Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
YÖRÜKLER 15 Anadolu’nun eski gezginleri Yazı ve fotoğraflar: Zeki Oğuz lusumuzun göç serüveni Orta Asya’da başlamış ama hiç durmamış. AnadoU lu Selçuklu tarihi, Türkmenlere sonra Moğol istilacılarına karşı savaşların tarihidir. Selçuklu sultanları, ulusal değerlerini unutmamak için direnen Türkmenleri ve göçer yaşamını bırakmak istemeyen Yörükleri baskı altında tutmak isterken bir yandan da Moğol istilacılarına karşı varlıklarını korumaya çalışmışlar. Anadolu insanının göçer olma kaderi Osmanlı döneminde de bitmemiş. Sürekli sefer halinde olan Osmanlı ordusuna asker, saraya para gerekiyor. Yörük göçerler buna kesinlikle yanaşmıyor, göçer oldukları için çocuklarını askere göndermekten, devlete vergi vermekten kaçıyorlar. Osmanlı bunları Halep tarafına, Kıbrıs’a zorunlu iskana tabi tutuyor. OsmanlıKaramanoğulları savaşının sonunda savaşın galibi Osmanlı olunca, saray binlerce Karamanlıyı Rumeli’ye zorla göç ettiriyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün atalarının da buradan gittiği söyleniyor. Göçerlerle Osmanlı arasındaki savaş 1850’lerde doruk noktasına çıkıyor. Osmanlı orduları, Çukurova aşiretlerinden Kozanoğulları’nı darmadağın ediyor. Dadaloğlu’nun şiirleri o günlerin acıklı hikayeleriyle dolu.Yirminci yüzyılda da bitmiyor Anadolu insanının göç çilesi. Bu kez ekmek derdine düşüp başka ülkelere göçüyor. Türkler Anadolu’ya girdikten sonra hızla yerleşik hayata geçiyor. Toroslar’da binlerce köyün geçmişi o yıllara dayanır. Çukurova’dan Antalya’ya kadar olan sahil kesimde yaşayan Yörükler göçerlikten vazgeçmiyorlar. Bu, onlar için hem ekonomik bir olay hem de özgürlük demek. Kışın sahilde barınan Yörük obaları, nisan ayının ortalarında göçe başlıyor, bir bir buçuk aylık bir yolculuktan sonra Toroslar’a ulaşıyor, güz gelince de tersine bir yolculuğa çıkıyor ve bu asırlardır böyle sürüp geliyor. Serik ve Manavgat taraflarında kışlayan Karakoyunlu, Karahacılı, Coşlu Eskiyörük, Höngüşlü, Saçıkaralı, Sarıbalı, Hacıhamzalı, Ötkünlü, Karatekeli, Sarıkeçili, Honamlı, Karaevli gibi Yörük obaları Beyşehir Anamas Dağları’nın eteklerine Sultan Dağlarına, Seydişehir Küpeli Dağı’na çıkıyorlar. Alanya Yörükleri Söbüçimen, Gevne, Eşek Kırıldığı yaylalarını tercih ediyorlar. Konya, Bulumya’nın Kirazlıkaya yaylasında tanıdığım Hıdır Taş Sarıkeçili Yörüklerinden. Kışın Gülnar’ın Sipahili köyünde kışlıyor sonra Beydili, İmirhacı, Çukurasma, Örtülü, Yüzükara, Kırkyalan, Hacıellez, Kıravga, Avgan, Verme Dağları, Başkışla, Çoka, Hacı Baba Dağı, Durayda, Dinek, Botsa, Kilistra ve Çayırbağı’nı geçerek Kirazlıkaya yaylasına ulaşıyormuş. Kuş Ali sevdiğim bir Yörük beyi. Her yıl Toroslar’a onu ziyarete giderim. On kızı, on devesi, dört yüz kara keçisi var. Kızlardan üçünü gelin etti. O da Sarıkeçililer’den. Kışı Gülnar Hanifeler köyünde geçiriyor. Gülnar’a Antalya tarafından gelmişler. Bahar gelince Hamit Gölü, Dikili, Kurukonak, Çıldır Armutlu, Mezergediği, Erikderesi, Görmel Köprüsü, Kızıl Yokuş, Kovanlık Boğazı, Hanboynu yolu ile Gevne Vadisi’nin kuzeyindeki tepelere geliyor. Birkaç aylık bir konaklamadan sonra aynı yolu takip ederek geri dönüyor. Elbette bu göçerlik pek kolay değil. Yol güzergahında geçtikleri köylerin, beldelerin sorumlularıyla çeşitli sorunlar çıkıyor. Otlakiye için büyük paralar talep ediliyor. Karşılarına ormancılar çıkıyor, jandarma çıkıyor. Bütün bu zorluklara rağmen birçok oba göçerliği bırakma niyetinde değil. Göçerlere imrenen Konyalı dağcılar her yıl Konya Taşkent’ten başlayarak Alanya’ya kadar yürüyorlar. Yüzyılımızın bu son gezginleriyle tanışmak isteyenler kışın Çukurova’dan Antalya’ya kadar uzanan sahil boyunda, yazın ise Toros yaylalarında obaları ziyaret edip bir sıcak merhaba diyebilirler. Bu sıcacık merhabanın karşılığı doyumsuz bir bulgur pilavı, doyumsuz bir söyleşi ve üzeri kekik dolu bir tas ayran olacaktır.