş, orada çizimler yapmıştı ve şöyle demişti: “Gazze çoğu zaman ‘dünyanın en büyük açık hava hapishanesi’ olarak tasvir ediliyor. Çünkü kimsenin şehre girmesine ve şehirden çıkmasına izin verilmiyor. Ancak böyle söylemek, hapishanelere haksızlık. Gazze’de elektrik yok ve içme suları da neredeyse her gün, her an kesilebiliyor. Orada bir adam yanıma gelip çizdiğim resmin ne anlama geldiğini sordu. Ona Gazze’deki yıkıma dikkat çekmek istediğimi, bu yüzden de bu fotoğrafları internet sitemde paylaşacağımı, çünkü insanların yalnızca kedi yavrularının fotoğraflarına baktığını söyledim” demişti. Gerçekten de Banksy’nin Gazze’de yaptıklarını herkes görebildi. Barselona, Moskova, Sao Paulo, Lizbon, Tokyo, Atina, Melbourne, Şangay dünyadaki tüm şehirler artık sokak sanatçılarının etkisi altında. Sokak Sanatı 2.0 zamanındayız. Artık sokakta olan biteni görebiliyoruz. Paris sokaklarında Horfée’yi, Portekiz’de Vhils’i, Dex Fernandez’inkileri Filipinler’de, Stachu Szumski’yi Polonya’dan tanıyoruz. Instagram’da azıcık gezmemiz yeterli. Amerikalı sokak sanatçısı Craig “KR” Costello, “İnternet her şeyi yerle bir etti. Eskiden bu tür çizimleri yerel bağlamlarından, tarihlerinden anlayabiliyorduk. Geldiği ülkeye bakarak, ressamların işlerini tanıyabiliyorduk. Artık dünyanın stili biraz fazla sıradan ve birbirine benzer” diyor. 25 YİNE Mİ GRİ? Türkiye’de sokak sanatına aşinalığımız çok da eski değil. Bizim aşina olduğumuz şey, yazılamalar. 70’lerde, 80’lerde duvarların en çok konuştuğu dönem yaşandı. 30 yıl sonra, hiç politize olmamış kuşaklar dahi, Gezi Direnişi zamanında söyleyeceklerini duvarlarda söyledi. Her biri griye boyanan duvarların üstünde bu sefer “Yine mi gri?” soruları belirdi. Belki de sokak sanatının kıymetini bilmeye başladığımız zamanlar, gökkuşağı renklerindeki merdivenlerin de griye boyandığı gündü. Artık, pek çok semtte sokak sanatı örnekleri günlerimizi renklendirmeye devam ediyor. ÖZEL MESAJ KAYGIM YOK Turbo • @tuncdindas 80'lerin ortalarından sonra sokağa ne yaparsanız yapın sizi politik gruplara bağlıyorlardı. Nedendir bilinmez ama insanoğlunun duvarlar ile hep bir sorunu olmuş. Hep bir şeyleri duvarlara yazmış çizmiş. 80'lerin başında Türkiye'de de çok popüler olan break dance ile başladım. Sokaklara bir şeyler yapmak ve insanların bunu görmesi hoşuma gitti. Bir yandan da gizli bir meşhur olma duygusu var. Aslında özel bir mesaj kaygım yok. Ben yaşadığım şehrin gri duvarları renklendirmek, iz bırakmak istiyorum. Zaten ülkede yeteri kadar mesaj kaygısı olan insan var. Benim de olmasın. Ben bu şehirde varım ve gri duvarlar yerine renkli duvarlarımız olsun, onlara bakalım, bir şeyler hayal edelim demek istiyorum. Ben grafiti sanatçısıyım. Benim işim yazılarla. Yaptığım şeylerde ise politik bir şey yok. RENKLİ SOKAĞI KİM SEVMEZ Kİ? Sedat Tünay @colorwagon Sokak sanatının bir müzik, tiyatro gibi kabul görmesiyle gelişimi ve yaygınlaşması kolaylaşıyor. Sonuçta renkli sokakları kim sevmez ki? 2007 yılında duvarları boyamaya başladım. Tüm çalışmalarım renkli dünyamın karmaşasını ifade ediyor diyebilirim, yeri geldiğinde mesaj amaçlı yaptığım oluyor ama hep sanat için boyuyorum. Geçmiş dönemde duvarlara siyasi içerikli yazılar yazılıyordu ve suçtu. Yaptığımızın bambaşka bir şey olduğunu ifade ederken zorlanmıyor değildik. Fakat günümüzde sokak sanatçıları artıp çalışmalar çoğaldıkça farkındalık arttı. 3 MAYIS 2015
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle