Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 MOĞOLİSTAN MOĞOLİSTAN 13 Yazı ve fotoğraflar: Nesteren Davutoğlu rta Asya’ya gitmek hiç aklımda yokken Fest’in düO zenlediği yolculuğa katılmaya karar verdim. Cengiz Han, tarihten gelip geçen liderlerin en önemlilerinden; Pasifik Okyanusu’ndan Macaristan’a, Sibirya’dan İran’a uzanan dünyanın en büyük devletini kuran o. Moğolistan’da bir doğa sever olarak göreceğim çok şey var, hem de atalarımız nereden gelmiş bakalım! 13. yüzyılda başkent olan Karakurum’a doğru, başkent Ulan Bator’dan çöllere, ileri! Onu ilk görüşüm, resimlerinden tanıdım! Oovo. Üst üste konmuş taşlardan bir tepe, ortasında bir direk, renkli bezler, çaputlar. Oovo, Şamanizm’in bugüne gelen izlerinden. Çevresinde üç kez dönüp, dileğin için bir taş da sen koyuyorsun. Göz alabildiğine düzlük. Bulutların sarmaladığı gökyüzü ve otlakların sarmaladığı yeryüzü. At sürüleri... Bir kartal göğsünü germiş, yol kenarında heykel gibi duruyor; üçü alçak uçuyor. Önce bakıyorsun, sadece bozkırı görüyorsun. Bakmaya devam ediyorsun, fazlasını görüyorsun. Bu ıssızlıktan hikayeler geçiyor. Balballar, Karadeniz’in kuzeyinden Moğolistan’a kadar olan bölgede yaygın taşlar. Öldürülen kişinin öbür dünyada, öldürene hizmet edeceğine inanılıyor; düşman taş parçasına dönüştürülüyor. Kültigin’in mezarına bin 250 metrelik balbal yolu ile gidiliyor. Tanımadık doğa şekilleri, düzlükte eğ Anayurt topraklarında ri büğrü taş çınarları kule gibi yükseliyor. Vee Orhun Vadisi’nde Bilge Kağan Yazıtı’na geldik. Türkler, korumak için etrafına bir müze yapıyorlar. Yazıt, örtüler altında; sonra üç işçi üzerini açıyor, tören mizanseni gibi. Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metinle karşı karşıyayım. Bu anıtın üzerine ne karlar yağdı. Taşta yazan kahramanlıkları selamladı bulutlar. Kültigin Abidesi’ni, ağabeyi Bilge Kağan 732’de diktirmiş; abideyi kaplumbağa şeklinde bir kaide taşıyor. Az gittik, uz gittik, bir kampa geldik. Mutlak sessizlik. Geceyi unutulmaz kılan tepeden çıkan dolunay. Orhun Nehri takatsiz akıyor. Stepte bir rüzgar; çadırın her yanından ayrı sesler geliyor. Bozkır uçuyor. Soba çıtır çıtır yanıyor. Alevlerin yalazı, keçe çadırın içinde şaman dansı yapıyor. Kamp, sabahın ilk güneşiyle kıpırtısız. Keçi sürüleri. Cüce keçiler üzerimize koştu. At sürülerine yaklaştık. Saatler geçtikçe buradaki doğal hayata uyuyorsun, bozkır sensin. Mirage! Sık sık serap görüyoruz. Çölde su varmış sanıyorsun; yansıyor, parlıyor. Puslu ve titrek. Akıl yanılıyor, göz yanılıyor. Git, git, yeryüzü değişti. Kumul tepeleri, ince kum rüyaları. Deveci çocuklar, develere binmemiz için bize ümitle yaklaşıyorlar. Yüz binlerce yıllık taş satmak, buranın yerel ticareti. Tornedo gördük; olduğu yerden helezonlar çizerek yükselen konik kum esintileri. Orta Gobi’den Güney Gobi’ye 260 kilometre gitmişiz. Yanan pepeler ve Kartal Vadisi. Tabiatın sürprizleri bitmiyor; Gobi Çölü’nde manzara değişiyor. Altay Dağları’nın etekleri, sarp yamaçlar... Kanyonda yürüyoruz ve buzullar! İki dağın arasında tepelerden inen kar suları donmuş, üzerinde yürünecek kalın buz tabakası oluşmuş. Önce ürkek ilk adımlar, sonra farklı bir deneyim. Kanyonun derinliklerine yürürken üzerimize yapışmış Gobi Çölü’nün sarı sıcağını soyunuyoruz. Tovshin Kampı, otuz kadar ger. Koyu turuncu ay doğdu çölün ufuk çizgisinde. Nefesimi tuttum ilk gördüğümde; ateş topu, göz hizanda kızıl yalazlar. Yoliin Am; dinozor kemikleri gördük Doğal Tarih Müzesi’nde. Dinozor yumurtaları, nesli tükenmiş yaratıkların kemikleri. Fosilleşmiş ağaçlar… Her gün Moğol coğrafyasının ayrı yerlerinde; bir gün step, iki gün çöl, bugün yayla. Sabah Nadan şenliği izledik yaylada; okçuluk, atıcılık, güreş! Üç ata yadigarı spor. Balbal dizili yoldan 360 kilometre uzaktaki Tonyukuk Yazıtı, bizim için anlamlı. Yazıtta Göktürk dönemine ait tarihi hadiseler, birlik, bütünlük mesajları bulunuyor. Bilge Tonyukuk’un kendisi yazmış. Az daha kuzeyde, Sibirya ormanlarının başladığını hissedebiliyorum. Mutluluk diye buna denmezse, neye denir? Başkentin doğusundan başlayıp, çölden yol yapıp, Altay Dağları’nın eteklerinde gezip, kuzeye ormanlık bölgeye çıktık. Atalarımızın çıktığı anayurt toprakları, elveda Orhun Vadisi, Gobi Çölü, Moğol stepleri... İçim temizlendi.