28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 KUZEY YUNANİSTAN ‘Komşu oturması’na gittik Yazı ve fotoğraflar Nesteren Davutoğlu eklenmiş bir yaz sabahı, B arabamızla İpsala’ya doğru, Kuzey Yunanistan’a komşu oturmasına gidiyoruz. Ayçiçeği tarlaları neşeli, sürülmüş buğday tarlaları kederli. Trakya bir geniş düzlük, yol kenarında pirinç tarlaları göz alabildiğine, çeltik yeşili. Keşan’da yurdumuz köftesi de yiyebiliriz; bir saate kalmaz, komşuda bir caciki, musakka da... Zamanı eteklerinden çekerek, ‘‘vilayetler’’de Osmanlı izlerine bakacağız. Ama hem de bugüne. Geçmişle bağlantılı hafif yeis, yerini çoktan hazmeden bakışa bırakmış olmalı. İstanbul’dan çıktıktan birkaç saat sonra, ‘‘Hudut’’ yazan tabelanın önünde değiş tokuş. Biz İpsala Gümrük Kapısı’ndan onlara giderken, önde mikrofonlu rehber, güle oynaya bir otobüsle onlar da bize geldiler. Meriç’i geçiyoruz, suyun yarısı bizim, yarısı onların. Bu ağaçlar bizim akçakavak, şu ağaçlar Yunanlıların ak çakavak. Alexandroupoli, bizim Dedeağaç adıyla bildiğimiz sahil kasabası. 1878’de Osmanlı kurmuş, koca bir deniz feneri var 1880’den beri dururmuş. Kendi halinde, sade, bir avuç kasaba, sahil boyu asfalt, ötesi plajlar, kafeteryalar. Alexandroupoli’ye, Yunanlılar ailece deniz tatili için gelirmiş, limanı, istasyonu ve havaalanı var. Polytechneiou Meydanı’nda bir balıkçı lokantasında, tek duble öğle uzosunu içiyorum, yanında lezzetli barbunya, radika, kalamar. Banttan keyifli müzik, ‘‘Ela, ela amaan!’’ Anayoldan ayrıldığımız sapağa dönüp, bir sonraki durağın yoluna düştük. İskeçe’ye doğru gidiyoruz; ama önce Gümülcine. Evliya Çelebi’nin Gümlü Cin’i, Rumçine’sinin adı şimdi Komotini. Türkiye’ye 100 kilometre uzaklıkta. Tütüncülükle geçinen Gümülcine’de balık pazarı, hayvan pazarı var; eski yapı, yeni yapı karışık. Bir eskici dükkanı buldum. Yaşlı büfeciye, İngilizce yol sorup adamı zorlarken, aramızdaki konuşmayı duyup, kırık dökük Türkçe cevap vermişti, bu kez doğrudan Türkçe konuştum: ‘‘Merhaba, nasılsınız?’’ ‘‘İyiyim bereket!’’ Bey 1928 doğumluymuş. ‘‘Sağda komşu Müslüman, solda komşu Müslüman, hep beraberdik sabahtan akşama’’ diyor. Kasabada bir Arkeoloji Müzesi, bir Folklor Müzesi var. Komotini’de biraz yürüdük, bir kahvelerini içtik. Tekrar yola. Serez, Drama, İskeçe, Gümülcine yol tabelaları sevimli geliyor. Panagia, diye başlayan manastırlara, medrese, tekke, türbe, hamamlar, camiler karışmış. Neoklasik üç katlı Avrupai evlerle, cumbalı Osmanlı evcikleri yan yana. Hanlar, avlular, yokuşlar. Viran bağlar, sarnıçlar, ha ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle