15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇİN ÇİN 17 Uygur medeniyetine yolculuk Yazı ve fotoğraflar Dursun Özden zerbaycan üzerinden sekiz saat süren bir A uçak yolculuğunun ardından, SincanUygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’ye indikten sonra, şehre girerken yükselen büyük binaların arasında tüm ihtişamı ile göze çarpan camiler dikkatimi çekti. Taksi ve otobüslerin bayan sürücülerinin güler yüzü ve konuk severlikleri, ülkenizden çok uzaklarda olduğunuzu unutturuyor. Ertesi gün gezi programı kapsamında bereketli topraklara, Turfan’a yolculuk başladı. Turfan’a hayat veren Uygur karızlarına yolculuk. Son olarak Çin Halk Cumhuriyeti ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne yaptığım gezi kapsamında; Orta Asya’da birlikte yaşama kültürünü ve kolektif bir iradenin ürünü olan Uygur uygarlığını araştırdım. Farsça kökenli bir sözcük olan karız ‘‘yeraltı su yolu, iş izi’’ anlamına gelmekte. 2 bin 500 yıl önce Orta Asya’da, Türkler tarafından yapılan ve ‘‘Bir Uygarlık Harikası’’ olarak adlandırılan, Turfan havzasındaki ‘‘karız’’ yer altı su kanalları sistemini ve antik Yarnaz kentini inceledim. Tanrı Dağları’ndan başlayıp Turfan havzasına uzanan, Taklamakan Çölü’nün 110 metre altında ve toplam 5 bin 100 kilometre uzunluğundaki karızlar, yer altındaki Çin Seddi olarak tanımlanıyor. Çin’deki ikinci teknoloji harikası olarak vurgulanıyor. İnsanlığın yarattığı en eski uygarlık miraslarından biri olan karızlar; daha Batı’da kent devletleri yokken Uygur Türklerinin; yerleşik kent kültüründe, İpek Yolu üzerindeki ticarette, sanatta ve ziraatçılıkta ileri deneyimlere sahip olduklarını gösteriyor. Rus, Çin, Uygur, Türk ve bazı Batılı bilim adamlarının son dönem çalışmaları sonun Taklamakan Çölü’nün altındaki su kanalları bölgedeki yerleşimlere hayat veriyor. 5 bin 100 kilometre uzunluğundaki “karız”lar yeraltındaki Çin Seddi olarak tanımlanıyor. KARIZ KANALLARI TURFAN’DA SÜLEYMANŞAH MEDRESESİ da; Asya halklarının tüm farklılıklarına karşın, Batı’dan daha eski ve köklü uygarlıklara sahip oldukları, köklü ve sürekli devlet geleneği, güçlü kolektif irade ve karız gerçeğinde somutlanan ‘‘birlikte yaşama kültürü’’nü özümsedikleri belgeleniyor. Çöle hayat veren su Taklamakan Çölü’nün ortasındaki yeşil havzalara karız su kanalları yaşam veriyor. Binlerce yıldır süren ileri ziraat uygulaması, yerleşik yaşam kaynağı. Karızların yapılış ve bu güne gelişi ise, bir teknoloji harikası. Özellikle o dönemin koşullarında, kazma tekniği ve yer altında yön bulma yöntemleri, bu işin gizemini ve uygarlık harikası özelliğini vurguluyor. Karız sularının getirilmesi, paylaşımı ve korunması, bir özgün üretim ilişkisini, bir kolektif yaşam kültürünü oluşturuyor. Arap harfle riyle yazan ve Uygur Türkçe’siyle anlaşan Müslüman karızcılar, modern camilerde ibadet yapıyor ve kendi ata gelenek ve göreneklerini sürdürüyor. Bölgede yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Dangksianglar, Kırgızlar, Salalar, Tatarlar, Özbekler, Eksibolar, Ruslar ve Çinliler; Müslüman, Budist, Hıristiyan ve öteki inanca mensup komşularıyla gül gibi geçiniyorlar. Bölgede yaşayan tüm halklar düğün, bayram, ölüm, hasat, üretim ve yaşamın her alanında dayanışma içindeler. Bölgede en köklü kültüre sahip olan Uygur Türkleri, 13 milyon nüfusu ile birlikte yaşamın mayası özelliğinde. Uygurların kullandıkları sözcük ve deyimlerin çoğu Anadolu Türkçe’si ve anlaşılıyor. Bayburt ve Gümüşhane karız kehrizlerini inceleyen ünlü İtalyan gezgin Marco Polo, Uygur karızlarını görünce oldukça etkilenmiş. Uygurların yıllardır yedikleri hamurdan ince ip şeklinde kesi lerek yapılan erişteden esinlenip, ülkesine spagetti olarak yaydığı düşünülüyor. İtalyanların meşhur spagetti makarna yemeğinin kaynağı da burası. Turfan’ın kuzey batısında bulunan Karız Müzesi; üzüm bağları, dut ağaçları, sebze ve meyvelerin arasında tam bir cennet görünümündedir. Geleneksel giysileri içinde güler yüzlü Karızcı Uygur güzeli badem gözlü Badegül’ün elinden soğuk üzüm suyu, Kazak Türklerinin yaşadığı Altay Dağı’nda beslenen atların sütünden yapılan kımız ya da karız şarabı içmek, unutulmayan bir nostaljiye dönüşür. Çinliler, Türkleri çok seviyor ve Türk tarihine önem veriyor. 35 milyon nüfuslu Uygur Bölgesi’nde en çok satan kitaplardan biri de, emekli bir kurmay albayın yazdığı ‘‘Büyük Türk Mustafa Kemal Atatürk’’ kitabı. 1935’de uzun yürüyüşü başlatan Mao Ze Tung, kendisini ‘‘Çin’in Atatürk’ü’’ olarak tanımlamıştı. 56 etnik kültüre mensup halkın yaşadığı ve 1.3 miyar nüfusu bulanan Çin’de, okullarda sekizinci ve dokuzuncu sınıfların okuduğu ‘‘Yakın Çağ Tarihi’’ adlı ders kitabında; ‘‘Atatürk, Kuvayı Milliye Harekatı ve Cumhuriyet Devrimleri’’ 12 sayfa renkli olarak öğretiliyor. dozdene?mynet.com KARIZ HAVUZLARI YARNAS ANTİK KENTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle