02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 Erdal SARIZEYBEK TUSAM İç Güvenlik ve Terör Danışmanı [email protected] Terörle mücadelede yetersizliklerin nedeni… C S TRATEJİ emrindeki polis güçleriyle yapılacak operasyonların etkinliğine bağlı bir olay olarak şekillenmektedir. Bu alanda gereken etkinliğin gösterilmemesi terörle mücadeleyi doğrudan ve olumsuz etkileyen bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Konuyu güncel olaylarla örneklemek gerekirse; 1 Mayıs günü işçilerin Taksim gösterisini engellemek için polisin gösterdiği üstün gayret ve fedakarlık, "PKK terör örgütü milislerinin İstanbul’da önceden gerçekleştirmiş olduğu araç yakma, molotof kokteyli atma, gösteri yapma, poster açma, yasa dışı sloganlar ve diğer eylemler öncesi gösterilmiş olsaydı, bu işbirlikçiler bu eylemleri yapmak cüretini asla gösterememiş olacaktı," varsayımında bulunmak olasıdır. Benzer şekilde, Türk tarihinin destanı olan Ergenekon’u bir hazırlık soruşturmasında kod adı olarak kullanan polis, bu soruşturmaya gösterdiği hassasiyeti "PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan DTP il ve ilçe teşkilatında görevli işbirlikçilerin Türkiye’nin üniter yapısını hedef alan faaliyetlerine karşı göstermiş olsaydı, bu milislerin dağa eleman gönderme ve göçle gelen halkı devlete karşı örgütleme gibi yasa dışı eylemlerini sürdürmelerinin önüne geçilmiş olacaktı" şeklinde düşünmek yanlış olmayacaktır. Bu örneklemeler örgütün milis kadrosuna karşı tutarlı ve kararlı bir tavrın ortaya konulmadığının açık göstergeleri olup, bu alanda etkinlik sağlanamaması, milislerin il ve ilçe merkezlerinde halkı provoke edebilecek güce erişebilmelerine ve dağdaki eylemleri destekleme fırsatı bulmalarına olanak sağmakla askeri operasyonların başarısını olumsuz etkilemektedir. T ürkiye’de siyaset uygulayıcıları, tam otuz yıldır süren dış destekli terörün saldırılarına karşı koyabilmek ve Türk varlığını bu tehdidin etki alanından uzak tutabilmek için ulusal kaynaklarını TSK’ye ayırmış, buna karşın mücadeledeki sorumluluklarını üstlenmediği ve terörden rant sağlama çabasıyla gerçeği göz ardı ettiği için izlediği bu yol ile terörle mücadelede başarıya ulaşamamıştır. Ulusal bir strateji belirleyemeyen ve terörü ranta çevirmek düşüncesinden vazgeçmeyen siyaset uygulayıcıları, "bu mücadelede hangi dinamikler ne şekil eyleme geçirilirse Türkiye bu terör belasından kurtulabilir" şeklindeki bir soruya cevap verebilecek türden bilinmeyeni olmayan bir denklemi de kamuoyunun dikkatine şimdiye kadar sunamamıştır. Türkiye’de böylesi bir denklemin ilk kurgusu 12 Nisan 2007’de Orgeneral Yaşar Büyükanıt tarafından yapılmıştır; "Unutulmamalıdır ki, terör çok boyutlu bir sorundur. Terör, sadece silahlı mücadele sorunu değildir. Terörün, sadece askeri ve güvenlik boyutu yoktur. Ekonomik, sosyal, siyasal ve toplumsal boyutları vardır. Bu boyutların tümünde gerekenler yapılmazsa terörle mücadele başarılı olma şansı düşük olacaktır." Terörle mücadelenin boyutlarını bugüne kadar görmezden gelen siyaset uygulayıcıları, Orgeneral Büyükanıt’ın bir "ölçü değeri" olarak masaya yatırdığı parametreleri tarafsız bir gözle irdelemeyi başarabildikleri takdirde, Türkiye’nin insan ve finans kaynaklarının ve en önemlisi her anı birbirinden kıymetli yıllarının ne şekilde siyasete feda edilmiş olduğunu da kavrayabilecekleri düşünülmektedir. Siyasetle terör arasındaki ilişkiyi açık ifadelerle ortaya koyan Orgeneral Büyükanıt’ın; "Terörle mücadelenin bazı başarı parametreleri vardır. Birincisi, başarılı olmak için siyasi ve askeri kararlılık. İkincisi, milis güçlerini veya işbirlikçilerin etkisiz hale getirilmesi. Üçüncüsü, psikolojik harekat. Dördüncüsü, dış desteğin kesilmesi. Beşincisi, terörist örgütün ümidinin kırılmasıdır. Altıncı husus da güvenlik güçlerinin, yasal yetkileri" şeklinde sıraladığı başarı ölçütleri, bu alanda şimdiye kadar bir ulusal strateji ortaya koyamayan siyaset bilimcileri ve uygulayıcıları için ileriye yönelik planlamalarında bir temel oluşturacak niteliktedir. Şimdi bu ölçüm değerleri içerisine yaşadığımız, tanık olduğumuz ve gördüğümüz olayları yerleştirelim ve çıkan sonucu birlikte değerlendirelim. Tek boyutlu mücadele Türkiye’nin bölücü terörle mücadelesi başından beri tek boyutuyla, ‘silahlı mücadele’ yöntemiyle yürütülmeye çalışılıyor. Bilinen diğer önlemlerin uygulamaya konulmaması bedeli her geçen gün ağırlaştırıyor. cevaplandırılmamız lazım. Bu bağlamda soracağımız diğer bir soru da 'etnik yapı nedir' sorusu. Siyasal amaçlı etnik milliyetçiliğin üzerine belirli bir amacı, şiddete dayalı, silaha dayalı gücü olarak gerçekleştirmek isterseniz etnik milliyetçiliğe dayalı bölücü bir hareket ortaya çıkar. Başka bir ifadeyle ırkçı bir terör örgütü ortaya çıkar. Bugün, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorun budur. Etnik milliyetçiliğe dayalı, şiddete dayalı bir terör olayıdır, ırkçı bir harekettir." Bu açıdan bakıldığında siyasetin siyasi çözüm anlayışı, "PKK terör örgütünün etnik ayrımcılık temelindeki taleplerine yasal düzenlemelerle cevap vermek" şeklinde kendini açığa vurmaktadır. Siyasi iradenin AB’ye uyum adı altında gerçekleştirdiği yasal düzenlemeler ile teröristlere ve siyasi uzantılarına karşı gösterilen eylemsizlik bu düşüncelerimizi doğrular niteliktedir. Söylemlerle sıkça dile getirilen terörle mücadeledeki kararlılık anlayışı eylemlere yansıtılamadığı için bir anlam ifade ettiğini söylemek olası değildir. Türkiye’nin üniter yapısını tehdit eder özellikteki böylesi bir siyasi yaklaşım ile TSK’nin askeri operasyonlarda gösterdiği kararlılık arasındaki karşıtlık, terörle mücadeleyi sonuçsuz bırakmakta ve askeri harekatın başarıya ulaşmasını engelleyici bir durum olarak değerlendirilmektedir. PSİKOLOJİK HAREKAT Psikolojik harekât; hedef kitleye kendi düşüncenizi aktarmaya çalışmak ve karşı güçlerin harekâtını etkisiz hale getirmek için siyasi otoritenin belirleyeceği bir eylem planı çerçevesinde sahip olunan iç ve dış dinamiklerin topyekün kullanılmasını ifade etmektedir. Türkiye’nin terörle mücadelede ortaya koyacağı psikolojik harekât konsepti, "çerçevesi Anayasa tarafından çizilen cumhuriyetin temel değerlerine bağlı ulusal hedef ve politikalar doğrultusunda ulusal birlik ve bütünlüğü geliştirmek ve korumak, bu değerlere bağlı ve saygılı yeni nesiller yetiştirmek, toplumda iç ve dış tehditlere karşı fikir ve inanç birliği sağlamak" şeklinde açıklanabilir. Bu çerçeveden terörle mücadeleye bakıldığında, siyasetin ortaya koyacağı psikolojik harekat, üniter yapıyı korumayı ve topluma, mevcut demokratik sistem içerisinde MİLİS GÜÇLERİ En yalın anlamıyla milis, dağda gezen silahlı teröristin demokratik sisteme sözde uyum sağlayarak kılık değiştirmiş silahsız yerde gezenidir. Büyükanıt milisi;"Teröristi dağda tutan bu işbirlikçilerdir; ihtiyacını karşılar, yardım götürür, haberleşme yapar, patlayıcı döşenecekse patlayıcı döşenecek yerleri hazırlar önceden terörist gelsin rahat bulsun, diye. Milis güçlerinin barındıkları yerler, şehirler, kasabalar, halkın içindeler. Yani silahlı kuvvetlerin etki planı dışındadır. Bunların mutlaka etkisiz hale gelmesi lazım" şeklinde tanımlanmaktadır. TSK’nin yasal yetkileri teröristlerin yoğunluk kazandığı dağlık ve kırsal alan ile sınırlı olup yaşam yerleri itibariyle il ve ilçe merkezlerinde faaliyet gösteren milislerle mücadele, TSK’nin yetki alanı dışında kalmaktadır. Dolayısıyla başarı ölçütleri içerisinde yer alan bu milis kadronun çökertilmesi, siyasi otoritenin KARARLILIK Mücadelenin ilk şartı olarak ortaya konulan siyasi ve askeri kararlılık, yetkili makamların söylem ve eylem birlikteliğiyle şekillenmektedir. Özellikle doğu illerimizde terör olaylarının yoğunluk kazanmış olması, TSK’nin çabalarını dağlık ve kırsal alanlara yöneltmekte, askeri operasyonların bu alanda hız kesmeden sürdürülmesi de bu konudaki kararlılığın bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır. Siyasi kararlılığın var olup olmadığını belirleyebilmek için ise, iç ve dış politik uygulamalar ile siyasi iradenin söylemlerinin mercek altına alınması gerekir. İç politikada siyasi zihniyet, "teröre siyasi çözüm" şeklinde kendini göstermiş ve bu husus bizzat Başbakan tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Dış politikada da aynı tavır benzer çizgide sürdürülmekte olup AB, ABD ve Barzani ile geliştirilen ilişkiler teröre karşı siyasi çözüm arayışının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Teröre karşı siyasi çözümden ne anlaşılmaktadır? İçinde bulunduğumuz terör gerçeği Orgeneral Büyükanıt’ın şu ifadeleriyle anlam kazanmaktadır; "Önce, PKK terörü nedir, bunu Büyükanıt
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle