10 Ocak 2025 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ve hatta "stratejik ortağımız" gibi deyimler kullanmaya itebilmiştir. Hindistan’ın yanı sıra ABD’nin, zaman zaman Çin ve Rusya için de siyasal gösteriş ve yine söz konusu ülkeleri pohpohlamak bağlamında aynı deyimi kullandığı biliniyorsa da ABD’nin her iki ülkeyle geçmişteki somut ve gelecekteki potansiyel çatışma olasılıkları göz önüne alındığında bu durumun da gerçeği aksettirmediği ve Bill Clinton’ın politik bir duygusallıkla Türkiye için söylemiş olduğu ortaklık deyimi ile aynı çizgiye çekilmesi gerektiği ortadadır. ABD için, medcezir misali gelgitli politikaları olan Avrupa ülkelerinin de stratejik ortak olmadıkları açıktır. Bu noktada belki ABD’ye stratejik ortaklıkta yakıştırılabilecek bir başka aday ülke ancak Japonya olabilir. Talabani ve Bush... C S TRATEJİ 17 Amerika, Türk kamuoyundan ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden büyük tepki alınca, Türkiye’ye 3 firkateyni hibe ettiğini açıkladı, ancak daha sonra firkateynlerin kiralık olduğu ortaya çıktı. Yani sözde "stratejik müttefikten" bir kazık daha yemiş olduk. Halbuki stratejik müttefikler birbirine kazık atmaz. ? 4 Temmuz 2003’te Süleymaniye’de ABD kuvvetlerince 11 askerimizin başına çuval geçirilmiş, elleri bağlanarak gözaltına alınmışlardır. Ortaklar bunu da yapmaz. ? Özellikle sözde stratejik ortağımız ABD’nin "Çekiç Güç" harekâtından sonra Irak’ın kuzeyi ve Güney Doğu Anadolu’da PKK’yı destekleme ve silahlandırma çabaları da unutulmamalıdır. BM şartının 51. maddesine göre teröre karşı ve meşru müdafaa amaçlarıyla kendinde operasyon yapma ve hatta işgal etme hakkı görerek Afganistan ve Irak’a giren ABD aynı hakkı, çok daha somut durumlar ortadayken ve asker, sivil, on binlerce şehit verilmiş ve verilmeye devam ederken Türkiye’ye çok görmüştür. Hâlbuki stratejik ortaklar birbirini her koşulda destekler. ? "Stratejik ortak" Kıbrıs ve terörle mücadele de Barzani ve Bush... İLİŞKİLERDE GERÇEK DURUM AKP iktidarının stratejik ortak bulma merakının bir yeni icadı da bu günlerde söz konusu oldu. Geçtiğimiz 23 Ekim 2007 günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İngiltere Başbakanı Gordon Brown’ın, baş başa yaptıkları görüşmenin ardından Türkiyeİngiltere Stratejik Ortaklık Belgesini imzalamaları stratejik ortak bulma konusundaki bir eksiğimizi de gidermiş oldu! Tarihsel olarak epey kazık yemiş olduğumuz İngiltere de ABD’nin yanı sıra "Stratejik ve önemli dostlarımız" listesine nihayet girdi. İmzalanan sözde Stratejik Ortaklık Belgesi'nde Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci, terör örgütü PKK ve El Kaide'ye karşı ortak işbirliği, bölgesel istikrarın geliştirilmesi ile savunma, ticaret ve enerji alanında kapsamlı konuların yer aldığı söyleniyor. İngiltere ile olan ilişkilerin bir ortaklık boyutunda "Türkiyeİngiltere Stratejik Ortaklık Belgesi" diye ortaya atılması ve İngiltere ile geçmişten bu yana süregelen çelişkili ilişkilere karşın gündeme gelmesi yadırganması gereken bir husustur. Çünkü stratejik ortaklık konusunda sırtımızı yaslama hevesi duyduğumuz İngiltere’den tarih boyunca yediğimiz kazıklar hala hatırlardadır. Eğer konuyu bu boyutta ele alıp İngiltere’yi bir "stratejik ortak" olarak ilan edersek bu saflığımıza kargalar bile gülecektir. Çünkü temelde ortaklık, bir şeyi paylaşmak, birbirine güvenmektir. Hâlbuki bırakın müttefikliği, ortaklığı, İngiltere’den unutmamamız gereken 1. Dünya Savaşı, Ortadoğu’nun bölünmesi ve en son Kıbrıs’ta yediğimiz kazıklar bu ülkeye tarihsel deneyimlerle güvenmememiz gerektiğini gösterir. Aynı olgu misliyle ve çok daha taze ilişkilerle ABD için de geçerlidir. İktidarın "stratejik ortak" lığı severek yakıştırdığı ve dış politikada görüş almak için ABD başkentini yolgeçen hanına çevirdiği sözde "stratejik ortak" ABD; ? Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra o günlerdeki ABD’nin stratejik ortakları İngiltere, Avustralya, bir ölçüde de İsrail olarak görülebilir. Türkiye’nin stratejik ortak olarak kabul edebileceği Pakistan var. Ayrıca Azerbaycan ve diğer Orta Asya Türk cumhuriyetleri ile de bu ilişkiler geliştirilebilir. en önemli müttefiklerinden biri olan Türkiye’ye ambargo uygulamıştır. Hâlbuki ortaklar birbirine ambargo uygulamaz. ? 1974 Kıbrıs çıkarmasıyla NATO'nun askerî kanadından Yunanistan’ın çekilmesiyle Ege’de Türkiye yeni bir konum içine girmişti. NATO örgütlenmesi kapsamında Ege Denizi’nde ve göklerinde Türkiye'nin çıkarlarına ters düşmeyen yeni bir düzen oluşmuştu. Ne var ki 19 Ekim 1980’de Türkiye’deki askeri yönetim Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşüne olanak sağlayan Rogers Planı’nı kabul etti. Bu plan çerçevesinde Türkiye’ye Ege ile ilgili bazı teknik olanakları içeren sözler verilmiş ise de Yunanistan’ın NATO’ya geri dönmesi konusunda yine "stratejik ortak"tan yine ciddi bir kazık yiyip boyumuzun ölçüsünü almışızdır. Hâlbuki ortaklar birbirine kazık atmazlar veya atmamaları gerekir. ? F250 TCG Muavenet muhribimiz, 2 Ekim 1992 tarihinde Ege Denizi’nde "Kararlılık Gösterisi92" adlı tatbikatta ABD Deniz Kuvvetleri’ne ait Saratoga uçak gemisi tarafından tatbikat esnasında kasıtlı olarak iki adet Sea Sparrow (Genellikle hava hedeflerini vurmak için kullanılır. Fakat su üstü hedeflerine karşı kullanılanları da vardır.) füzesi ile vuruldu. Komutan Kurmay Yarbay Levent Kudret Güngör, Uçaksavar Yardımcı Subayı Teğmen Alper Tunga Akan, Tesis Astsubayı Serkan Haktepe, İkmal Çavuşu Mustafa Kılıç ve er Recep Atak "fiili atış bölümü" olmayan bir tatbikatta şehit oldu. 18 asker de yaralandı. Bu olayda şehitler ve yaralılar verdik. Hâlbuki ortaklar birbirine silah çekmez, birbirinin insanını, askerini öldürmez ? "Kaza" olması imkânsız olarak nitelendirilen bu olaydan sonra ortağına destek verir. ? "Stratejik ortak" Ermenistan’ın haksız ve tarihin gerçeklerini çarpıtarak, kendince yargılayıp ortağı hakkında "sözde soykırım" gibi kararları meclislerine getirmez. Ortaklık böyle süslü ve sözde laflarla tek taraflı olmaz. Ortaklık temelde yüzde elli yüzde elli esasına göre işler. Hep bir taraf almaz başka bir deyişle sadece tek bir taraf kar sağlamaz. Ortada bir kar varsa bu da ortak olur. Oysaki Türkiye son yıllarda ABD’ye hep verdi, Sovyetlere ve komünizme karşı dimdik dururken verdi, Kore’de verdi, Kosova, Somali, Afganistan’da, Lübnan’da ve Bosna’da verdi. Ortadoğu’da istikrar sağlayarak verdi. ABD Türkiye’ye özellikle PKK ve Ermeni konularında zarar vermekten başka ne verdi? Türkiye için böyle ortaklıklar onur kırıcı ve ülkemizin çıkarlarına zarar vericidir. Onun için artık bu lafı, özellikle iç politika malzemesi olarak abuk sabuk ülkeler için duymak istemiyoruz. Bu laflar edildiğinde her seferinde özellikle teröre karşı mücadelede vermiş olduğumuz şehitlerimizin ruhları muazzep olacaktır. Türkiye için bugün gerçek anlamda "stratejik ortak" kederde ve tasada aynı duyguları paylaştığımız, bize kurtuluş savaşımızda ve Kıbrıs olaylarında maddi manevi destek çıkan Pakistan’dır. Özellikle Pakistan ile maalesef son yıllarda, Ecevit’in Hindistan ziyaretiyle başlayan, AKP hükümetinin bu ülkeye ilgisizliği ile süren ilişki zayıflığımız, askeri ilişkilerde son derece ciddi boyutlara ulaşması nedeniyle önemlidir ve bu ülkeyi stratejik ortak olarak kabul etmemize nedendir. Yine Türkiye için öteki potansiyel stratejik ortaklar başta Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Güney Kore’dir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle