22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KÜLTÜR 11 tarafına yöneldiğinizde Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında Anadolu’nun değişik yerlerinde yapılan kazılar sonucu müzeye kazandırılan son derece etkileyici heykeller, tapınak frizleri, kabartmaların yer aldığı iç içe geçen pek çok salon yer alır. Bu salonlarda Yunan heykel sanatının arkaik, klasik ve Helenistik ve Roma dönemlerini içeren pek çok tanrı, tanrıça, düşünür, şair, imparator, yönetici heykelleri ile mitolojik ve kahramanlık efsanelerini anlatan frizler oğlan üstü güzelliktedir. Midillili kadın şair Sappho, Aphrodite, Tyke, Esin Perileri, Musalar, Zeus, Eros, heykelleri, Aphrodisias, Miletos, Efesos, Didyma, Assos gibi Batı Anadolu’nun önemli antik kentlerinden getirilen bu eserlerin hepsine bakmak için birkaç dakikanızı ayırırsanız saatlerce ayrılamazsınız. Müzenin üst katları da son derece keyifle gezilebilecek vitrinli sunumlardan oluşmuştur. Çağlar boyu Anadolu ve Troia salonunda Troia hazinelerinden geri kalanları görebilirsiniz. Bir üst katta Ana dolu’nun Çevre Kültürleri: Kıbrıs, Suriye, Filistin’e ve müzenin en alt katında ise, Trakya Bithynia kültürlerine ait bizim için ender görülebilecek pek çok eser sergilenir. Klasik Arkeoloji Müze Binası, giriş katları geniş, yüksek yapısı ve de aydınlık mimarisi ile Osman Hamdi Bey’in yurt dışında gördüğü büyük ulusal müzeler gibi planlanmış. Müzenin açılışından sonra aradan geçen yüz yıldan fazla süre içinde müzeye gelen eser sayısının çokluğu müze depolarını da tıka basa doldurmuş. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Dr. İsmail Karamut eserleri sağlıklı olarak depolamanın yanında, bilimsel ve popüler anlamda tanıtmanın da belli başlı görevleri arasında olduğunu belirtiyor, “Eserleri toplumla buluşturmamız lazım, bu nedenle yeni projeler üretmekteyiz”diyor. FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com HOŞAP KALE KAPISI Medyatik insanların fotoğrafa yönelmeleri tartışma konusu oldu. Birileri sanki onlar fotoğraf çekmesin diyor. Ara Güler “Türkiye’de fotoğraf sanatı yok” diyor. Ara Güler’in fotoğraflarını çok severim ve etkilenmişimdir; ancak, görüşüne pek katılamıyorum. Çünkü fotoğraf ülkemizde işlevi ile en dinamik sanat dalı ve Türk fotoğrafçıları dünya çapında başarılar elde ediyorlar artık. Herkes fotoğraf çeksin ve sergilesin. Önemli olan, kişiler değil, iyi iş. Kamil Fırat’ın dediği gibi, “içeriği ve niteliği olan” işler yapmak gerek. En önemlisi sponsorluk kurumu, Coşkun Aral’a katılıyorum. Bu ülkenin değerlerine yönelik toplumsal gelişmesine yönelik işler için fotoğraf çekenler sponsor bulamıyor. Değerlerimizin, sosyal ve kültürel yapımızın fotoğrafla yorumlanması gerekiyor. İşte size Hoşap Kale Kapısı. Var mı, kalelerimizle ilgili bir fotoğraf çalışması. Kaleler her gün yıpranıyor, taşları düşüyor. O kadar çok konu var ki fotoğraflanacak. Irmaklar, göller, kervansaraylar ve daha niceleri. Geçende yabancı bir ressam bana “Neden Türkiye’deki sütun başlarını çekmiyorsun” dedi. Gençler için yazıyorum bunu. Fotoğraf belgesel niteliği olan bu konularla hakim değil tabii. Ancak ülkemizin değerlerini taramak da görevimiz olmalı. Coşkun Aral’ın sponsorluk konusundaki sözlerine kulak vermek gerek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle