21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Mustafa Kemal ŞEN TUSAM Ekonomi Araştırmaları Masası [email protected] Üreten ve tüketen boyutuyla… C S TRATEJİ ilişkin risk değerlendirmeleri. ? ABD’nin petrol stoklarının düştüğünü açıklaması. ? Yine dünya petrolünün üçte birinden fazlasını üreten OPEC'in, fiyatların düşmesini engellemek için 2006 yılının sonunda petrol üretimini azaltma kararını alması. ? Irak'ta yıllardır uygulanan ambargo, ABD işgali sonrası devam eden çatışmalar, petrole çıkarımında yatırımın azlığı, petrol endüstrisinden tam verim alınamaması. ? Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ve nüfusu kalabalık ülkelerde gelir artışı ile birlikte petrole olan taleplerde patlama yaşanması. Çin en fazla petrol tüketen ülkeler sıralamasında 2003’te ABD’den sonra Japonya’nın önüne geçerek ikinci sıraya oturdu. Dünya petrolünün yakında yüzde 10’nu Çinliler tüketecek. Örneğin Çin’deki taşıt sayısının 2020 yılına kadar 10 kat artacağı tezi öne sürülüyor. Yine aynı zamanda sürekli sanayisini geliştiren ve ihracatını arttıran Çin’in üretim ve dağıtım için daha fazla petrole ihtiyaç duyması kaçınılmaz. Nitekim gazetelere yansıyan bir rapora göre 20052007 yılı dünya petrol talep artışının yarısı Çin’den kaynaklandı. ? ABD’de petrol talebinin artması. ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz oranlarını düşürmesi ve nakit sıkıntısını çözmek için bankalara ve dolayısıyla bütün piyasaya milyarlarca dolar para sürmesi petrol fiyatlarını yükseltti. ABD’de seçim öncesi yaşanan savurganlık ve bilinçsiz tüketim, petrolün gelecekteki talebi karşılayamayacak olmasından duyulan endişe, petrolü değerli kılıyor. ABD yalnız başına dünya petrolünün dörtte birini tüketerek petrole en fazla bağımlı ülke konumunda. Petrol fiyatlarının artması ABD’li petrol şirketlerine ve dolayısıyla ABD’ye para kazandırırken, tüketiminin aşırı seviyelerde bulunması ABD’nin işine gelmiyor. Çünkü ABD önemli bir petrol üreticisi olmasına rağmen ihtiyacının yüzde 60’ını ithal ediyor. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin de altını çizdiği "Amerikan yaşam biçimi en temel önceliğimizdir, tartışılamaz" sözünden hareketle, (Yusuf Serengil Bilim, Eğitim ve Düşünce DergisiEylül 2006) son elli yıldır geniş alanlara yayılan Amerikan yaşam tarzı; ev ve işyeri arasında kilometrelere mesafe bulunması, böylelikle dünya benzininin büyük kısmını tek başına tüketmesi, ABD’nin petrole hangi gözle baktığını açıklar. Bütün bu yaşanan gelişmeler bir zincirin halkaları gibi birbirlerine bağlı ve birbirlerini tetikleyerek küresel bir fiyat yükselişine ve paranın değer kaybetmesine yol açıyor. ünya ekonomisinin içinden geçtiği daralma ve kriz ortamı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri haklı ve ciddi biçimde kaygılandırıyor. Kısa ve orta vadede sorunların çözümü konusunda uzmanlar iyimser görünmüyor. Emperyalist kuzey batı ülkelerinin sebep olduğu başta yeraltı kaynakları ve gıda fiyatları olmak üzere bütün emtialarda geçen yıla oranla yüzde yüze varan fiyat artışları dünyayı yine büyük bir sorunla baş başa bırakacak. ABD ve Çin’in aşırı petrol tüketimi ve talebin sürekli artması ise; bu iki ülke ile etrafındaki ülkeleri yeni bir dünyanın eşiğine getirecek. Her ekonomik krizin sonucu olarak karşımıza çıkan sosyal kargaşa ortamı ise önümüzdeki yıllarda ülkelerin kendi içinde ve kendileri dışındakilerle ilişkilerinde strateji değişikliğini beraberinde getirecek. 80 yıldır yeniden yaşanmasından korkulan 29 ekonomik krizi kadar olmasa da küresel bir ekonomik krizin ilk işaretleri yoksul ülkeler tarafından hissedilmeye başlandı. ABD ve AB ülkelerinin bu zamana kadar kan ve gözyaşı üzerine kurdukları sömürüye dayanan düzen, maalesef yine bu sömürülen, savaştırılan, hegemonya altında ezilen halkları vuruyor. ABD ekonomisinin sarsıntılar geçirmesi ve bir dizi yapısal reform ve kararlara gidilmesi ile hazırlanan planlar yaşanan ekonomik sıkıntının boyutları hakkında bir ipucu veriyor. Ancak ABD’nin ekonomi uzmanları ve bürokratları boş durmayarak yıllar öncesinden strateji geliştirerek bazı önlemler almış krizin derinleşmesini kendi lehlerine önleyebilmişlerdir. D Petrolün domino taşları son bir yılda yüzde 50 artış gösterdi. Burada esas önemli olan petrol… Dünyanın en önemli enerji kaynağını oluşturan petrolün önümüzdeki yarım yüzyılda da tahtını bırakması beklenmiyor. Başta ABD, Almanya, Japonya olmak üzere, kalkınmalarını enerjiye bağlayan Çin, Hindistan, Türkiye gibi ülkeler açısından petrol sadece bir enerji aracı olarak değil, stratejik ve politik bir önem de arz ediyor. Dünya ekonomisindeki kriz ortamı ülkeleri tedirgin ediyor. Petrol fiyatlarındaki artış, genel anlamda enflasyonun yükselmesini ve daha sonra daralmanın gelmesini tetikleyecek. PETROLÜN YÜKSELME NEDENLERİ Petrol fiyatları spekülatif yöntemlerle olduğu kadar birbirini tamamlayan ve kimisi bilinçli, kimisi istem dışı olan nedenlerle de artıyor: ? Dünya Petrolünün üçte birini üreten Ortadoğu ülkelerinin içinde bulunduğu istikrarsızlık, gerginlik ve savaş ortamının, gelecekteki petrol arzı konusunda en fazla petrol tüketen ülkeleri kaygılandırması. ? Çin’de başlayan büyük sanayileşme ve üretim, ABD’yi ve ekonomisi gelişmiş diğer pek çok ülkeyi etkiledi. Çin’in ucuz malları bu ülkelerde ithalat patlamasına ve cari açığa neden oldu. Çin ekonomisini durdurmanın önemli bir yolu da bu ülkeyi, üretiminde maliyetleri artıran petrol enflasyonuna maruz bırakmaktır. Batı kaynaklı büyük petrol şirketleri petrol fiyatlarının yükselmesinden dolayı karlarını katlarken, Çin’in önlenemez yükselişi bir anlamda önlenmiş olacaktı. ? Dünyanın dördüncü büyük ihracatçısı İran'ın, ABD ve diğer Batılı ülkelerle yaşadığı gerginlik, en fazla petrol tüketicisi ülkelerin İran'ın petrol arzına FİYAT PATLAMALARI Yıllara göre petrol fiyatları inip çıkarken, son yıllarda istikrarlı bir fiyat artışı ile karşı karşıyayız. Mayıs 2002’de 24 dolar, Mayıs 2007’de 70 dolar seviyesinde olan petrolün varil fiyatı Mayıs 2008’de ise 135 doları buldu. Petrol fiyatlarının yükselişi belli bir noktaya kadar arz talep ilişkisi içinde belirlenirken, belli bir noktadan sonra sıçrama yapması ise sermayedarların spekülatif yatırımlarından kaynaklanıyor. Dünya ticaretinin yüzde 60’lık bir kısmının dolarla yapıldığı düşünülürse ve doların yükselişindeki tarihi zirvesinden sonra yüzde 40 değer kaybetmesine bakılırsa yatırım dengelerinin değiştiği ve yatırımcıların yeni araçlar bulmaya yöneldiği anlaşılıyor. Londra Metal Borsası kaynaklı ve benzeri diğer spekülatif girişimler sayesinde dolardan kaçışla, petrol, altın, gümüş, bakır gibi değerli madenler başta olmak üzere fiyatlarda rekor üstüne rekor kırılmaya başlandı. Sanayinin olmazsa olmaz metal ham maddelerinin fiyatlarında sıçramalar yaşanıyor. Türkiye'de demir fiyatları son altı ayda yüzde 100, altın fiyatları son bir yılda yüzde 50, gümüş fiyatları YÜKSELMENİN SONUÇLARI Petrol fiyatlarının yükselmesinin sonuçlarını ihraç eden ve ithal eden ülkeler bakımından ayrı ayrı incelenmeli. Fiyatların yükselişi, ithal edenlerin aleyhine, ihraç edenlerin lehine ama dünyanın tamamı için ise aleyhte bir gelişme. İhraç eden ülkeler: 1 Petrol ihracatçılarının uluslararası rolü artacak. İhtiyaçtan fazlasını üreten, satan ve rezerv bulunduran Suudi Arabistan, İran, Irak, Kuveyt, Rusya, Venezuela, Nijerya Endonezya, Norveç ve diğer petrol ihraç eden ülkelerin siyasi konularda Gıda yardımı alan çocuklar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle