02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 Mustafa ÖZBEK Türkiyem Topluluğu Sözcüsü B ir gün kurt ile yılan nehrin kenarında karşılaşırlar. İkisi de nehrin karşı kıyısına geçecektir. Yılan, yüzme bilmez. Kurttan yardım ister. Boynuna sarılıp dünya ülkelerinin yarısına emperyalist amaçları için karşıya geçirmesini önerir. Kurt, yılanı iyi tanıdığı baskı yapan, müdahalede bulunan, yine dünyanın için bu öneriye yanaşmak istemez. Yılan kurda bir yaklaşık üçte birinde bulunan askerleriyle zarar vermeyeceğini zarar verirse kendisinin de emperyalizme jandarmalık yapan Amerika da şimdi boğulacağını söyler. Kurt yılana inanır. "Gel Türkiye'nin boynuna sarılan bir yılandan farksızdır. bakalım yılan kardeş, madem zarar vermeyeceksin Demokrasi ve özgürlük diyerek önce Afganistan'ın boynuma dolan da seni karşıya geçireyim" der sonra da Irak'ın boynuna sarılarak bu ülkeleri Birlikte nehre girerler. Tam nehrin ortasına zehirleyen bu yılanların damarlarındaki emperyalist geldiklerinde yılanın yılanlığı tutar ve kurdun ırkçı ve faşist karakter artık ortaya çıkmıştır. boynunu sıkmaya başlar. Durumun ciddiyetini Türkiye'de ulusal değerleri sahipsiz bırakmaya anlayan Kurt; "Yapma yılan kardeş ikimizde çalışanlar, 301'in kaldırılması için saldıranlar bu boğuluruz. Sen nasıl olsa boynumdasın kıyıya yılanlardır. Türkiye'nin stratejik ve politik çıkalım hiç olmazsa sen kurtul" der. Öneriyi makul konumunu kirli çıkarlarına malzeme yapmaya bulan yılan zor da olsa kıyıya kadar sabreder. çalışanlar, işte bu yılanlardır. Bunun için Lozan Kıyıya çıkınca kurt, "Yılan kardeş senden bir anlaşmasıyla Türkiye'nin paramparça ettiği Sevr isteğim var. Bizde idama gidene bile son sözünü anlaşmasını. Türkiye'nin başına yine 'bela' etmek sorarlar. Son sözümü sormayacak mısın?"diye isteyenler, işte bu yılanlardır. Bugün, PKK terörünü yalvarır... "Nedir son sözün?.." diye sorar yılan. bir 'yavru yılan' gibi koynunda besleyip, büyüten, Kurt,"Bak yılan kardeş , bu kadar dostluğumuz on binlerce insanımızın katili olanlar işte bu oldu. Nasıl olsa benim sonum artık senin elinde. yılanlardır... Tarihin sayfalarına bakmadan, tarihi Geç karşıma yanaklarından bir öpeyim, sonra da incelemeden ilkel bir intikam hissiyle Ermeni beni öldür" der. Yılan, biraz huylanır ama kurdun bu soykırımı yasalarını çıkarıp, Türkiye'yi 'rezil etmek son isteğini kabul eder. Karşısına geçip yanaklarını isteyen' işte bu yılanlardır. Ilımlı İslam söylemiyle, uzatır. Kurt tek hamlede yılanın uzanan kafasını İslamiyeti benimsemiş İnsanlarımızı dinlerine, kapar. Sonra da başı üstünde defalarca dolandırır. değerlerine ve İnançlarına yabancılaştırarak Dolandırdıktan sonra beli kırlan yılanı emperyalist hareket alanını genişletmeye çalışanlar, "şırraaaakkk.." diye boylu boyunca yere seren Kurt, işte bu yılanlardır... öfkeyle yılana şunları söyler: "Dost olacaksan öyle Türkiye, bu yılanların sempatik yaklaşımının ve eğri büğrü değil böyle dosdoğru dost olacaksın" müşfik sözlerinin cazibesine kapılmamalıdır. Çünkü Türkiye'nin durumuna baktığımızda da sadece bu yılanların niyeti "Avrasya'ya hükmeden, dünyaya bir değil, 'kardeşlik' ve 'dostluk' diyen birçok yılan hükmeder" düşüncesi içinde sakladır. Kötü görüyoruz etrafında. Hepsinin de amacı dereyi niyetlerine ulaşmak için yol üzerindeki tüm Türkiye'nin boynuna sarılarak geçmek... Geçtikten coğrafyalara tıpkı Afganistan'a, Irak'a yaptıkları sonra da Türkiye'nin 'işini bitirmek'... gibi zehirlerini akıtmaktadırlar. "Kim ya da kimler bu yılanlar?.." diye soranların Stratejik ortaklık, AB üyeliği… Büyük Ortadoğu şöyle bir yakın tarihe bakması gerekiyor... Projesi Eş Başkanlığı bunlar sadece kulağa hoş Kendisini, insan haklarının, özgürlüğün, TSK’nin Irak’ın kuzeyine yaptığı hava barışın, harekatının h edeflerini gösteren harita... demokrasinin 'merkezi' olarak gösteren Batı. Amerika'sıyla, Avrupa'sıyla bir yılandan farksızdır. Dünyanın yaşadığı iki büyük savaşta öldürülen milyonlarca insanın katili olan, aynı zamanda Afrika'dan Asya'ya kadar uzanan zengin ve stratejik ülkelerden oluşan büyük bir sömürge zincirine sahip olan Avrupa, şimdi de Türkiye'nin boynuna sarılan ve zehirini akıtıp bu ülkeyi güçsüz bırakmak isteyen yılanların başındadır. Yine bugüne kadar Etrafımızdaki yılanlar... C S TRATEJİ gelen ifadelerdir. Şu ana kadar bu ifadelerin hiçbirinin içi doldurulmamıştır, hepsinin içi boştur... Çünkü bunların hepsi Türkiye'yi avlamak, zehirlemek isteyenlerin yolumuza kurduğu tuzaklar, attıkları yemlerdir... Millet olarak bizim bu çıyanları, bu yılanları tanımamız yeterli değil. Ülkeyi idare edenler, ülkenin geleceğinden sorumlu olanlar bu yılanların Türkiye'nin koynuna girmesine izin vermemeli... Bu yılanların 'zehirli' olduğunu bilmeli... Yılanlar zehirlerini hep uykuda akıtıyor... Zehir damara sızdı mı, artık uyansan da fayda etmiyor... Dolayısıyla, yöneteniyle, yönetileniyle millet olarak uyanık olmamız gerekiyor... MİLLETTEN SAKLANAN BİR ŞEY Mİ VAR? Geçtiğimiz günlerde ABD'nin Savunma Bakanlığı Bütçesi ile ilgili olarak Senato Silahlı Hizmetler Komitesi'nde yapılan oturumda yapılan açıklamalar kafalarda yeni soru işaretleri oluşturdu... Bu oturumda konuşan ABD Genelkurmay Başkanı Mike Mullen, Türkiye'nin PKK Terörü ile mücadelesine gönderme yaparak" PKK sorununa askeri çözümler dışında kalıcı çözümler bulunmalıdır" diyor. Kafalarında Türkiye'yi bir müstemleke olarak görmeye alıştıkları için bu tür haddini aşan ifadeler Amerikalıların ağzından sık sık duyuluyor... Ama bu toplantıda daha enteresan bir şey duyuluyor...Daha geçen ayın başında Türkiye'ye gelip Başbakan ile görüşen Senatör Mel Martinez, buradaki konuşmasında, Başbakan Erdoğan'ın ve askeri yetkililerin askeri çözümden daha fazlasının yapılması gerektiği görüşünde olduklarını söylüyor... Bir yanlışlık olmasın? 'Daha fazlası' denilen nedir?... Daha fazla yapılması gereken nedir?... Yoksa Güneydoğu'da teröristlere karşı Türk Silahlı Kuvvetlerimin gerçekleştirdiği harekat sadece bir göz boyama mıdır?... Milletimizin öfkesini ve tepkisini gidermeye yönelik bir "gaz çıkarma' operasyonu mudur yapılanlar?... Amerikalılar bunu mu ima etmeye çalışıyor? Amerikalı Genelkurmay İkinci Başkanı,"Ankara biliyor.." diyerek Başbakanı ve hükümeti gösteriyor. Merak ediyoruz nedir Başbakan'ın bildiği?... Terörle mücadele konusunda Başbakan'ın bilip, milletin bilmediği nedir?... Amerika, daha ne kadar, nereye kadar bu 'muamma' dolu açıklamalarla Türk Milletinin zihnini bulandıracak... Bu açıklamalara, Türk hükümeti daha nereye kadar ses çıkarmayacak?... Milletten saklanan nedir, milletin bilmesinde, öğrenmesinde sakınca görülen nedir?... Siyasi iktidar, PKK terörü ile mücadelede siyasi mi yoksa askeri çözümden mi yanadır?... Bunu Amerikalı senatörden değil, ülkeyi yönetenlerden duymak Türk Milleti'nin en tabii
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle