Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com 28 lerin içinde de havariler ve peygamberler vardır. Aslan inine girmiş Daniel bu cephedeki önemli diğer bir konudur. Kuzey cephesinde, İncil yazarı Aziz Marc, yasak elmayı yiyen Adem ile Havva’nın cennetten kovulmaları, Samson’un zaferi, havariler, azizler, tavus kuşu, deve ve tavşana saldıran kartal kabartmaları görülür. Batı cephesi, kilisenin ana girişidir. Sonradan eklenen bir yapı bu cephedeki kabartmaların çoğunu örtmüştür. Bu cephedeki kabartmalarda, Akdamar Kilisesi’nin maketini İsa’ya sunan Vaspurakan Kralı I.Gagik, İncil yazarlarından Aziz Mathieu ve melekler vardır. Akdamar Kilisesi ile ilgili fantastik ve gerçek iki hikaye yazmak istiyorum. Fantastik hikaye, genç bir delikanlıyla dünyalar güzeli Tamara’nın, adanın ismiyle ölümsüzleşen aşklarının hikayesidir. Çok eski zamanlarda, Akdamar’da yaşayan keşişler, kimsenin adaya çıkmasına izin vermezmiş. Keşişlerin yanında nasıl olduysa, bir de güzelliği dillere destan DOĞU ANADOLU NEDEN ON SEKİZ DELİK? Geçen hafta 0611 Mayıs tarihleri arasında Belek’te uluslar arası nitelikte Bayanlar Golf Turnuvası yapıldı. 250 bin euro para ödüllü turnuvanın, bu düzeyde ilk kez Türkiye’de gerçekleştirilmesi kuşkusuz golf sporuyla ilgili insanlarımız için çok önemli bir başarıdır. Ancak golf sporunun anavatanı olarak kabul edilen İskoçya’da ilk turnuvanın 1552 yılında düzenlenmiş olduğunu hatırladığımızda bu oyuna aslında ne kadar “yabancı“ olduğumuzu da anlamış oluruz herhalde. Esasen geniş halk kitleleri tarafından oynanan bu oyun, o dönemlerde yuvarlak taşların eldeki kalın sopalarla deliklere sokulması şeklinde oynanıyordu, ta ki kilise bunu 1500’lü yılların başında yasaklayıncaya kadar. Nedenini burada sorgulamadan geçelim, vardır elbette onların bir bildikleri, “diğer” insanların bilmedikleri. İskoçlar, ilk oynarlarken bu “taşlısopalı“ oyunu sahada 22 delik varmış. Ancak bu oyunun halen günümüzde de otoriter kulübü sayılan İskoçya’daki St.Andrews Kulübü, kendi sahasını 18 deliğe düşürünce, bu uygulamaya diğer tüm sahalar da katılmış ve günümüze değin gelen kurallar oluşturulmuş. Golf sporunu diğer bazı popüler spor dallarından, örneğin futbol veya basketbol gibi oyunlardan ayıran özellikler nelerdir bir bakalım isterseniz: Golf sahaları kulüpler tarafından yapılır, oynamayan insanlardan toplanan vergiler ile değil, golf dürüstlüğe dayanan bir spor dalıdır, oyuncuları kendilerine karşı dürüst insanlardan oluşur, hakeme ihtiyaç duymazlar, golf, sessizlik içinde oynanır, küfürlü tezahürattan dolayı saha kapatma cezası diye bir şey yoktur, her hafta bir kaç oyuncu profesyonel disiplin kuruluna sevk edilmez, böyle bir kurula ihtiyaç olmadığından yoktur da zaten, golf oyuncusu başkasına tekme atmaz, sahada kendisine plastik su şişesi ve bozuk para atılmaz, sahaya izleyici olarak girerken kimse elinizdeki su şişesini potansiyel tehlike olarak görmez, golf oyuncusu başarısına göre doğru orantılı olarak ödül kazanır, başkasının ne kazandığı ile ilgilenmez, hatasını telafi edecek başka bir kimse yoktur yanında, topu deliğe sokunca, üstünü çıkarıp seyircilere koşmaz, giyinik olarak röportaj yapar, deplasmanda oynama mazereti yoktur, zaten hep değişik sahalarda oynar, golf, güzel bir doğa içinde oynanır, golf sahalarının bulunduğu yerler yemyeşil hale getirilir, golf için ağaç kesmeye gerek yoktur, tam tersine ağaç dikmeye ihtiyaç vardır. Evet, biraz diğer spor dallarına dokundurduk ama esprili de olsa golf sporunun bazı özelliklerini aktarmak istedik. Peki golf oyununda neden 18 delik vardır sahada. Neden 10 değil, 20 değil veya birkaç düzine değil? Bir golf sahası yaklaşık 850 dönüm (bin metrekare) büyüklüğündedir, herhalde yer yokluğundan değildir? Yine çekiliş yok, kontör yok, ama yazarsanız, haftaya paylaşırım sizlerle… Tamara yaşarmış. Günlerden bir gün çevrede yaşayan bir delikanlı yüzerek adaya çıkmış ve badem toplamakta olan Tamara ile karşılaşmış. Tamara ile delikanlı o anda içlerine düşen aşkın gücüne karşı duramamışlar. Bundan sonra her gece Tamara, el ayak çekildikten sonra fenerle sevdiğine yol göstermeye ve genç aşıklar da ada sahillerinde buluşmaya başlamışlar. Durumu öğrenen ve gençleri kıskanan baş rahibin kızı babasını durumdan haberdar etmiş. Fırtınalı bir gecede Tamara’nın sevgilisini korumak için fener yakmamasını fırsat bilen rahip, elinde fenerle genç adamı kandırıp adanın etrafında dolaştırmış. Sabaha doğru gücü tükenen genç adam, sonunda “Ah Tamara, ah