Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KAPAK saat önce verdiği balıkları en ucuza almak için kıyasıya bir rekabete sahne oluyor mezat alanı. Sabah saat 05.00 sularında bir bir yanaşıyor tekneler. Tazesini ucuza almak bir yana açık arttırmaya girerek heyecan yaşama istemiyle mezat alanında bekleyenlerdenseniz, tekneyi gözucuyla, limanın girişinden demir atacağı alana kadar getiriyorsunuz ilk olarak. Kaptan kıyıya doğru bir iki manevra yaptıktan sonra balık yüklü kasaların mezat için kayıt altına alınma sırası gelmiştir. Ardından kasaların önünde kümeleşen onca insan. “Barbun” diye bağırıyor birisi, “Kasası 150 liraya tekir barbunu...” 150 yeni liraya bir kasa burbun mu diye gözler açılıyor ilkin, sonra, “Dur bakayım sen” diyerek kümedeki yerinizi alıyorsunuz. Sırada çipuralar var. Lüfer, lidaki, sarı kanat ve daha nicesi. Hele bir de şanslıysanız, bahtı açık bir tekneye irisinden birşeyler takıldıysa, seyreyleyin siz açık arttırmanın tadını. Dört bir yandan sesler yükseliyor. Lokantacılar arttırımdaki balığı almak için kıyasıya rekabette. Burada sadece İzmir merkezi değil Ayvalık, Kuşadası, Ürkmez, Gümü lür, Çeşme ve Urla esnafına balık satışı yapılıyor. Sabahın köründe kalkmış, soluğu balık mezatında almışsınız ve emin olun ki, sizin payınıza da elbet bir şeyler çıkar. Güzelbahçe açıklarının cömert olduğunu söylüyor buradaki balıkçılar. Kendi gönülleri de ayrı bir zengin doğrusu. Hava kararırken çıkmışlar denize, yeni günle birlikte yanaşmışlar kıyıya. Çay bardağına doldurdukları bir iki yudum rakı içmeyecekler mi şimdi? Buyur ediyorlar meraklı gözlerle bakanları. “Gel bir yudum da sen al” diye sesleniyorlar, “Henüz çok erken” demeye kalmadan, “Neye göre erken” diyorlar. Belli ki gecenin cennetinden, ruhları huzur dolu çıktılar. Bir sonraki sefer öncesi yine söyleyecekler denize ve geceye dair: “Gece geliyorHazla doluyor ruhumGeçip gitmiş yüryüzünün gündüz vakti ve sen yine benimsin” Balıkçı bunlar, özgür ruhlu insanlar. Hem Güzelbahçe’de çokca var. Gündüz vakti pek ortalıkta gözükmüyorlar ama. Eğer siz de geceye övgü düzenlerdenseniz, onlar gibi, denize beraber açılmak istediğinizi söyleyin. Ne çıkar bundan, söylendiği üzre yü rekleri zengin insanlar, ortak ederler belki cennetlerine. İyisi mi siz denizde geceye niyetlenmeden önce Güzelbahçe kıyısında bir gecenin içinde olun. Burası ayrıca İzmir’de, balık lokantalarının sıraya dizildiği her bir mekanda kadehlerin dostluğa kalktığı buluşma adresi. Balığı mezattan aldıysanız daha sabahtan, akşam için niyetlendiğiniz lokantaya bırakabilirsiniz. Yeter ki, siz geleceğiniz saati söyleyin. Yok sabah mezat yerinde bulunamadım diyorsanız dert etmeyin, lokantaların önünde sıraya dizilmiş balıkçılar tez