Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Işığın şehevi olduğu topraklar BODRUM BODRUM YARIMADASI turist avcısı, kapkaççısı, mafyası, balıkçısı, çiftçisi... Ne ararsan burada. Aynı durum tatil veya gezi için de geçerli. Ülkenin haritasını önüne açıp, nereye gitmek istediğinizi düşündüğünüzde, onun izdüşümünü Bodrum’da bulabilirsiniz. Koca yarımadadaki beldelerin karakteri adım başı değişiyor. Bir bakmışsın çamlar arasında Karadeniz iklimindesin, bir bakmışsın bozkırın ortasında... Ege zaten ayağının altında... İlim ifan peşinde... Nispet yapmak gibi olmasın bu ilk değil, galiba son da olmayacak kendimi Bodrum’a bırakışım. İşçi emeklisi babamın dişinden tırnağından artırdığı üç beş kuruşla üniversitede “ilim irfan” peşinde koşarken yolum düşmüştü buralara ilk kez. Henüz akademinin birinci sınıfı. Otobüs parasını zar zor denkleştirdiğimi, yaklaşık 40 kişilik bir grup halinde otobüse doluştuğumuzu hatırlıyorum. Şimdiye kadar gördüklerinden çok farklı bir dünyaya adım attığın daha ilk metrelerde anlaşılıyor. Koloni halinde dolaşan çarşı iznine çıkmış askerler gibi sersem sersem çevreyi süzerken, “Gece hangi barda eğleneceğiz?” sorusuyla, zoraki birlikteliğin geç saatlere dek süreceği anlaşıldı. İyi de nasıl?.. Yol parasını zor halleden bu genç, o barda söylenecek içkilerin altından nasıl kalkacak? Ege’ye yelken açmış bir Marmara gencinde çare tükenmez. Çözüm, her zaman sorunda gizlidir! Gidersin Barlar Sokağı’na, gözüne Hakan Dirik ıllarca uyuttular insanları “küçük Y Amerika” masallarıyla... “Her mahallede bir milyoner” olacaktı. Olmadı! Sonra her eve iki anahtar vaat ettiler... Ne evin kapısını açtı o anahtarlar, ne arabayı... Küçük Amerika olamadı belki Türkiye, ama “büyük bir pazar” oldu sonunda. Hem de haraç mezat! Küçük Amerika tartışmasını, son dönemde yükselen Amerikan karşıtlığına karşın, parmağınızın ucundaki sigaranın ya da ne bileyim kullandığınız arabanın veya deminden beri yudumladığınız içeceğin menşeine bakmanızı salık vererek size bırakıyorum. İzninizle ben de kendimi Bodrum’a bırakıyorum! Memleketin izdüşümü İşte karşımda bir başka gerçek daha: Burası tam anlamıyla küçük Türkiye! Memleketin dört bir yanında ne varsa, tüm abartısıyla buraya sıkışmış durumda. Kıt kanaat geçinmeye çalışanı, onun altı aylık maaşını bahşiş diye bırakacak denli zengini, Bodrum’a tayin kararını duyunca “eyvah sürgüne gidiyorum, oraları ateş pahası” diye kara kara düşünen memuru, mantar gibi biten inşaatlarda çalışmak için Doğu’dan kopup geleni, üç kağıtçısı, zevk düşkünü, sanatçısı, turizmcisi, E GE DEN İZ İ