02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S önemli aşama… TRATEJİ 13 ABD pusuda birisi, büyük umutlar vadeden Günorta İolotan doğal gaz yatağında yapılıyor. Kısacası geçen yıl içerisinde yeni doğal gaz boru hattı için yapılan yarışta AB’nin geride kaldığı, buna karşın Çin’in öne geçtiği gözlendi. Ne var ki, Transafgan, Transhazar ve TürkmenistanÇin boru hatları projelerinin yüksek maliyetli olması, Rusya’nın doğal avantajına katkıda bulunuyordu. Zaten Rusya, ek boru hattını uzatmazsa, bunu başkalarının yapacağı kanaatine varmıştı. Bu sürecin sonucunda Türkmenistan’ın ne zamandır destek aradığı Hazar kıyısı boru hattını onarma önerisi nihayet Putin tarafından kabul edildi. Mayıs ayında Türkmenbaşı şehrinde yapılan zirve sonucunda öncelikle eski boru hatlarının onarımına, kapasitelerinin artırımına ve hatta yeni boru hattının inşasına da karar verildi. Rus yetkililerine göre Putin’in vardığı anlaşmalar hayata geçerse, 2014 yılında Rusya, Türkistan bölgesinden yılda 90 milyar metreküp doğal gaz almaya başlayacaktı. Ancak diğer boru hattı projelerinin halen gündemde olduğunu vurgulayan Türkmenistan, müşteri kızıştırmaya devam edeceği konusunda işaretler veriyor. Kaldı ki, denge politikası yürüterek Rusya’dan karlı anlaşmalar koparabilen Kazakistan, Türkmenistan’a bu bağlamda örnek oluyor. Karaşaganak yatağında üretilmiş doğal gazın satışını Kazakistan ve Rusya arasında eşit paylarla kurulan Kazrosgaz şirketi gerçekleştirecektir. Böylece Kazakistan, doğal gaz satış aşamasına da girmeyi başardı. Türkmenistan açısından bu şema, önemli bir emsal oluşturuyor. Putin’in son kazanımlarına rağmen, Türkmen gazı için yaşanılan mücadele bitmedi. Berdimuhammedov, Transafgan’ın da Transhazar’ın da gündemde kaldığından bahsetti. Diğer projelerin canlı olarak kalması, Türkmenistan’ın lehinedir. Ancak söylemek gerekir ki, bu yarışan projeler içerisinde Transhazar projesi gerçekleşmekten en uzak olanıdır. Merkel ve Putin... ABD’nin Orta Asya’daki girişimi ise başarısızlıklarla dolu. Enerjinin iletimi için ilk önce DoğuBatı güzergahını öne çıkaran ABD, günümüzde KuzeyGüney güzergahına önem veriyor. ABD’nin ‘demokrasi açılımı’ bölgede iflasla sonuçlandı. gelişmeler, sadece AB’nin değil, NABUCCO projesine güvenen ve AB’nin peşine takılan diğer devletlerin de kaybına sebep oldu. Bunlar ise Türkiye ve Ukrayna’dır. Bu arada NABUCCO’nun doğal gazla dolmasını engelleyen bir taraf Rusya ise, diğer taraf da ABD’dir. Zira İran doğal gaz kaynakları, NABUCCO için Türkmen gazından daha fazla ümit vaat eden büyüklüktedir. Türkiye açısından olsun Avrupa açısından olsun, Rus gazına en büyük alternatifin İran gazı olduğu açıktır. Ancak Orta Doğu bölgesindeki ABD politikası, Türkiye’nin ve Avrupa’nın bu durumdan yeterince yararlanmasını engelliyor. Kaldı ki, AB’nin Rusya ile yaşadığı gerginliklerin bir kısmı da ABD’nin Avrasya kıtasındaki politikasıyla yakından alakalıdır. AB ve Rusya arasında güven bunalımını yaşadıkları "turuncu devrim" bu örneklerden sadece birisidir. O günden bu yana Rus doğal gazı "güvenli" olmaktan hızla çıkmıştı. İran gazı ise zaten bu mertebeye hiçbir zaman ulaşmamıştı. Ruslardan oluşan Kazakistan’ın bu emsalden ve Rusya’nın "yakın yurtdışındaki" Rus soydaşlarını aktif olarak kullanmaya karar vermesinden tedirgin olmaması mümkün değildir. Keza Rusya’nın doğal gaz ve petrol vanalarıyla oynaması, "yakın çevresindeki" sadece enerji ithalatçıları için değil, enerji ihracatçıları için de bir uyarı niteliğindedir. Rusya’nın BDT’deki enerji ihracatçılarına somut olarak vanayı kapatması bugün ihtimal dışı gibi görünüyor. Ancak yakın zamana kadar bölge ülkeleri sadece Rusya’nın fiyat sınırlamalarıyla değil, miktar sınırlamalarıyla da karşı karşıyaydı. Kazakistan, her yıl Rusya tarafından belirlenen kotalar dahilinde petrolünü satabiliyordu. Bugün bölgede artan uluslararası rekabet sayesinde o günler çok uzakta kalmış gibi görünse de, alternatif boru hatlarının bulunmadığı bir ortamda Rusya halen bölgeden çıkacak enerji kaynakları üzerinde kontrole sahiptir. Bu kontrolü hafifletmeye en yakın devlet ise Rusya’nın "stratejik ortağı" Çin’dir. Kazakistan’a ilk alternatif petrol boru hattını uzatan Çin, şimdi de Türkmenistan’dan doğal gaz pompalayacak doğal gaz boru hattı için görüşmeler sürdürüyor. Türkmenistan’da doğal gaz arama çalışmalarından bulunan Çin, ses getirecek açıklamalar yapmak yerine tutarlı bir şekilde bölge enerji kaynaklarından faydalanmanın peşindedir. Önümüzdeki yıllarda Rusya ve Çin’in Türkistan’ın enerji kaynaklarını paylaşan (veya paylaşamayan) iki devlet haline gelmesi beklenebilir. Tabii ki bu tablodan Türkistan devletlerinin hoşlanması mümkün değildir. Kendilerini Çin ve Rusya arasında sıkışmış olarak hisseden Türkistan devletleri açısından daha fazla sayıda devletin bölgeye ilgi göstermesi istenen bir gelişmeydi. Ne var ki, Afganistan operasyonuyla birlikte ABD’nin bölgeye müdahil olma şekli, ABD’nin bölgedeki etkinliğinin bir sene içerisinde erimesine sebep oldu. Rejim değişikliğini ve demokratikleştirmeyi içeren Bush doktrini, Türkistan coğrafyasında başarısızlığa uğradı. Üstüne üstlük ABD, Afganistan’ın ardından Irak bataklığına da saplandı. AB POLİTİKASININ İFLASI Transhazar’ın şanssız durumunun sebebi sadece Rusya’nın aktif politikası ve coğrafi şartların elverişsizliği de değildir. Açıkçası Putin’in son anlaşmaları, AB’nin yeni oluşmaya başlayan Türkistan politikasının iflasından başka bir şey değildir. Doğu Avrupa’nın aksine Türkistan’da AB’nin "yumuşak gücü" işlemiyor, hatta tam tersi sonuçlar getirebiliyor. Demokrasi değerleri adına yapılan açıklamalar, uygulanan yaptırımlar bölge devletlerini ürkütüyor. Açıkçası AB, Türkistan’da etkin etki araçlarından yoksundur. Üstelik AB içerisinde enerji politikası, Türkistan ve Rusya politikaları ve genel olarak ortak dış politika konusunda anlaşmazlıklar bulunduğu herkesçe biliniyor. Bu anlaşmazlık da AB’nin bölgedeki durumunu oldukça olumsuz etkiliyor. Özellikle Almanya’nın dönem başkanlığında AB’nin Türkistan’da atak yapma çabası görülüyor. Ancak birlik içerisindeki anlaşmazlık, Almanya’nın uğraşlarına rağmen AB’nin bölgede şimdilik başarısız olmasına yol açtı. Türkistan’da etkin varlık gösteremeyen AB, özellikle enerji konusunda Rusya karşısında kaybetti. Bir yabancı yorumcunun dediği gibi, Putin’in Türkistan’daki kazanımları her şeyden önce diplomatiktir. Gerçekten de Tranhazar’ı kurutan Rusya, AB’nin karşısında kozlarını artırdı. Bu aşamada AB’nin Rusya’dan AB Enerji Şartı’nı onaylamasını beklemesi boş bir uğraştır. Üstelik Polonya’nın yeni ABRusya anlaşması etrafındaki görüşmeleri engellemesi, sadece Rusya’nın değil, AB’nin de aleyhine işleyen bir sürece çoktan dönüştü bile. Transhazar’ın tamamen hayal olmasını sağlayan DENGELERİN YANSIMASI Putin’in Orta Asya gezisinin sonuçları, bölgede yeni dengeleri kurulması değil, esasında zaten değişen dengelerin yansımasından başka bir şey değildir. Açıkçası, Türkistan’daki hiçbir devlet tekrar hızla güçlenen Rusya ile gereksiz gerginlikler yaşamaktan yana değildir. Son birkaç yılda Rusya’nın Ukrayna, Belarus (Beyaz Rusya), Gürcistan ve en son Estonya ile yaşadığı krizler, Rusya’nın kendi çıkarlarını ve/veya prestijini savunmak için ne kadar ileriye gidebildiğini göstermişti. Bu anlamda Rusya’nın Estonya’ya karşı aldığı tedbirler, pratik sonuçlardan çok sembolik sonuçları bol olan bir politikadır. Estonya’da Sovyet dönemi asker heykelinin sökülmesinden sonra Estonya’daki Rusların seferber olup protesto gösterileri düzenlemesi, önemli miktarda Rus nüfusunu barındıran diğer BDT devletleri için de önemli bir sinyaldi. Özellikle vatandaşlarının yüzde 30’u
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle