17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bunun kanıtı olduğunu iddia ediyor. Son olarak Mart ayı içerisinde Bush’un kongreye sunduğu raporda Beyaz Rusya’nın söz konusu ticareti konusunda bilgi verildi ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından seçimlerden sonra Beyaz Rusya’ya karşı yaptırımların uygulanacağı belirtiliyor. Zaten ABD’nin Beyaz Rusya üzerindeki ısrarının esas sebebi de, Beyaz Rusya ve Rusya arasında ortaya atılan ve Birlik Devleti adını alan birleşme projesi gibi görünmektedir. Beyaz Rusya’nın Rusya ile bütünleşmeye gitmesi Avrupa güvenliği açısından zararlı görülüyor. Rusya ve Avrupa arasında mutlaka bir tampon ülkenin bulunması gerektiği düşünülüyor. Ayrıca Batı, birlik devleti projesinin Rusya’nın yeni emperyal arzularını körüklediği ve Rusya’nın "dönüşümüne" engel olduğu kanısında. Rusya ise, istihbarat servisi FSB aracılığıyla Beyaz Rusya’daki "darbe önleme" çalışmalarına destek ve taktik vermiş gibi görünüyor. ABD ve Rusya’nın Beyaz Rusya’da kıyasıya mücadeleye giriştikleri ortaya çıkıyor. Buna paralel olarak Ukrayna’da parlamento seçim süreci sona doğru yaklaşırken, okyanusun iki tarafında da nefesler tutuldu. 2004 yılında Ukrayna’da nüfuz kaybeden Rusya’nın ne bugün ne de gelecekte Avrupa’ya tek kara bağlantısı haline gelen ve aynı devlet çatısı altında birleşmeye karar verdiği Beyaz Rusya’yı kaybetme niyeti bulunmuyor. Böyle bir ortamda ABD’nin Beyaz Rusya’ya yönelik baskılara devam etmesi, eski Sovyet alanındaki ABDRusya cepheleşmesinin devam edeceğini ortaya koyuyor. ABD, eski Sovyet alanındaki gerilimin Rusya’nın C S Lukaşenko ve Putin TRATEJİ 9 politikasından dolayı ortaya çıktığını iddia ediyor. Ancak çatışmalar genellikle oluşmuş güç dengesini değiştirmeye çalışan otoritelerin çabaları sonucunda ortaya çıkıyor. ABD’nin Avrasya’da yaşamsal çıkarlarının olduğu kanısına varması ve buna uygun olarak faaliyete geçmesi sonucu, daha önce sadece rekabete konu olan bölgelerde bu sefer çatışma ve cepheleşme ortaya çıkmakta, değişen dengeler bütün Avrasya coğrafyasının istikrarsızlığa sürüklenmesine sebep olmaktadır. Beyaz Rusya seçimlerini 3. kez Lukaşenko kazandı… ‘Renkli devrim’ Minsk’e takıldı umhuriyet Strateji Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da göreceli başarılı olan "renkli devrim" denemeleri, "Rusların en yakın kardeşleri" Beyaz Rusya’da başarılı olamamış görünüyor. Seçimi kazandığını ilan eden Aleksandr Lukaşenko, yüzde 80’ler düzeyinde oy aldığını iddia ediyor. Muhalefet, başarılı olduğunu iddia etmiyor, yalnızca Lukaşenko’nun aldığı oyların abartıldığını savunuyor. Seçim sonrası muhaliflerin başlattığı gösteriler, katılım azalsa da sürüyor. Muhalif cephe, "hava muhalefeti" nedeniyle katılımın azaldığını savunsa da, Lukaşenko yanlıları durumdan memnun. Gözlemciler ise Minsk’te "devrim havası" olmadığını, sokaklara çıkan insan sayısının yetersiz olduğuna dikkat çekiyor. C "İç işlerine karışmama" gibi diplomasinin genel kurallarına karşın Minsk’teki 11 Avrupa ülkesinin büyükelçileri protestocuları yanlarına giderek, kendilerine destek verdiklerini açıkladılar. Lukaşenko cephesinin yaklaşımında ise bir değişiklik gözlenmiyor. Rusya ile ileri entegrasyonu Soğuk nedeniyle AB bayrağına sarılan Belaruslu gösterici... savunan Lukaşenko, "Belarus halkının seçimini yaptığında" ısrarlı. Lukaşenko, AB ve ABD’den gelen eleştirilere karşı, "Devrim tezgahınız Belarus’ta tutmadı" yanıtını veriyor. BELARUS’UN TOPLUMSAL YAPISI Beyaz Ruslar, Rus ve Ukraynalılar ile beraber Doğu Slavları arasında yer alıyorlar. Belarus halkı ile Ruslar arasında, daha önce Turuncu Devrim’in gerçekleştiği Ukrayna halkı ile Rus halkı arasında olduğu ölçüde bir ayrılıktan söz edilemez. Belarus’ta Rusya karşıtı milliyetçi çevreler iç politikada belirleyici olmaktan çok uzak. Bu milliyetçi unsurlar daha çok Polonya sınırında yaşıyorlar. Bu bölge, 1939’da Polonya’dan Sovyetler Birliği’ne katılmıştı. Belarus ekonomisinde devlet mülkiyeti halen daha büyük bir paya sahip. Batılı sermaye gruplarının bu ülkeye etkili ölçüde girmesi şu an için söz konusu değil. Ekonomik araçların büyük oranda devletin kontrolünde olması, iktidarın elini seçimlerde güçlendiriyor. Belarus’un eski Sovyet cumhuriyetleri arasında kişi başına düşen milli geliri en yüksek olan ülke ve en sanayileşmiş bölge olduğunu da unutmamak gerekiyor. Bu durum "Halk diktatörlük nedeniyle yoksulluk çekiyor" propagandasın etkisiz kılmaktadır. Özelleştirmenin Belarus’ta uygulanmaması iktidar gücünü elinde bulunduran Lukaşenko için seçimlerde büyük bir avantaj oluşturdu. Belarus aynı zamanda, ekonomik ve sosyal anlamda Sovyet kültürünün etkin yaşandığı ülkelerden birisi. Bu durum, seçmen tabanının Rus karşıtı propagandalara fazla itibar etmemesi sonucunu doğuruyor. Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’da yaşanan örneklerin ardından iktidarın renkli devrim çalışmalarına yönelik önlemleri de Batı yanlılarının propagandasını zayıflatan unsurlardan. AÇIKTAN MÜCADELE Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Beyaz Rusya üzerinden yürütülen küresel mücadelenin tarafları, hedeflerini hiç de gizlemeden ortaya koymaya başladı. Lukaşenko’nun seçilmesinden memnun olan Rusya, seçimlerin adil olduğunu savunuyor. Moskova Lukaşenko’yu seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra kutladı. Avrupa Birliği ve ABD ise seçimin adil yapılmadığı yönünde görüşlerini açıkladı. ABD, "Seçimlerin yenilenmesi" yönündeki istemleri destekliyor. Brüksel ve Washington, "seçimlere hile ve yolsuzluğun karıştığını, muhalif adayarın baskı altında tutulduğunu ve oylamanın demokratik standartların çok altında kaldığını" savunuyor. Seçim sonrası başkent Minsk’in ana meydanına toplanan yaklaşık 20 bin kişi giderek azalıyor. Buna karşın muhalif lider Aleksandr Milinkeviç, protestoculardan gösterilerini sürdürmelerini istiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle