Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
mücadelenin yer altından sürdürülmesi de yatmaktadır. Hamas ve İsrail’in farklı nedenlerle de olsa işine gelen bu çizgi, Filistin’in işine gelmemektedir. Uzun yıllar, kanlı mücadeleler sonucu, henüz istenen boyutta olmasa da elde edilen kazanımlar, Hamas radikalizminin ve İsrail’in tehdidi altındadır. Filistin’de taraflar, birbiriyle çatışıyor... C S TRATEJİ 21 asker gönderme kararı gündeme gelir mi? Tahmin etmek kolay değil. Böyle bir durum, kendileri için çok zor. Bir yandan Halit Meşal, bir yandan İsrail. Malum, ikisiyle de dostlar. İsrail, Gazze’ye çok kapsamlı bir müdahale kararlılığında gözükmektedir.(2) Bu sefer, rutin bir operasyondan çok Hamas’ın imha edilmesi planlanmaktadır. Bu çok kanlı süreç, ancak Filistin’in birliği ve dünya kamuoyuna tek bir sesle çıkmasıyla aşılabilir. O da Kemalist modele göre, laik bir zeminde, sosyolojik bir ulus yapısı ve tekil karar alma gücüdür. Filistin’de yaşananlar, ülkemiz de dahil olmak üzere, siyasal İslam akımını savunanlara karşı, acı bir örnektir. İyi ki, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti’nde, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Umarız, Kemalist model, Ortadoğu’da uygulanır, bölgeye bu sayede barış ve esenlik gelir. Ancak öncelikle bu modeli, Türk siyasetinin istisnasız bir biçimde içselleştirmesi gerekmektedir. FİLİSTİN İNTİHAR EDİYOR Hamas’ın siyasal İslam’ı hedefleyen çizgisinde, intihar eylemleri ön planda yer almaktaydı. Kötü bir benzetme olmasına karşın, itiraf etmeliyiz ki, Hamas’ın politikalarıyla Filistin intihar ediyor. Sadece, Hamas ve El Fetih arasında sınırlı kalmayan bir bölünme, iç savaş ve İsrail saldırılarıyla, toplu bir kaos ortamını hızlandırmaktadır. Bu sayede, İsrail, Filistin’in kendi kendisini yönetmeye ehil olmadığını dünyaya kanıtlamaya çalışmaktadır. Üstelik, Hamas’la yaşanan çatışmalar, İsrail’in, Filistin Özerk Yönetimi topraklarına müdahalesini de kolaylaştırmaktadır.(1) İkinci İntifada’dan sonra da, El Fetih yönetimine benzer müdahaleler yaşanmıştı. Ne yazık ki, Filistin Özerk Yönetimi, parçalanmış ve radikalleşmiş yapısıyla, uluslararası alanda, eskisinden çok daha yalnızdır. (BM Genel Sekreteri dahil, diplomatlar ve siyaset adamları, El Fetih’li bakanlarla muhatap olmakta, Filsitn başbakanı dahil olmak üzere Hamas’lı bakanlarla görüşmemektedirler.) İsrail, siyasal iktidarın başbakan Filistinli grupların kendi aralarında savaşmaları, Hamas’ın kendi içinde bir bütünlük oluşturamaması, İsrail’in işine geliyor. Gazze’ye yönelik olası Hamas’ın tasfiyesi harekatı Filistin’in ‘intiharını’ hızlandırabilir. düzeyinde gözlemci olarak katıldığı Arap Birliği zirvesinde (28 Mart 2007) 1967 sınırları öncesine dönmek koşuluyla, ilişki kurulabilir bir ülke olarak tanımlanmıştır. Son yılarda İsrail, uluslararası alanda, daha kabul edilebilir bir ülke konumuna gelmiştir. Filistin ise, başta Arap ülkeleri ve kendi içindeki siyasal İslam akımlarıyla izole edilir bir duruma getirilmiştir. İsrail, dipnotta Reuters mahreçli haberde, Gazze Şeridi’ne uluslararası barış koruma gücü davet edilmesini tartışmaktadır. Siyasal iktidar, 5 Eylül 2006’da, TBMM’de Lübnan’a asker gönderme tezkeresini kabul ettirmişti. Acaba, gider ayak, Gazze’ye Dipnotlar: 1 Allyn FisherIlan, "Israel Decides Intensify Gaza Strikes", Reuters, May 20, 2007. 2 Yaakov Katz, "Eight killed as IAF fires missile at terror cell in Gaza City", Jerusalem Post, May 20, 2007. Deutsche Welle: ‘Filistin için çözüm uzlaşı...’ Rainer Sollich / 18.05.2007 F Şiddetin giderek tırmanmasında başrolü ilistin’de El Fetih ve Hamas arasında kanlı oynayanlar, Filistin lideri Mahmud Abbas’la çatışmalar yaşanıyor, İsrail ise Gazze Başbakan İsmail Haniye. Her ikisi de bu şiddet Şeridi'ne hava operasyonları başlattı. ortamında elleri kolları bağlanmış; daha da kötüsü Hamas'ın Filistin lideri Abbas’a saldırı planladığı iddiası ortaya atıldı. Taraflara şiddet son vermeleri için yapılan çağrılar sürüyor. Son çağrı AB dönem başkanlığını yürüten Almanya’dan geldi. Ancak Filistin’de şiddet kolay kolay sona ereceğe benzemiyor. DW editörlerinden Rainer Sollich’in yorumu... "Filistin’de Hamas’la El Fetih arasındaki uçurumun giderek derinleşmesinde Batılı ülkelerin uyguladığı politika da rol oynadı. Ancak Batı’nın Hamas hükümetine uyguladığı mali boykot ve Hamaslı bakanlarla görüşmeyi kabul etmeme yönündeki kararı anlaşılır bir tavırdı. Çünkü Filistin sorununun çözümlenmesinin yolu önceden olduğu gibi şimdi de Hamas’ın, İsrail’in varolma İsrail askerleri hakkını mutlaka tanıması şartından Filistinlilerle karşı karşıya... geçiyor. şiddeti sona erdirmek istemiyor gibi görünüyorlar. Ne yazık ki Batılı ülkeler sanki Filistin’deki Sorunun çözümlenmesi için devreye giren Suudi demokrasi sürecini seçimleri politik olarak ilişkide Arabistan ve Mısır gibi ülkelerin arabuluculuğu da oldukları El Fetih’in kazanması halinde başarısız oldu. destekliyormuş izleniminin doğmasına neden oldu. Gazze Şeridi’nde şu an hakim olan politik güç Bu önemli bir soruna neden oldu. Ancak Filistin’de öldürücü bir etkiye sahip. Çünkü Filistinlilerin süren şiddetin nedenleri başka. geleceğini bir kez daha yerle bir ediyor. Hem Hamas’la El Fetih arasındaki çatışmalar hem de İsrail’e düzenlenen ve Filistin halkına misillime olarak geri dönen saldırılar, Filistin’de iki önemli sonuca yol açıyor: İnsanlar daha fazla acı çektiği gibi, güven ve refah ortamında onurlu bir yaşam özleminde olan toplum giderek silahlanıyor. Arap Birliği’nin Ortadoğu sorununun çözümü için ortaya koyduğu barış inisiyatifine uluslararası desteğin arttığı bir dönemde şiddetin tırmanması, çok trajik. Batı Şeria’daki işgal politikasını sürdüren İsrail’e politik olarak başarısız olduğu suçlaması getirilebileceği gibi, Filistinlilere de iktidar mücadelesini bir türlü sona erdirmek istemediği eleştirisi yöneltilebilir. Hamas’ın İsrail ordusuna yönelik saldırılarla Filistin’de iç politikada bir dayanışma ortamı yaratma girişimleri başarılı olabilir. Ancak bunun Gazze Şeridi’nde yaşayanlar için yıkıcı sonuçları olacağı da unutulmamalı. Filistinlilerin uzun süredir hak ettiği kendi ülkelerini kurma hayaline ancak şiddetin son bulduğu, tarafların uzlaşmaya hazır, akılcı bir politika izlediği bir ortamda ulaşılabilir. Oysa taraflar arasında şiddet tırmanma tehlikesiyle karşı karşıya."