Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 PERU topluyor ve açıklamalarını sürdürüyor: ‘‘Titikhaha Gölü’nün en karakteristik özelliklerinden biri bu yüzen adacıklardır. Bu adacıklarda yaşayanlara ‘Uros’ adı verilir. Uros, yüzen adacıkları savaşçı İnkalardan korunmak amacıyla, yöreye özgü Totora adlı sazlık bir bitkinin kargılarının çapraz olarak bir araya getirilmesiyle oluşturulmuşlardır. Üzerindeki basit kulübeler yaşayan ada sakinlerinin başlıca geçim kaynağı balıkçılık ve turizmdir. Uroslar, geleneksel yaşam şekilleriyle gurur duyarlar ve karaya yerleşmeyi reddederler. Sadece geçimlerine katkı sağlamak amacıyla turistlerin sallanan adalarını ziyaret etmelerine izin verirler. Peru hükümeti buradaki yaşamın sür mesi için Titikaka’daki adalarda yaşayan yaklaşık 2 bin yerli nüfusa yardım eder.’’ Göldeki balık türlerini ve daha pek çok konuyu uzun uzun anlatıyor Roberto. Dinlemeyenleri azarlıyor bir de. Gözüme iki tarafı at başını andıran ve Totara adı verilen sazlardan yapılan çok eski yüz yıllara aitmiş gibi duran bir tekne ilişiyor. Rehberimizin bizi bu tekneye doğru yönlendirdiğini görünce heyecanlanıyoruz. Bu son derece ilkel görünen tekneye bütün grup biniyoruz. Ada vapuru gibi olmasa da esiyor teknenin üzeri. İki yerli genç küreklere asılıyor ve gölde ilerliyoruz. Teknedeki yerli küçük çocuk grubun neşe kaynağı oluyor. Karşıdaki bir başka yüzen adaya çıkıyoruz. Adada okul, kilise hatta bir müze var. Doğanın ve insan oğlunun ortak oluşturduğu bu yaşam alanı dünyanın en ilginç yaşam alanlarından biri. Köy meydanındaki hediyelik eşya tezgahlarını ahşap boyamalar, sazdan yapılmış süs eşyaları, yerli kadınların el emeği dokumaları kaplıyor. Bu misafirperver, onurlu güler yüzlü insanlara birazda yardım olsun diye bolca alışveriş yapıyoruz. Zamanın içinde bir yolculuk gibi olan turumuzda zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Akşam üzeri dönüş yolunda gölün güzel manzarasını teknenin üst güvertesinden izlerken şöyle ince belli bardakta çay çekiyor canım. Ama henüz gezimizin ortasındayız daha yurda dönmeye çok var diyerek manzaraya dalıyorum. www.tck.org.tr