01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Avrupa’nın zenginleri Deniz ÜLKÜTEKİN Avrupa transfer piyasasında yaza damga vuran isimler, Fernando Torres ve Thiery Henry oldu. Birkaç yıldır ismi İtalyan ve İngiliz kulüpleriyle birlikte anılan Atletico Madrid’in kaptanı Torres, sonunda Anfield Road’ın yolunu tuttu. Barcelona karşısında alınan ağır mağlubiyet sonrasında hayal kırıklığına uğramış yüz ifadesiyle televizyon kameralarına yansıyan Torres, Liverpool formasıyla Şampiyonlar Ligi’nde oynama şansını yakaladı. Tabii bu transferde bir başka önemli faktör de Liverpool’un ABD’li sahipleri Gilette ve Hicks’in, İspanyol futbolcu için 27 Milyon Pound’u gözden çıkarabilecek güce sahip olmasıydı..Atletico Madrid ise Torres karşılığında Liverpool’dan Luis Garcia’yı alırken, Villereal’in golcüsü Diego Forlan’ı da kadrosuna kattı. Chelsea. Ancak adı bir çok oyuncuyla anılan Londra’nın Mavileri, Abramovich’in kulüpte başlattığı kemer sıkma politikası sebebiyle transferde bu kez o kadar da hızlı değil. Üstelik Robben de her an Real Madrid’e gidebilir. Serbest kalan Claudio Pizarro ve Ben Haim transferleri dışında Chelsea, sessiz kalırken ezeli rakibi Tottenham, 16.5 Milyon Pound karşılığında Charlton’ın golcüsü Darren Bent’i kadrosuna kattı. Her ne kadar, Bent ümit vaad eden bir futbolcu olsa da aldığı para kafalarda soru işaretleri yarattı. Ada’da transferin bir başka hızlı takımı Newcastle United’dı. Paris St. Germain’den Rozenhal ve Chelsea’dan Geremi’yi alan Siyah Beyazlılar, asıl bombayı birçok Premier Lig takımının peşinde olduğu M.City’li Joey Barton’u transfer ederek patlattı. GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Utanç Duvarı na Beşiktaş’ı da alarak bir federasyon kurduk. Özellikle de ben mikrofona çıkıp her iki tarafın yöneticilerine karşı “Yıkın bu utanç duvarını, üç kulüp de kardeş gibi yaşayalım” diye bas bas bağırdım. Her ay iki kulübün çatısı altında yemek yedik. Olay daha uzun boyutlar kazandı. Beyoğlu’nda bir apartman tutuldu. Ve onun gönderinde Sarı Lacivert, Sarı Kırmızı ve Siyah Beyaz bayraklar birkaç yıl dalgalandı. Özal hükümetiyle görüşüp bu birlikteliği tüm Türkiye’ye yaymak için girişimlerde bulunduk. Ne var ki ülkemizde her şey umutla başlıyor ama öyle bitmiyor. Bu da böyle oldu. Araya birtakım bozguncular girdi. Aslında sporda yöneticiler barış ister gibi görünüyorlar. Ama gerçekte bu böyle değil!.. Onları barış içinde yaşamak pek ilgilendirmiyor. Zaten bu prim de yapmıyor. Kavgadan fayda umuyorlar. Tek amaçları reklam yapmak. Bütün dileğimiz geçen yılki olaylar olmasın. Maç sonrası her iki kulübün F. Bahçe’deki tesislerine bıçaklı tabancalı militanlar yerleşmesin. Evleri sayılan kulüplerine hücum etmesinler. Bayrakları yakılıp yırtılmasın. Olayları yatıştırmak için havaya ateş edilmesin. Avrupa’yı Afrika’yı gezip oradan içi geçmiş futbolcular alıp milyon Avrolar vermek önemli değildir. Önemli olan F. Bahçe G. Saray dostluğunun getirilmesidir. Milyon Avrolar bu yolda harcanmalı. Bütün umudumuz F. Bahçe, G. Saray taraftarları bilinçlensinler ve bu utanç duvarını kendi elleriyle ortadan kaldırsınlar. hderingor?hotmail.com ŞAMPİYON YAPTI, GÖNDERİLDİ La Liga’nın son haftasında şampiyonluğunu ilan eden Real Madrid, buna rağmen teknik direktörü Fabio Capello’nun görevine son verdi ve önümüzdeki sezon yola eski futbolcusu Bernd Schuster’le devam edecek. Ancak asıl transfer etmek istedikleri isim olan Kaka’yı Milan bırakmayınca yeni arayışlara girdiler.Borussia Dortmund’dan alınan Metzelder, şu ana kadar Real Madrid’in transfer ettiği tek oyuncu. Galacticos, Robben’in yanısıra Carlos Tevez’le de ilgileniyor. Ancak Arjantinli futbolcu tercihini M.United’dan yana kullanacak gibi. United’ın şu ana kadar kadrosuna kattığı oyuncular Portekizli Nanni, Brezilyalı Anderson ve B.Münich’ten gelen Hargreaves. Transfer dönemihde bir çok takımdaki belirsizlik sürerken Bayern Münich, elini çabuk tuttu ve kadrosuna çok önemli oyuncular kattı. Fiorentina’dan Luca Toni, Schalke’den Hamit Altıntop, Marsilya’dan Frank Ribery ve Werder Bremen’in golcüsü Miroslav Klose’yi kadrosuna katan Bayern, yaklaşık 50 Milyon Avro’yu gözden çıkardı. Stuttgart’tan Valencia’ya giden Hildebrand, tekrar Serie A’ya dönen Juventus’un kadrosuna kattığı Iaquinta ve Tiago, yeni golcülerin gelişi sonrası Bayern Münich’ten ayrılan ve Feyenord’a giden Roy Makaay da diğer önemli transferlerdi. HENRY SÜRPRİZİ Arsenal’in sembolü Thiery Henry beklenmedik bir biçimde 16.1 Milyon Euro’ya Barcelona’ya transfer oldu. Ancak Nou Camp’da kendisini yeniden ispatlaması gerekebilir. Ronaldinho, Messi ve Eto’o’nun yanında Fransız oyuncunun nasıl bir rol üstleneceği merak konusu. Çünkü Frank Rijkaard, koşullar ne olursa olsun orta sahada oyunun her iki yönünü oynayabilen oyunculardan vazgeçmiyor. Barcelona’nın diğer transferleri ise Lyon’dan Abidal ve Monaco’dan Yaya Toure. Aslında Eto’o’nun takımda kalmak istemesi de transfer döneminin sürprizlerinden biriydi. Geçen sezon hem Rijkaard hem de Ronaldinho’yla büyük problemler yaşayan Kamerunlu oyuncu, uzun süre Milan ve Chelsea’nin transfer gündemini işgal etti. Hatta Milan, Chelsea’dan ayrılmak isteyen Shevchenko’yu geri getirmek yerine Eto’o’yla ilgilenmeyi tercih etti. Ancak bir anda, Barcelona’da mutlu olduğu aklına gelen Samuel Eto’o Katalan topraklarında kalmayı tercih etti. Shevchenko’nun durumu iyice karmaşık bir hal aldı. Chelsea’de geçirdiği kötü sezon sonrası takımdan ayrılmak isteyen Ukraynalı golcü, bir süre eski kulübü Milan’ın gündeminde kaldı. Ancak kendisinden çok Eto’o ve Suazo’yla ilgilenen Kırmızı Siyahlılar’ın eski golcülerini alması şimdilik uzak bir ihtimal gibi gözüküyor. Son günlerde yaşanan gelişmeler ise Shevchenko’nun önümüzdeki sene belki de Milan’ın ezeli rakibi Inter’de oynamasına neden olabilir. Cagliari’nin kaptanı Honduraslı Suazo’yla anlaşan Inter, bu kulübün başkanının futbolcuyu Milan’a satması ve eğer anlaşmaya uymazsa Suazo’nun futbol hayatını bitireceği yönünde tehdit ettiği iddiaları üzerine Shevchenko’yu kadrosuna katmak için harekete geçti. Bu transferin önündeki en büyük engel ise futbolcunun yüksek maliyeti. Inter, Adriano için gelecek bütün tekliflere açık. Brezilyalı oyuncuyu transfer etmeye en yakın kulüp kinci Dünya Savaşı’nda Almanlar Avrupa’yı silindir gibi eziyor. Ne var ki sonuçta “Müttefik Devletler”e yenilmekten kurtulamıyor. Almanya, Doğu ve Batı diye ikiye ayrılıyor. Doğu Ruslar tarafından, Batı da müttefik devletlerce kontrol altına alınıyor. Sovyetler, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı’ya kaçışlarına engel olmak amacıyla bir duvar çekiyorlar. Sanırım bu duvara da “utanç duvarı” deniliyor. Detaylarda yanlışlık yapmamak için girmiyorum. Bu siyasal tarihçilerin işi... Bana göre ülkemizde de bir utanç duvarı var. F. Bahçe burnundaki G. Saray Tesisleri’yle F. Bahçe Tesisleri’ni birbirinden ayırıyor!.. Bu duvar yıllardan beri bir türlü yıkılamıyor. Hatta daha da yükseltilmeye çalışılıyor. Bu duvarların içindeki insanların gözlerini kan bürümüş!.. Birbirlerine düşman gibi bakıyorlar. Neredeyse lügatlarından F. B ve G. S harflerini kaldıracaklar!.. Çiçeklerin sarı lacivert ve sarı kırmızı renklerini bile görmeye tahammülleri yok!.. Oysa her ikisi de ulusal savaş zamanı dostluklar kurmuşlar ve bu uzun süre devam etmişti. Zaman zaman her iki kulüp de Atatürk’ün kendi kulüplerinden olduğunu gururla söylerler. Hatta bu konu medyada polemik konusu bile olur. Ne var ki Atatürk’ün en önemli ilkelerinden biri de “Yurtta Barış Dünyada Barış”tır. Sağ olsaydı bu iki güzide kulübün mahallevari mücadelelerine ne kadar üzülürdü. Zaman zaman aradaki düşmanlığı kaldırmak için büyük çaba gösterdik. G. Saray, F. Bahçe dernekleri yanı İ Bütün engelleri aştılar Can İŞBAKAN erkes şanslı doğmuyor hayatta... Kimi yokluk içinde “merhaba” diyor dünyaya, kimi de vücudunun bazı yerlerini kullanamaz halde... Hayatta kalma savaşı başlıyor olmadık anda... Daha hayatı tanımadan mücadele etmeye başlıyorsun. Ama zor işte!.. Tutunmak istiyorsun bir şeye, destek bekler halde buluyorsun kendini... ...Ve olmadık anda elinden spor tutuveriyor. Oturduğun tekerlekli sandalye kalen, sektirdiğin basketbol topu en güvendiğin silahın oluyor. Bir anda şampiyonluklara koşuyorsun; hem Türkiye’de hem de Avrupa’da... İşte Galatasaray Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı’nın böylesine bir başarı öyküsü var.. Yepyeni bir oluşum... 2005’in Temmuz’unda Bedensel Engelliler Federasyonu Başkanı Yavuz Kocaömer’in müthiş desteği ve Sinan Kalpakçıoğlu’nun inadıyla bir araya gelmiş Sarı Kırmızılılar... 2. Lig’den başlamış Tores. H Henry. Ribery. Makaay. Fenerbahçe’nin parlak yüzü Nevzat DİNDAR utbolda şans çok önemli bir faktördür. İyi futbolcu olabilirsiniz ama gerekli şartlar oluşmazsa sizi hedefe götürecek takımın formasını giyemeyebilirsiniz. İşte bu noktada İlhan Parlak fazlasıyla şanslı bir isim. Herkes “Üç büyükler”e Mehmet Topuz ve Gökhan Ünal’ı yakıştırırken, piyango 20 yaşındaki İlhan Parlak’a çarptı. Kayserispor’la sözleşmesi önümüzdeki yıl sona eriyordu. Sözleşmesinin uzatılması teklif edilince kabul etmedi. Kadro dışı kalınca da devreye Fenerbahçe girdi. 1 milyon Euro bonservis bedeliyle genç yıldız Kadıköy’ün yolunu tuttu. Geçen yıl 19 yaş altı Avrupa Futbol Şampiyonası’nda oynadığı futbolla Real Madrid ve Sevilla’nın gündemine gelen, stiliyle Eto’o’yu andıran İlhan 5 yıllığına Fenerbahçe ile anlaşırken, soyadı gibi ‘Parlak’ bir yolculuğun ilk basamaklarına adım attı Fenerahçe’ye transfer nasıl gerçekleşti? F Aslında sözleşmem gelecek yıl sona eriyordu. Bana yeni bir sözleşme önerildi. Ben ise 23 ay beklemeyi tercih ediyordum. Bu yüzden anlaşamadık. Daha sonra menajerim Batur Altıparmak, çeşitli görüşmelerde bulunmuş. Önerilen sözleşmeyi kabul etmediğim için kadro dışı bırakıldım. Fenerbahçe benimle ciddi şekilde ilgilendi. Zico’nun da onayı alınarak transfer edildim. Biraz seni tanıyalım. Futbola nasıl başladın? 18 Ocak 1987’de Kayseri’nin Yahyalı ilçesinde doğdum. Lise 1’de okurken Kayserispor’un altyapısına girdim. 1 yıl sonra da (A) takıma yükseldim. Tabii ki o zaman Erciyes olarak mücadele ediyorduk. 15 yaşında hem Ulusal Genç Takımı hem de Erciyes’te oynamaya başladım. Büyük futbolcu olmak için, en önemli kararın neydi? Erciyes’in altyapısına arkadaşımın isteğiyle gittim. Altyapı sorumlusu Özcan Sayın beni çok beğendi. Yahya’daki Erhan hocam, “Kayseri’ye gidemezsen büyük futbolcu olamazsın” diyordu. Bu yüzden Kayseri’ye gitmem gerekiyordu. Anadolu Lisesi’ni kazanınca da gittim. Yurtta kaldım. Hayatım futbol olduğu için en önemli engeli aştım. Ailen futbol oynamanı nasıl karşılıyordu? Ailem her zaman bu konuda fazlasıyla yanımda oldu. Üç kardeşiz. Ben en büyükleri yim. Kız kardeşim Galatasaraylı, erkek kardeşim Beşiktaşlı. Ben ise Fenerbahçeliyim. Örnek aldığın bir futbolcu var mı? Aslında bire bir örnek aldığım ya da olmak istediğim bir oyuncu yok. TV’de ne zaman maç olsa izlerim. Çok iyi futbolcular var. Eto’o’yu çok beğenirim. Türk futbolunda ise hem kişilik hem de futbol olarak Gökhan Ünal favorim. Geçen yıl, Real Madrid’in seninle ilgilendiği şeklinde haberler yayımlanıyordu. Doğru muydu bunlar? Ben de gazetelerde okudum. 19 yaş altı Avrupa Futbol Şampiyonası vardı geçen yıl. Polonya’da çok iyi bir performans sergiledim. O turnuvada Arda, Cafercan, Serdar Kurtuluş, Barış’la birlikte oynadık. 3 maçta 5 gol attım. Ondan önceki elit turda da 5 gol kaydetmiştim. Menajerlerin de maçlarımıza ilgisi büyüktü. O zaman sanırım dikkatlerini çektim. Türkiye’de genç oyunculara yeterli şans verilmiyor. Fenerbahçe’de oynayacaksın. Kaygı duyuyor musun? Kendime güvenmesem zaten gelmezdim. Elbette ki gençlere sabredilmesi gerekiyor. Hatası olduğunda hiçbir şekilde oyundan çıkarılıp cezalandırılmamalı. En büyük örnek Arda Turan... Şans geldi, iyi kullandı ve şimdi star olarak değerlendiriliyor. Potansiyel gençler de var. Zico da gençlere fazlasıyla önem veren bir teknik adam. serüven ve şampiyonluklarla bugünlere gelmiş... Ahmet Cömert’te onları izleyenler biliyor; müthiş bir inanış var salonda... Taraftarından yönetimine, antrenöründen oyuncusuna tek yürek olmuşlar... Bu sezonun finalinde yine kendileri gibi çok kuvvetli olan ve bu spora yatırımını esirgemeyen Beşiktaş’ı yenerek kupayı havaya kaldırdılar. Bu başarının mimarlarından biri elbette ki antrenör Sedat İncesu... Oyuncularına hep çok inandı, her zaman onların yanında oldu. Bakın nasıl anlatıyor bu destanı: “Kurucumuz Yavuz Kocaömer’in desteğiyle bir araya geldik. Hedeflerimiz ilk günden bu yana büyük oldu. Şampiyonluk için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk. Bugüne dek yapılmış en ciddi yatırımı yaptık. 2. Lig’den başlayıp önemli transferlerle güçlü bir takım haline geldik. Bir aile olduk adeta, kaynaştık... Böylece başarılar da geldi. Bu yıl kazandığımız şampiyonlukla birlikte 6. kupamızı aldık. Çok mutlu ve gururluyuz...” Galatasaray engelli basketbol takımı Türkiye Ligi’nde Beşiktaş’ı yenerek şampiyonluğa ulaştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle