17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUĞLA / MİLAS 7 Eski Milas 90’ının kıyılarında yapıldığını da öğrenmiş olabilirsiniz. Mutlaka Nazlı Eray’ın “Ömür Uzatma Kahvehanesi” adlı öyküsünü okumuşsunuzdur. O öyküye konu ve mekan olan kahvehane de buradadır. Benim öykülerle, romanlarla ilgim yok. Ben şiirden hoşlanırım” diyorsanız mutlaka “İzmir’in ve aşkın şairi” olarak ünlenen Nahit Ulvi Akgün’ü biliyorsunuzdur. Nahit Ulvi de Milaslıdır ve memleketiyle ilgili pek çok güzel şiiri vardır. Sadece onlar mı? Daha kimler kimler bir şekilde yolları düştüğünde buradan etkilenip öykülerinde, şiirlerinde, romanlarında söz etmişlerdir. Bu arada Prof. Dr. Güngör Varinlioğlu’nu da unutmayalım. O da bu topraklardandır ve antik çağ yazarlarından, şairlerinden çeviriler yaparak Türkçemize kazandırdığı kitapları, birbirinden hoş ve ilginçtir. Bu yüzden Milas, eğer siz okumaktan hoşlanıyorsanız mutlaka bir gün bir kitapta sizin de karşınıza çıkar. Zaten belki de çıkmıştır bile… Cumhuriyet tarihimizin önemli ressamlarından Turan Yeni Milas Erol’un adını mutlaka duymuş, sergilerini gezmişsinizdir. Onun da hemşerimiz olduğunu söylesem ve birbirinden güzel pek çok Milas konulu tablosu olduğunu, hatta çok sayıdaki enginar çiçeği resmini de komşularının bahçesinde gördüklerinden esinlenerek yaptığını söylesem ne dersiniz?.. Ünlü suluboya ressamı Ali Rıza Kırkan’ı da unutmayalım. Onun da birbirinden hoş, birbirinden güzel nice suluboya resminde Milas evleri, sokakları ölümsüzleşmiştir. Peki sinemayla ilgilenir misiniz? O zaman Yusuf Kurçenli’nin yönettiği ve Necla Nazır ile Hakan Balamir’in oynadığı “Ölmez Ağacı”nın burada çekildiğini mutlaka biliyorsunuzdur. Ayrıca Fatih Aslan’ın da Milas evlerinin ve sokaklarının tutkunu olduğunu ve bu nedenle yönettiği kimi televizyon dizilerinin de burada çekildiğini bir yerlerden duymuş olabilirsiniz? Milas’ın yetiştirdiği ve arkeoloji dünyamızın önemli isimlerinden birisi olan Prof. Dr. Aşkıdil Akarca’nın, kardeşi Turhan Akarca ile birlikte yazdığı “Milas” adlı kitabında anlattığına göre, antik çağda bir gezginin yolu Mylasa’ya düşer. Gördüğü kentin görkemi karşısında çok etkilenir. Çünkü kent, eteğinde kurulduğu Sodra Dağı‘ndan çıkartılan mavi, beyaz veya leylak damarlı mermerlerle öylesine görkemli anıtsal yapılarla, abidelerle süslenmiştir ki, gör ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle