02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dr. Eren EROL TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası Irak’ın kuzey yönetimi ve komşuları… C S TRATEJİ 23 konularının tümü yerel yönetimin tekelinde olduğu, yerel yönetimin bölgeye yönelik sağlıklı hiç bir geliştirme ve kalkındırma politikası bulunmadığı, yerel yönetim tarafından idare edilen kuruluşlarda adam kayırma ve rüşvet olayları had safhada görüldüğü için halkın refah seviyesi en düşük düzeylere düşmüş durumdadır. Buna ilave olarak da silahlı grup ve gruplar tarafından fidye karşılığı tanınmış ve etkili kişilerin kaçırılması olayları da son zamanlarda bölgede baş göstermeye başladı. Ayrıca, insan hakları konusunda da ciddi ve göz ardı edilmesi mümkün olmayan eksiklikler var. Birleşmiş Milletlerin Irak’a Yardım Komisyonu tarafından yayınlanan rapor kuzey yönetiminin sınıfta kaldığını gösteriyor. Her fırsatta Irak’tan ayrılıp bağımsız bir oluşuma kavuşacaklarını açıkça dile getiren ve dahası "Kerkük Irak’ın kuzey bölgesindeki yapıya bağlanmazsa iç savaş çıkaracağız" diye Bağdat merkezi hükümetini tehdit eden Iraklı Kürt liderler bugün Türkiye tarafından PKK terör örgütünü hedef alan ve yapılması muhtemel sınır ötesi operasyonuna karşı Bağdat hükümetinden yardım istiyor. Yanlış yönetim uygulamalarının hatasını kendisinde görmeyen ve/veya göremeyen bugünkü Iraklı Kürt liderleri, geçmişte olduğu gibi halklarına kan ve gözyaşı getirecek bir büyük macera peşinde oldukları için zaman içerisinde elde ettikleri fırsatı gerek Iraklı Kürtler gerekse Irak halkının menfaati için değil şahsi çıkarları için kullandılar. Böylece, Irak’ın kuzeyi bir barış ve kardeşlik merkezi haline gelmek yerine Irak’ın komşularını tehdit eden bir terör üssü haline getirildi. Dolayısıyla, Irak’ın kuzeyinde barınan terör örgütlerine yardım ve yataklık sağlanmasında ısrar edilmesi bölgeye ne barış ne huzur ne de istikrar getirir; tam tersine başta Kürt bölgesel yönetiminin varlığını derinden sarsacak ve bölgenin yanı sıra Ortadoğu’nun tamamını kapsayacak bir kaosun tetikleyicisi olur. I rak’ın toplam on sekiz kentinden dördü olan ve ülkenin kuzey bölgesinde yer alan Zaho, Duhok, Erbil ve Süleymaniye, 1991 yılının Haziran ayından bugüne dek başta ABD olmak üzere Batılı devletlerce destelenen Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) ile Celal Talabani önderliğindeki Irak Kürdistan Yurtseverler Partisi (IKYB) tarafından yönetiliyor. 1993 yılında KDP ile KYB arasında ortaya çıkan egemenlik tartışması kısa sürede kanlı çatışmalara dönüştü. Yüzlerce peşmergenin ölümüne yol açan çatışmaların durdurulması için gerek ABD gerekse ABD’nin "stratejik müttefiki" olan Türkiye, ciddi girişimlerde bulunarak bu kanlı çatışmalara bir barışçıl çözüm getirdi. Söz konusu çözüme göre, yukarıda bahsi geçen dört kentin yönetimi KDP ve KYB arasında paylaşıldı ve tamamen Türk subaylarından oluşan Barış İzleme Gücü (PMF) bölgeye yerleşerek KDP ile KYB arasında ortaya çıkacak muhtemel çatışmaları da önledi. Bir başka deyişle, 1991 yılının baharında, Irak’ın kuzey kentlerinde ortaya çıkan ayaklanmanın Saddam rejimi tarafından acımasız bir şekilde bastırılması sonucu ölümle burun buruna gelen binlerce peşmergeye kucak açan Türkiye sayesinde Irak’ın kuzeyine o dönemde barış getirildi. KDP ile KYB arasındaki çatışmaları sona erdiren anlaşma çerçevesinde, Süleymaniye ve civarı KYB yönetimine verilirken Erbil, Zaho ve Dohuk KDP idaresine terk edildi. KDP yönetimine terk edilen kentler arasında yer alan Erbil’de yaşayan yüz binlerce Türkmen, kendilerine yönelik uygulanan her türlü baskı, yıldırma ve asimilasyon politikasının sonucunda bölgenin siyasi denkleminden dışlandılar. Erbil’de yaşayan Türkmenlere uygulanan asimilasyon politikasının aynısı Zaho ve Dohuk bölgelerinde yüz yıllardan beri yaşayan Asurilere uygulandı. Yani, Irak’ın kuzey bölgesine hâkim olan Iraklı iki Kürt partisi, "büyük Kürdistan kurma hayaline" paralel duruşu olmayan Iraklı grupları dışlarken İran, Suriye ve Türkiye’deki ayrılıkçı Kürt gruplarına kucak açtılar. Böylece, Irak’ın kuzeyi İran ve Türkiye’deki ayrılıkçı Kürt grupları için cazibe merkezi haline geldi ve bu unsurlar bölgeye akın etmeye başladılar. Iraklı iki Kürt partisinin desteği sayesinde Irak’a komşu olan ülkelerden bölgeye getirilen ayrılıkçı Kürt grupları serbestçe örgütlenerek güçlendi. Bahse konu olan ayrılıkçı Kürt gruplarının Irak’ın kuzeyinde yapmış oldukları faaliyetler, PKK gibi dünya terör listesine alınmış bir grubun da bunlara dâhil olmasına rağmen ne Irak’ı işgal eden ABD ne de Irak Hükümeti tarafından önlendi. Irak’ın kuzeyinde güçlenen bu ayrıkçı gruplar hem Türkiye’ye hem de İran’a karşı vur kaç operasyonları düzenledi. Bu gelişmelerin sonucu olarak hem İran hem de Türkiye, farklı zamanlarda Irak’ın kuzeyinde barınan PEJAK ve PKK’yı hedef alan askeri harekâtlar düzenledi. Terör desteğine son verilmeli ABD’nin Irak’a yönelik ilk harekatının ardından Saddam’ın Kürt gruplara yönelik şiddet girişimleri Türkiye sayesinde felakete dönüşmeden atlatıldı. Barzani ve Talabani arasında barış yine Türkiye’nin katkılarıyla sağlandı. Bölgenin teröre destek üssüne dönüşmesi yine bölge halkına zarar verir. bölgelere yaptıkları askeri harekât bölge halkını endişelendiriyor. Ancak, bu askeri operasyonlardan bölge halkına yönelik doğan sıkıntı, bölgesel yönetim tarafından uygulanan yanlış politika ve yanlı propagandanın yol açtığı sıkıntıların küçük bir parçasını oluşturuyor. Irak’ın kuzey bölgesinde hâkim olan KDP ile KYB arasında kökü eskilere dayanan siyasi çekişme yaşanırken, KDP ve KYB tarafından kontrol altında tutulması istenen bölgede faaliyet gösteren Kürdistan İslami Partisi ile de zaman zaman silahlı çatışmaya dönüşen bir egemenlik yarışı yaşanıyor. Öte yandan bölgede yaşayan Arap, Türkmen ve Asurilere karşı "kuzeydeki yönetim" tarafından yürütülen sistematik yıldırma ve korkutma politikası Talabani ve uygulanıyor. Barzani... Ekonomi bakımından ise, bölgedeki yatırım ve ticaret KURTARILMIŞ BÖLGE 1990 yılında Kuveyt’i işgal etmesinin ardından Saddam rejimi başta ABD ile Batılı ülkeler tarafından köşeye sıkıştırılarak Irak’ın kuzey bölgesinde Iraklı Kürtler için "kurtarılmış bölge" inşa edildi. Kurtarılmış bölge zamanla özerkliğe, otonomiye ve ardından yarı bağımsızlığa kavuştu. Ancak, bugün Iraklı Kürt liderlerin kontrolü altında olan ülkenin kuzey bölgesinde uygulanan yanlış politikalar nedeniyle başta Kürt halkı olmak üzere bölgede yaşayan insanların tamamı sıkıntılı günler yaşıyor. Irak’ın kuzeyinden İran ve Türkiye’ye yapılan terör saldırılarını önlemek maksadıyla sınırlarına yakın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle