Katalog

26 HOLLANDA Avrupa’da Afrikalı hayvanat bahçesi Yazı ve fotoğraflar Yıldız Çelik ollandalılar, ülkelerinin küçücük yüzölçümlerine H rağmen dünyanın özel doğal güzelliklerini, Hollanda’ya taşımışlar. Almanya sınırına yakın Arnhem kentinde dünyanın, kapalı alanı en büyük hayvanat bahçesi olan “Burgers’ Zoo”yu yaratmışlar. Yaratıcısı, Johan Burgers’in temelini attığı Burgers Zoo’nun yapımına 1913 yılında başlanmış. İlk kurulduğu yıllarda tilkiler, domuzlar, şempanzeler, develer, filler ve zürafalar varmış. Bugün ise hayvanat bahçesi dört bölümden oluşuyor. Afrika’da görebileceğiniz hayvanların ve bitki örtüsünün yer aldığı tek açık hava yer olan “Burgers” safari, güneş ışınlarını süzmeden içeriye geçiren özel bir çadırın altın yer alan Afrika cangılının yaratıldığı Burgers Bush, Güney Amerika’nın kaktüslerinin ve hayvanlarının yer aldığı Burgers Desert, Pasifik’in küçük bir kopyası olan Burgers Ocean… Hayvanat bahçesindeki yolculuğunuza Burgers Safari’den ya da Burgers Bush’dan da başlayabilirsiniz. Biz yolculuğumuza 1988 yılından bu yana açık olan Burgers Bush’dan hayvanat bahçesinden başlıyoruz. Kapıdan içeriye girdiğimizde 10 metre kadar uzanan bir holde fotoğraf makinenizi içerideki iklime uyması için fotoğraf makinenizi “tapir” heykelciğinin ağzından çıkan hava üfletiyoruz. Bunu yapmazsanız içerideki rutubetten dolayı makineniz buharlanır ve fotoğraf çekme olanağınız olmaz. Üzerimizdeki kalın giysileri çıkarıp, kısa kollu tişörtlerimizle kalıyo ruz, içerdeki havaya uyum sağlayabilmek için… Holden geçtikten sonra, bir anda kendimizi Afrika cangılında buluyoruz. İplerle asılı tahta köprüden yürümeye başlıyoruz. Köprüden yürürken ayaklarımız köprünün altından akan ırmaktan biraz ıslanıyor. Şimdi Afrika cangılının tam içindeyiz… Başınızı kaldırıp tepenizdeki çadırı görmezlikten gelirseniz burayı gerçek bir cangıldan hemen hemen ayırt edemezsiniz. Patika yoldan ilerlerken çevreye dikkatlice bakmaya çalışıyoruz. Çünkü yüzlerce çeşidinin yaşadığı kuşların hepsini göremeyebilirsiniz. Yürürken ağaçların tepelerine, otların arasına bakarak ilerliyoruz. Kertenkeleler, kurbağalar, yarasalar, su samurları daha pek çokları ile çok yakın oluyorsunuz. Araştırmacılar, fotoğrafçılar, doğa aşıkları için etkileyici süprizlerle dolu dolu bir yer. 15 bin çeşit bitkinin yaşadığı bu bölümde, 17 metre yükseklikten akan bir de şelale bulunuyor. 1994 açılan Burgers desert ise gerçeğinden ayırt edemeyeceğiniz maden tünelinden geçerek giriyoruz. Duvarlarda fosiller keşfedilmeyi bekliyor adeta. Duvarlara açılan oyuklar kapalı olduğunu hissetmeyeceğiniz şekilde cam ile kapatılmış, içlerinde fareler yılanlar, akrepler var. Tüneli geçtikten sonra her şeyi ile Güney Amerika’dasınız… Dev kaktüsler, dikenli çalılıklar, kayalıklar…özel bir alanda, doğal ortamı yaratılmış gece kuşları… 1998 yılında açılan, yapımında yedi bin metre küp beton ve 850 ton metalin kullanıldığı Burgers Ocean’a ise gitmek için ise aynı tünelden geri dönüyoruz. Farklı bir kapıdan geçtikten sonra da kendimizi tropikal sahillerde buluyoruz. 75 metre uzunluğundaki plajdaki suyun derinliği sekiz metre ve 750 ton su kullanılmış. Bu görüntüyü destekleyen dalga sesleri, ısı sizi gerçeğini hayal etmenizi sağlıyor. Kısa bir yoldan alt bölüme indiğimizde 20 metre uzunluğunda, altı metre yüksekliğin