02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Yrd. Doç. Dr. Sait YILMAZ BÜSAM Müdürü [email protected] . yüzyılda uluslararası güç ilişkilerinin nasıl gelişeceği ve güç dengelerinin nasıl bir yörüngeye oturacağı daha çok aktör düzeyinde bir çalışma gerektirmektedir. Bu kapsamda; ABD ve AB’nin geleceği, Çin’in ABD’ye ne oranda rakip olabileceği, Rusya Federasyonu’nun gittikçe çok kutuplu bir hal alan dünya düzeninde nasıl bir konum edineceği, Japonya’nın artan daha bağımsız güvenlik arayışları yanında Hindistan, Brezilya ya da İran gibi bölgesel güçlerin daha yukarıya ne kadar terfi edebilecekleri ile ilgili çalışmalara yer verilmektedir. Bu yazıda henüz bölgesel güç olma formasyonunu tamamlayamamış Türkiye’nin 21. yüzyılda gerek duyduğu güvenlik açılımları ile ilgili aktör, konsept ve güç projeksiyonu düzeyinde öngörüleri tartışmak istiyoruz. Ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde… C S TRATEJİ kapsamda; (I) Ulusal güvenliğin tüm boyutlarındaki politika, strateji ve eylem mekanizmaları için gerekli irade, yetki ve öngörü sağlayacak şekilde yapılandırılması, (II) İstihbaratın üretimi, koordinasyonu ve yönlendirilmesi, propaganda ve psikolojik savaş, örtülü operasyon ve faaliyetler de dahil olmak üzere her türlü bilgieylem ilişkisini oluşturacak hukuki süreçleri edinmesi, (III) Ülke içindeki iç ve dış kaynaklı bozucu, bölücü ve dezenformatif oluşumların önüne geçilmesi, etki ajanları ile mücadele edilmesi, iç güvenliğe yönelik tehditlerin takip edilmesi için Anayasa Mahkemesi ve MGK Genel Sekreterliği tarafından uygun görülecek Almanya’daki Anayasayı Koruma Başkanlığınca alınan tedbirlere benzer, gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, (b) Gerek ülkenin içinde bulunduğu tehditler ve gerekse yeni konseptin gerektirdiği bilgi ve eylem mekanizmalarının güç çarpanı olacak ulusal istihbarat kurgusunun yeniden oluşturulması ve bu kapsamda; (I) İstihbarat teşkillerinin çalışma bütünlüğünün sağlanması için MİT Müsteşarının, "Ulusal İstihbarat Başkanı" statüsünde MGK Genel Sekreterliği bünyesindeki "İstihbarat Koordinasyon Kurulu"nda tüm ulusal istihbarat faaliyetlerini koordine etmesi; (aa) MİT’in devlet istihbaratı yapan istihbarat teşkilatlarının bütünlüğünü sağlamak üzere; "Dış İstihbarat" "İç İstihbarat", "Ekonomik İstihbarat" ve "Uzay İstihbaratı" teşkilatını kapsayan bir çerçeveye kavuşturulması, (bb) Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ve Jandarma İstihbarat Teşkillerinin faaliyetlerinin kanun uygulayıcı (polis ve iç güvenlik) istihbaratı ile sınırlandırılması; görev ve sorumluluklarının açıkça belirlenmesi yolu ile görev alanlarının fiilen genişlemesinin önüne geçilmesi, (II) Silahlı Kuvvetlerin kendi ihtiyacı olan özellikle dış istihbarat ihtiyacını karşılamaya yönelik istihbaratı toplayacak ve analiz edecek, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’na bağlı ABD’deki DIA(1) benzeri, "TSK İstihbarat Komutanlığı" kurulması ve coğrafi olarak görev yapacak üç adet (Avrupa, Avrasya, Orta Doğu) "Askeri İstihbarat Tugayı" kurulması, (III) İstihbaratın bir bilim dalı haline getirilmesi için seçilen bazı Üniversitelerde istihbarat yüksek lisans ve doktora programları oluşturulması, üniversite ve araştırma merkezleri başta olmak üzere yumuşak güç içindeki tüm unsurların istihbarat fonksiyonlarının kurgulanması. c. Türkiye, ulusal çıkarlarını sağlamak istikametinde dış politikasını yürütmek için "ikna (rıza üretme)" olgusunu öne çıkaran "yumuşak güç" kabiliyetine dayalı bir güç projeksiyonunu daha fazla gecikmeden oluşturmalıdır. Ülkenin politik, ekonomik, sosyokültürel ve askeri güç unsurları birbirine entegre edilerek kademeli ve örtüşen bir güç projeksiyonu dahilinde yumuşak ve zorlayıcı güç unsurlarının rol ve süreçlerinin belirlenmesi gereklidir. Bu kapsamda güç projeksiyonunun aşağıdaki gibi oluşturulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. (1) Yumuşak güç dahilinde (Şekil 3); 21 Türkiye için yeni yaklaşım Türkiye’nin AB üyeliği yolunda ve bölgesinde meydana gelen olaylarla neler yitirdiği artık yalın bir şekilde ortaya çıkmış durumda. Türkiye’nin yeni bir güvenlik konsepti ve güç projeksiyonu geliştirmesi kaçınılmaz. nitelikte bir bilgi mekanizması ile entelektüel bir tabakaya ihtiyaç bulunmaktadır. Türkiye’nin içerisinde bu cevher fazlası ile var olmakla birlikte, ülkenin içinde bulunduğu iç içe siyasi tıkanmalar, kurgusal noksanlıklar ve bozucu faaliyetler bu sürecin yerine oturmasına engel olmaktadır. e. Atatürk ilkelerinin, Cumhuriyetimizin, çağdaşlaşmanın, ulusal birlik ve bütünlüğümüzün en büyük teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK); Türkiye’yi federatif ve uydu bir devlet haline dönüştürmek isteyen odakların en büyük hedefidir. Bu yüzden onu aşındıracak her türlü fırsat yaratılmaya ve kullanılmaya çalışılmaktadır. GLOBAL GÜÇ DENGELERİ Öncelikle not etmemiz gereken konu 21. yüzyılın aslında 1989’da başladığı ve Soğuk Savaş sonrası gerek Sovyetlerin dağılması, gerekse küreselleşme ve postmodern dalganın ürünü olan AB ile ilgili gelişmelere ulusal bir vizyon eksikliği çeken Türkiye’nin hemen hiç ayak uyduramadığıdır. Türkiye, Soğuk Savaş sonrası dönemi politik, ekonomik ve sosyokültürel alanlarda olduğu kadar güvenlik boyutunda da algılama zorluğu çekmekte ve buna uygun açılımları yapamadığı gibi yapmaktan da uzak gözükmektedir. Türkiye, ulusdevlet yapısındaki kurgusal ve yapısal sorunları nedeni ile politika ve strateji üretememekte, günü kurtarmaya yönelik reaktif ve güvenlik eksenli politik arayışlarına devam etmektedir. Soğuk Savaş güç dengesi içindeki konum ve projeksiyonunu aşamamış Türkiye bu yüzden gerek küreselleşme gerekse AB sürecindeki koşullandırmalara hazırlıksız yakalanmış ve yakasını fena halde kaptırmış, hatta siyasi ve ekonomik olarak tuzağa düşmüştür. Bunun en çarpıcı belirtisi ise ABD ve AB tarafından sürekli uluslararası tavizlere sürüklenen Türkiye’nin; bir yandan Kuzey Irak gibi hayati bir konuda güç politikası uygulayamaz hale gelmesi, diğer yandan ülke içinde artan bölücü siyasi etkinliğe iç ve dış baskılar nedeni ile göz yummak zorunda kalması, artık devleti devre dışı bırakma noktasına getirmiş, ülkeyi saran dış kaynaklı propaganda ve psikolojik savaş unsurlarının yaydığı hastalık vücudu tamamen sarmaya başlamıştır. 21. yüzyılın başlarında Türkiye’nin temel güvenlik sorunları aşağıdaki gibi sıralanabilir; a. Türkiye’nin hâlihazırda izlediği AB süreci ve ABD ile ilgili olan ilişkileri ulusal çıkarlarına uygun değildir ve ülkeyi bölünmeye götürmektedir. Türkiye’nin AB’ye tam üye olacağı ideali bizi federatif Türkiye’ye götürecek senaryonun jenerik çerçevesidir. b. Bölücülük ve irtica yanında dış güçlerin ülkemiz içinde yürüttüğü propaganda ve örtülü operasyonların manivelası olan başta bir kısım sermayemedya kesimi olmak üzere, dışardan yönlendirilen bazı sivil toplum unsurlarının faaliyetleri de önemli bir tehdit unsuru haline gelmiştir. c. Türkiye, devlet yapısı ve güvenlik kurgusundaki tıkanmaları aşmak, işler hale getirmek zorundadır. Türkiye, sadece Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılığına dayanan; reaktif ve ulusal güvenlik endeksli güvenlik konseptini aşarak "ulusal çıkar endeksli" ve yumuşak gücün tüm unsurlarını bir güç projeksiyonu içinde birleştirmiş yeni bir güvenlik kurgusuna ihtiyaç duymaktadır. d. Türkiye’yi yönetmek için yeni liderler, düşünsel zenginlik sağlayacak entegre kurumlar ve ulusal YENİ BİR KURGU a. Türkiye’nin 21. yüzyıla yönelik sahip olması gereken aktör rolü; bölgesel güç ile global güç konumu arasında bugünkü Rusya’nın edinmiş olduğu "büyük güç" olma hedefine oturtulmalıdır (Şekil 1). Türkiye, ya bugünkü AB sürecine devam ederek İngiltere, Almanya ve Fransa’nın ulusal çıkarlarını önceliğe alan sözde postmodern AB’nin dördüncü kuşağında yalnız ve bağımlı bir ülke haline gelecek ya da bağımsız ulusdevlet olmanın gereği olan güç kullanma yetisini elinde bulundurarak ve yumuşak gücü önceliğe alan güç projeksiyonunu kuvvetlendirerek güç piramidinde yukarılara doğru terfi edecektir. Türkiye, çevresindeki üç farklı coğrafyadaki çıkarlarını sağlama ve koruma yetisine sahipken, gerektiğinde global bir oyuncu olma kabiliyetini de geliştirmeyi hedeflemelidir. Ulusal çıkar endeksli yeni güvenlik konseptinin temel unsurları şu şekilde sıralanabilir; (1) Yeniden tanımlanmış ulusal çıkarlarına uygun olarak üç geniş coğrafyada (Güney Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz, Kafkasya ve Orta Asya, Orta Doğu) yumuşak gücü esas alan güç projeksiyonu çerçevesinde etrafındaki güvenlik ortamını proaktif olarak şekillendirecek yeni bir "Çevresel Angajman Konsepti" ve buna uygun etki ve kontrol sistemi oluşturulması, (2) Bu konsept dahilinde ülkenin politika ve strateji oluşturma ve uygulamada önünü açacak şekilde (Şekil 2); (a) MGK ve MGK Genel Sekreterliği’nin Türkiye’nin iç ve dış güvenlik ortamının şekillendirilmesinde meşru çatıyı oluşturması ve bu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle