Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BARTIN 13 GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı yhacisuleyman@yahoo.com Bartın kent merkezindeki su terazisi İNTERNET: KENDİN PİŞİR BAŞKALARINA YEDİR Bütün dünya ayaklarınızın altında deyimi yerine, parmaklarınızın ucunda demek daha doğru herhalde. Günlük yaşamımızın vazgeçilmez ifadesi “maillerime bakayım” sözü. İnternet yaşamımızı sardı. Bilgiye ulaşmak kolay ve hızlı. Konunun uzmanları bu sınırsız özgürlüğe sınır getirilsin mi getirilmesin mi, sitelere erişim engellensin mi diye tartışıyorlar. Bu tartışma dipsiz bir kuyuya benziyor. İnsanoğlu genelde iyi bir şey yapayım derken bunu aksi yönde kullanan hemen çıkıyor. Cep telefonlarında da aynı durumu yaşamıyor muyuz? Yanına fotoğraf makinesi almamışsın veya unutmuşsun, harika bir buluş yardımına koşuyor. Cep telefonuyla fotoğraf çekebiliyorsun. Gel gör ki bu buluşla çekilen fotoğraflar, şantaj aracı olarak kullanılıyor ve insanlarda korku yaratıyor. Yakın bir zamanda bir çok mekana girerken kameralı cep telefonunuzu kapıdaki görevliye teslim etmek zorunda kalabiliriz. Neyse dönelim, internete ve turizme. Dünya parmaklarınızın ucunda, nereye gitmek isterseniz, daha seyahate çıkmadan orayı görebiliyorsunuz. 360 dereceli kamerayla web sitesi sizi gezdiriyor, şehri, oteli ve hatta otelin odasında dolaşabiliyorsunuz. Önceleri broşürlerden bakardı turistler nereye gideceklerine, fotoğraflar ne kadar güzel olursa o kadar etkili olurdu seyahat kararında. İnternet bu kadar gelişmiş değilken, yapılan bir araştırmada gidilecek yerle ilgili kararda, “en etkili tercih nedeniniz ne” sorusuna, katılanların yüzde 50’si “broşürdeki resimler” demiş. Yüzde 15’i broşürdeki yazılı anlatım, yüzde 15’i ise fiyat demiş. Geri kalan yüzdeler çokça sebebe bölünmüş. Ancak bugün için durum farklılık kazandı. İnternet herkesin, istediği gibi kullanabildiği, ülkeler, olaylar, kişiler başta olmak üzere, her konuda doğruyanlış istediğini yazabildiği ve yayabildiği, kişisel ihtiraslarını tatmin ettiği bir ortam. Turizm de bundan nasibini tabii ki almakta. Artık gideceğiniz yerlerle ilgili tercihinizi yaparken, başkalarının deneyim aktarımlarını önceden okuma şansınız veya bazen de “şansızlığınız” var. Son birkaç yıldır, insanların tatil deneyimlerini paylaştıkları internet siteleri oluştu. Başlangıçta çok güzel bir fikir gibi, çünkü sizden önce o otelde, şehirde veya ülkede kalmış birinin deneyimi size yardımcı olabilir diye düşünüyorsunuz. Ama gel gör ki, misafir deneyimlerinin aktarıldığı siteler, çok kısa bir süre içinde bir silah haline, bir şantaj aracı haline dönüşüvermiş. İstediğimizi elde edemediğimizde hemen savurduğumuz, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” sözünün yerini, “Sizin oteli internette yazarım bak” tehdidi almış durumda. Özellikle ülkemize turist gönderen ülkelerde misafir deneyimlerinin aktarıldığı siteler günümüzde seyahat kararını etkileyen unsurların en etkili olanlarından. Bu sitelerde yazılanların hepsinin, hem olumlu hem de olumsuz yazıların, gerçek bir deneyime dayanıp dayanmadığı ne yazık ki kontrol edilememekte. Çünkü hiç bir kontrol filtresi kullanılmıyor.Yani hiç oraya gitmediği halde oraya gidip kalmış gibi yazı yazıp gönderiyorsun internete, herkes okuyor. Bu nedenle internette okuduğunuz “deneyimler”e her zaman çok inanmayın. Ne çok olumlu, ne de çok olumsuz yazılanlara. Boşuna dememişler ağızdan ağza reklam en iyisi diye. Hiç olmazsa karşında gerçek bir kişi var, uçsuz bucaksız anonim bir ortam değil. misi, İbrahim Paşa Camisi, Şadırvan Camisi’ni görmenizi öneririm. Trafiğe kapalı olan Hükümet Caddesi’ndeki tarihi yapılar dikkat çekici. Hazır bu caddeyken Taşhan’da kişisel bir sergiyi geziyoruz. Osman Turna ait olan sergi, Türkiye ve dünyanın bir çok yerinde düzenlenen müzayedelerde alınan tarihi eserlerden oluşuyor. Bunun dışında, restorasyonu devam eden kent müzesi de tamamlanmak üzere, görmekte fayda var. Bartın’da ne içilir ne yenir desek; balığın memleketindesiniz. İstediğiniz deniz ürününü yiyebileceğiniz restoranlar ve lokantalar var. Sinan Otel (0.378 315 38 99), Sun Set Otel (0.378 238 60 00), Amasra Kirazlar Otel (0.378 315 39 81) hem yemek yiyip hem de konaklayabileceğiniz yerlerden bir kaçı. Amasra’daki Canlı Balık Lokantası’na uğramanızı öneririm. Mısır ununda kızartılmış balıklar nefis (0.378 315 26 06). Bartın’a gidip Galla pazarını gezmeyen yoktur. Her cuma ve salı günleri kurulan pazar adını kadınlardan alıyor. Pazardaki bütün satıcılar kadın. Gezinizi haziran ayına denk getirip Çilek Festivali’ne de katılabilirsiniz. “Her çeşit turizm” isteyenler Bartın’a uğramalı. Amasra’daki Maden Müzesi Ulus, Ulukaya Köyü