Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 Sanırım doğru nokta burada yatıyor. Tatile giden insanlar, tatil sırasında heyecan verici birşeyler yaşamayı arzu ediyorlar, yani günlük hayattan uzaklaşmak istiyorlar, kendilerine göre extrem sayılabilecek sıra dışı spor ve animasyon faaliyetlerine katılıyorlar, anlaşılıyor ki heyecan ve riskin doruk noktasında ise flört ve kaçamak denemeleri, yaz aşkları var. Tabii ki ‘‘beyaz’’ yalanlar yalnızca tatil sırasında yeni tanışılan insanlara söylenmiyor. Tatil dönüşü eve dönüldüğünde eşe, dosta da tatil anıları anlatılırken küçük ilaveler yapılmıyor değil. Örneğin hava nasıldı diye soranlara, birçok gün yağmurlu olmasına rağmen ‘‘mükemmeldi’’ yanıtı verenlerin oranı yüzde 41.1 çıkmış. Bütün gün sahilde yan gelip yatanların da her gün spor yaptıklarını anlata anlata bitiremedikleri de oldukça çok başvurulan küçük yalanlardan. Bir de gerçekleşmeyen ANTALYA’DAN FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com HEMŞEHRİ TURİZMİ Doğuda birçok ilçe, yaz gelince umudunu hemşehri turizmine bağlar. Kemaliye, Kemah, Divriği, Arapgir, Darende, Gürün ve daha bir çok ilçe yaz aylarında İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlere yerleşmiş hemşehrilerini ağırlar. Köyler ilçeler şenlenir. Esnaf birkaç kuruş kazanır. Gurbetten gelenlerin, sılada oturanların beklentileri vardır. Genellikle yaşlılar döner yaz aylarında sılaya. Birçoğu emeklidir, yalnız kaldığı için zorunlu olarak gurbete çocuklarının yanına gitmiştir. Bağ ve bahçelerine koşarlar. Toprağı severek sebzelerini yaparlar. Evlerine bakar onları onarırlar. Fotoğraftaki iki yaşlı gibi kapı önlerine oturup hasret giderirler gelip geçenlerle söyleşirler. Yıllarca yaşadıkları yörelerinde, güz gelecek diye hüzünlenirler. Yaşamları gibi, güz bir gün gelip çatar. Dönüş yoluna çıkarlar. Köyler ilçeler yine sessizliğe bürünür. Hemşehri turizminin içinde hüzün vardır. Ne var ki yöreler için de gereklidir. Birçok yöre, hemşehri turizmin ötesine geçmek, yöresini tanıtmak için şimdi çaba veriyor. Ancak, kültür turizmi için gereken tanıtım yapılmadığı için sonuç alınamıyor. Fotoğraf dijital makine İSO 200; objektif 16 mm; program çekim. kaçamakları anlatanlar var; onların da oranı az değil, yüzde 7.7. Yani her anlatılan kaçamağa inanmayın, çoğu hayal gücünde kalmış olabilir. Buradan tabii ki, tatilde her tanıştığınız kişinin veya tatil dönüşü herkesin yalan söylediği sonucunu da çıkarmamak lazım. Zaten yukarıda belirttiğimiz gibi ankete katılanların yalnızca yarısı böyle davranıyor, yüzde 51’i yalana başvurmadığını söylüyor. Yalan söylediğini kabul edenlere bir soru daha sorulmuş; ‘‘Yalan söylediğiniz için vicdanen rahatsızlık hissediyor musunuz’’ diye. Yüzde 78.9’u ‘‘hayır’’ demiş. Belki bir gün ‘‘Dört Mevsim Gezi’’ okurları arasında böyle bir anket yaparız, bakalım bizim sonuçlar nasıl çıkacak... Ama her şeye rağmen, yalanlı da olsa yalansız da olsa yaz tatili bir başka güzel oluyor, öyle değil mi? Öyleyse tadını çıkaralım... yhacisuleyman@yahoo.com