Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 C S TRATEJİ AB, ABD, Rusya ve Çin’in yarışında AB Orta Asya’da kaybetti, Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net ünyada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Orta Asya (Türkistan) ziyaretinin sonuçları tartışılmaya devam ederken, "kudretli" medya sayesinde eski yanlış bilgilerin üzerine yenileri ekleniyor. Türkiye’den bakarken, özellikle TransHazar olarak bilinen Hazar geçişli doğal gaz ve petrol boru hatları ile ilgili yayınlarda daha önce yapılan abartılı beklentilerin etkisi görülüyor. Hazar geçişli projelere "gerçekleşmeye yakın" olarak bakmaya alışanlar açısından Türkistan bölgesinden gelen haberler soğuk duş etkisi yarattı. Halbuki Hazar geçişli boru hattı projeleri hiçbir zaman "gerçekleşebilirlik" aşamasına gelmemişti. Bunların başlıca sebebi ise aslında Rusya’nın politikaları değil, projelerin kendi zorluklarıdır. Hazar’ın statüsünün belirlenmemiş olması ve bu konuda İran’ın uzlaşmaz bir tavır sergilemesi, projenin zorluklarından sadece bir tanesidir. Bunun kadar önemli olan diğer bir zorluk, Hazar’ın altından döşenmesi düşünülen boru hattının maliyetinin diğer projelerinkinden birkaç kat yüksek olmasıdır. Petrol ve doğal gaz fiyatlarının artmasına rağmen, Hazar geçişli projeler halen ekonomik öneminden çok stratejik önemi ağır basan projeler olmaya devam ediyor. Üstelik Türkmenistan’ın yeni Devlet Başkanı Kurbangulı Berdimuhammedov’un ifade ettiği gibi, "belirsizlikler çok fazladır". Söz konusu belirsizliklere Batı devletlerinin siyasi irade yetersizliği de eklenmelidir. Tabloyu tamamlayan unsur ise, Rusya’nın tekrar yükselişidir. Ancak Türkistan enerji kaynaklarının halen Rusya’nın tekelinde kalmasını sağlayan gelişmeler, Putin’in son bölge ziyaretiyle sınırlı değil. D Orta Asya’da süren mücadelenin taraflarından bazıları içinde bulunduğumuz Mayıs ayında büyük oranda elendi. Putin’in 6 günlük Orta Asya ziyareti, büyük oranda doğalgazın güzergahını belirledi. AB, enerji anlamında Orta Asya’yı kaybetti. çerçeve belgesi imzalayarak, Türkmenistan’da TEKEL MÜCADELESİ üretilmesi muhtemel neredeyse bütün doğal gaza talip Avrupa ülkeleri için Türkmenistan doğal gazının anlamı, Rus gazına alternatif olmasından ibarettir. Hazar geçişli doğal gazı boru hattı gerçekleşse bile, Türkiye’ye, arkasından da Avrupa’ya ulaşabilecek Türkmen gazının ucuz olması pek mümkün gözükmüyor. Zira bir gün bu boru hattına yatırımcı bulunabilse bile, boru hattının maliyetini çıkarması gerekli olacaktır. Dolayısıyla Rusya’nın şu anda Türkmen gazına Türkmen sınırında ödediği yüz dolar fiyatı rehber değildir. Doğal gazın Rusya’ya kadar ulaştırılması, boru hatlarının bakımı ve onarımı tamamen Rusya’nın sorumluluğundadır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda Hazar geçişli doğal gaz boru hattının ekonomik tarafının zayıf, ancak stratejik tarafının son derece önemli olduğu göze çarpıyor. 2006 yılının başında Rusya ve Ukrayna arasında yaşanılan "doğal gaz savaşı", AB’nin doğal gaz bağımlılığını bütün çıplaklığıyla göz önüne sermişti. Yaşanan krizden sonra AB’nin bürokratik mekanizması ortak enerji politikası için daha yeni önlem almaya başlamıştı. Halbuki o sıralarda Rusya’nın Türkmen gazı üzerindeki tekelini koruma mücadelesi tam gaz sürüyordu. RusyaUkrayna doğal gaz krizinin kendisi bile aslında Türkmen doğal gazı üzerindeki hakimiyet mücadelesinden başka bir şey değildi. 2003 yılında Rusya "asrın anlaşması" adı verilen bir olmuştu. Ancak anlaşmanın nihai nitelik taşımamasından dolayı Rusya’nın bölgedeki kazanımları sağlam olmaktan uzaktı. Nitekim Türkmenistan diğer devletlerle pazarlıklara devam etmişti. Özellikle Rus gazına bağımlı olan Ukrayna’nın Türkmenistan ile alım anlaşmaları imzalaması, Rusya’yı tedirgin ediyordu. İki devletle de görüşmeler üzerine görüşmeler yapan Türkmenistan, tek boru hattına bağımlı olmasına rağmen, fiyatın yükseltilmesi için çetin bir oyun yürütüyordu. Doğal gazın Türkmenistan’dan çıkışını sağlayan Orta AsyaMerkez boru hattı sisteminin kapasitesinin 50 milyar metreküp olması, Türkmenistan’ın hem Rusya hem Ukrayna’ya taahhüt ettiği miktarda doğal gaz satmasının mümkün olmadığını gösteriyordu. Türkmen gazı üzerindeki Rusya ve Ukrayna mücadelesine nokta koyan gelişme, 2006 krizinin akabinde Ukrayna’nın imzalamak zorunda bırakıldığı anlaşma olmuştu. Bu anlaşmayla Ukrayna, Türkmen gazının doğrudan Türkmenistan’dan değil, Rusya’dan Rusya’nın şartlarıyla almayı kabul etmiş oldu. Ayrıca Rusya’nın Özbekistan ve Kazakistan ile yaptığı anlaşmalar sayesinde Rusya, Türkmen gazını kendi topraklarına taşıyan boru hattının işletimini elde etmişti. Dolayısıyla Ukrayna, Türkmenistan’dan alabileceği ek doğal gaz miktarı için her halükarda Rusya ile pazarlık yapmak durumunda bırakılmıştı. Putin ve Nazarbayev... YENİ HAT MÜCADELESİ 2006 yılında Rusya, Türkmenistan’ın mevcut üretimi üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmıştı. Ancak Rusya’nın kontrol ettiği boru hattı sisteminin kapasitesi, artan üretimi karşılayacak gibi görünmüyordu. Üstelik Türkmenistan, kıta sahanlığında da doğal gaz üretim sürecini başlatmıştı. 2006 yılı, Türkmenistan’ın artan üretimi için yarışan projelerin yılı olmuştu. AB, NABUCCO boru hattı için düğmeye basmış, NABUCCO’ya bağlanması düşünülen Hazar geçişli doğal gaz boru hattı projesinin görüşmelerini yürütüyordu. Diğer taraftan Çin, Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan ile doğal gaz görüşmeleri yürütüyordu. Çin, Türkmenistan’daki yeni doğal gaz yataklarının araştırılması ve işletilmesi işine de girmeye başlamıştı. Geçen sene Çin ile Türkmenistan arasında imzalanan anlaşmaya göre Türkmenistan 2009 yılından başlayarak yılda 30 milyar metreküp doğal gazı Çin’e satacaktı. Anlaşmayı güçlendiren gelişme, Çin’in Türkmenistan’da keşif çalışmalarında bulunmasıdır. Bu keşif çalışmalarından