17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 Bağımsızlık adımına Pekin sert tepki gösterdi… C S TRATEJİ Tayvan’da restleşme Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak Doğu Pasifik Araştırmaları Masası [email protected] B aşlangıçta KKTC için ekonomik kalkınma modeli olarak sunulan son dönemlerde ise Kıbrıs sorununun çözümüne örnek olmak üzere dile getirilen Tayvan, Çin Ulusal Halk Meclisi’nin (ÇUHM) yıllık toplantısından hemen önce bağımsızlık için bir adım daha attı. Hukuki olarak Çin toprağı sayılan, ancak fiili olarak Çin’in kontrolünde olmayan Tayvan’ın Devlet Başkanı Chen Shuibien, 27 Şubat’ta, Guo Mindang Partisi’nin (Milliyetçi PartiMP) 1990’da Çin’le barışçıl birleşme sürecini yürütmek için kurduğu "Ulusal Birleşme Konseyi"nin (NUC)(1) fonksiyonuna ve "Ulusal Birleşme Programı"nın (UBP) uygulanmasına son verileceğini açıkladı. Başkan bu açıklamayı Çin Halk Cumhuriyeti’nin (ÇHC) Tayvan’ı askeri müdahale ile tehdit etmesi Tayvan Devlet Başkanı Çen Şui Bian Türkiye için Kıbrıs, ABD için Küba ne anlam taşıyorsa, Çin için de Tayvan aynı önemde. Tayvan Devlet Başkanı Çen Şui Bian’ın açıklamaları krize neden oldu. Tayvan’ın bağımsızlık yönündeki çıkışları, Pekin tarafından sert şekilde yanıtlandı. nedeniyle yaptı. Chen Shuibian’ın "lağvetme" yerine "son verme" tabirini kullanması ise bunun tam bir bağımsızlık ilanı olmadığını ve statükonun korunacağını gösterir. Bunun yanında ABD’nin de, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adam Ereli aracılığıyla bölgedeki statükonun korunmasını istediği biliniyor. Chen Shuibian’ın sözcüsü de konseyin "kapatıldığını" fakat "feshedilmediğini" belirterek konseyin yasal olarak daha sonra tekrar açılabileceğini ima etti. "Müzakere ve diyaloga dayalı etkileşimli ve etkin bir değişim mekanizması" oluşturulmasından ve "Tayvan halkının özgür iradesine dayanan seçme hakkına saygı göstermek"ten söz eden Chen Shuibian’in bu adımı, "Tayvan’ın bağımsızlığı" yönünde atılan cesur bir adımdır. Bu gelişmelerin ardından toplanan Çin’in en yüksek yetki organı olan ÇUHM’nin yıllık toplantısında Tayvan’la ilişkiler gündemin ön sıralarında yer aldı. Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Chen’in kararını "bağımsızlık yolunda atılan en tehlikeli adım" olarak nitelendirirken, Çin Ordusu’nun olası bir savaşa karşı her zaman hazırlıklı olmasının ve ülkenin toprak bütünlüğünün korunmasının her şeyden önemli olduğunu söyledi. Çin Dışişleri Bakanı Li Zhaoxing de ABD’den Tayvan’ın bağımsızlığına karşı gereken önlemleri almasını istedi. Toplantı sonunda, bütçede askeri harcamalara ayrılan payın yüzde 15 oranında artırılması ve NUC’nin çalışmalarını durdurması eleştirildi. Bu gergin ortamda askeri harcamaların beklenmedik oranda artırılmasının yanı sıra, Çinli politikacıların söylemlerini sertleştirmeleri de dikkat çekti. Başbakan Wen Jiabao gelişmeleri dikkatle izlediklerini ve bir çatışma durumu için hazırlıklı olduklarını buna rağmen barışa ve birleşmeye öncelik verdiklerini belirtti. Geçen yıl Çin parlamentosu, Tayvan’ın Çin’den ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesini engelleyecek yasa tasarısını onaylamıştı. Yasa, bağımsızlığını ilan etmesi durumunda Çin’in Tayvan’a askeri müdahalede bulunmasına olanak sağlıyor. BM’de "devlet" olarak tanınmamasına rağmen BM’ye üye olan 25 ülke tarafından bağımsız olarak tanınan Tayvan, ekonomik mucizesiyle örnek oluşturuyor. Tayvan Anayasası’nda ise, ‘Çin’in parçası olduğu’ hükmü yer alsa da Tayvan kendini ‘ayrı bir ekonomisi, demokratik bir hükümeti ve ordusu olan egemen bir devlet’ olarak görüyor. Tayvan’da yapılan anketler de halkın kendini Çinliden ziyade Tayvanlı hissettiğini gösteriyor. Halkın çoğu en iyi çözüm olarak ‘çözümsüzlüğü’ görüyor. Çünkü herkes biliyor ki, bu saatten sonra bağımsızlık ayrı dert, Çin’le birleşmek ayrı dert. Yaklaşık 23 milyon Tayvan halkının yüzde 84’ü Tayvan yerlisi, yüzde 14’ü Çinli, yüzde 2’si de Aborijin’lerden oluşuyor. Halkın yüzde 93’ü Budist, Konfüçyüsçü ve Taoist, yüzde 4,5’i ise Hıristiyan inancına sahip. TAYVAN’IN ÖNEMİ Çin’in güneydoğu sahillerinin doğal koruma duvarı olması itibariyle, "ABD için Küba", "Türkiye için Kıbrıs" gibi "Çin için de Tayvan", batmayan uçak gemisi olarak adlandırılıyor. Çin için AsyaPasifik bölgesindeki etkisini sürdürmek ve süper ülke olma arzusunu gerçekleştirmek bakımından da Tayvan önem taşıyor. Tayvan, ABD ile Çin arasında son yıllardaki en önemli sorunlardan birini oluşturuyor. Tayvan Boğazı’ndaki potansiyel bir çatışmanın, Çin’in askeri açıdan modernleşmesi için başlıca itici güç olacağını öngören ABD Savunma Bakanlığı, Boğaz’da güç dengesinin nasıl en iyi şekilde korunabileceğinin yollarını düşünüyor. Pekin hükümeti, Tayvan ile birleşmenin Çin halkının şeref ve onur meselesi olduğunu, gerekirse silah gücüne başvuracaklarını dile getiriyor. Ancak Tayvan Boğazı’nda bir savaşın başlaması durumunda büyük ihtimalle savaşa sadece Çin ve Tayvan taraf olmayacak. ABD’nin ve Tayvan’ın bağımsızlığını tanıyan diğer ülkelerin de savaşa müdahalesi düşünülebilir. Bu da Çin’i hatta bütün Asya’yı önemli ölçüde etkileyebilir. EKONOMİ VE TİCARET ÇinTayvan arasındaki ekonomik sınırlamalar 1979 yılından sonra gevşetildi. Bu tarihten Eylül 2003’e kadar Çin’in Tayvan’a ihracatı 48,89 milyar dolar iken ithalatı 260,29 milyar dolardır. Toplam
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle