17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

mümkün de olmayacaktı. Yukarıda belirttiğimiz ülkelerin PKK’ya yardımları kimi yerde Türkiye’den kaçanları himaye etmek, bunlara iş vermek, kimi yerde örgüte zorbalıkla para toplamak, uyuşturucu ve fuhuş gibi illegal faaliyetlerine göz yummak veya Belçika ve Danimarka örneklerindeki gibi bu yardımların yanı sıra terörist örgütün yayın organlarına olanak sağlamak şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yine bu ülke vatandaşlarının PKK kamplarına katılmış ve oralarda güvenlik güçlerimizce ele geçirilmiş olmaları da, bu ülke vatandaşlarının kendi devletlerince himaye görmüş ve hatta desteklenmiş olduklarını da söz konusu ediyor. C S TRATEJİ 9 sınırlarını açan Avrupa ülkeleri, gelecek yıllarda gelişebilecek sosyal, siyasal ve ekonomik çalkantı dönemlerinde bundan çok daha fazla zarar görebilir ve olayların gidişatını engelleyemeyebilir. Avrupa, arka plandaki işbirlikçi olarak terörün "bumerang" etkisinden büyük zarar görebilir. Cana, mala kast etmiş bir teröristi, eyleminde kullandığı silahın otomatik tabanca olmaması gerekçesiyle Türkiye’ye teslim etmeyen ve kendisini yargılamada bin bir kaçamak yola başvuran Belçika, terör örgütü propagandası yapan TV’ye kucak açan Danimarka gün gelecek bundan zarar göreceklerdir. Bu noktada, teröre karşı savaş ilan ettiğini deklare etmiş olan ABD’nin, Türkiye’nin de teröre karşı savaş ilan etmiş olduğunu göz önüne alması ve bulunduğu Irak’ta güney komşumuz olarak PKK terörüne karşı bize destek olması gerekir. Ne yazık ki, gerçekler böyle değil ve ABD çok kolaylıkla ve elindeki çeşitli enstrümanlarla alt edebileceği PKK’ya bölgede göz yummaya devam etmekte. ABD’nin kanatları altında palazlanabilecek PKK’nın, çıkarları zedelendiğinde yarın ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarına saldırması kaçınılmaz olacak ve ABD böylece terörün yıkıcı etkisine bir kez daha maruz kalabilecektir. Bu bağlamda, müttefiklerimiz olarak kabul ettiğimiz ülkelerin terörle mücadele konusundaki çelişkilerinin nedeni, konuya çoğunlukla kendi çıkarları çerçevesinde ve özellikle Türkiye’nin büyük bir güç olmasının önüne geçmeye endeksli bakmalarıdır. Ancak terörle mücadelenin uluslararası boyutta olması gereğini ihmal ettiklerinden bu stratejinin zararı ve bedelinin kendileri için ağır olabileceğini de hesaba katmaları gerekir. ERÖRÜN BUMERANG ETKİSİ Yukarıda değinilen Avrupa ülkelerinin ihmal ettikleri ve hala ders almadıkları bir örnek bulunuyor: Afganistan. Afganistan’da yeşertilen terörizm bir "bumerang" gibi geri dönüp, yaratıcısını vurmuştur. Türkiye’den sözde "etnik ayrımcılık" bahanesiyle kaçan herkese siyasi nedenlerle anında kucak açan, onlara oturma izni verip maaşa bağlayan sözde müttefiklerimiz bu arada binlerce teröriste de sahip çıkmıştır. Bu ülkelerde iş öyle bir boyuta gelmiştir ki, bedava ve himaye altında yaşamaya alıştırdıkları bu kişiler, yarın çıkarları zedelendiği zaman hiç tereddüt etmeden örgütlü veya bireysel terörü kendilerini himaye altına alan ülkelerde de uygulayabileceklerdir. Yıllardır ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri ve bir ayrıma tabi tutulmaksızın diğer tüm vatandaşlarıyla aynı haklara sahip kılındıkları ülkeye ve beraber yaşadıkları komşularına hatta ırkdaşlarına hainlik eden bu zavallılar, yarın çıkarları en ufak bir şekilde zedelendiğinde gözlerini kırpmadan bulundukları ülkeleri kan gölüne çevireceklerdir. Artık milyonlarca yabancıyı barındıran Avrupa ülkelerinin böyle bir gelişmeyi, ülkeleri ve vatandaşları zarar görmeden veya kamu düzenleri bozulmadan engelleyebilmeleri olası olmayacaktır. Almanya, Fransa, Belçika, Danimarka gibi ülkeler böyle olası gelişmeleri ve bağırlarına bastıkları, çoğu ilkel yapıdaki ve terör geçmişi olan kişilerin etnik, köktendinci veya bireysel adi suça dönük terör eylemlerini günün birinde acı bir şekilde göğüslemek zorunda kalacaklardır. Çünkü teröre karşı mücadele bir zincirin halkaları gibi uluslararası alanda verilmelidir. Asimetrik savaşın özelliği olan teröristin yerinin bilinememesi, her an başka ülkelere kolayca sığınabilmesi gerçeği, bu halkaların birbirini desteklemesini gerektirmektedir. Şu anda ne yazık ki durum böyle değildir. Türkiye’ye karşı teröristleri himaye edenlerin, PKK’ya arka çıkanların bu zafiyeti, 11 Eylül olaylarının gerisindeki gerçeklerle ve özellikle Alman istihbarat teşkilatlarının ABD’ye bu konuda yardımcı olmamasıyla da ortaya çıkmıştır. ABD’ye 90110 milyar dolara mal olduğu söylenen ve yaratılmış olan ek psikolojik zararın parayla ölçülemez olduğu bilinen 11 Eylül saldırılarının arkasındaki gücü bir anlamda bizzat yaratmış olan ABD, ekonomik, kurumsal ve coğrafi uzaklık açısından Avrupa’ya göre terörle mücadelede ve bundan doğan zararı tölare etmede daha avantajlı ve durumu kurumsal olarak kontrol altına alabilir konumda gözüküyor. Ancak, bir sürü ipsiz, sapsız ve terör geçmişi olan kişiye T Terör tehdidinin yıkıcı etkilerinin alt düzeye indirilebilmesi için uluslararası alanda istikrarlı işbirliğine ihtiyaç bulunuyor. Asimetrik tehdidin olanakları düşünüldüğünde, başka çıkar yol kalmıyor. Madrid’teki terör saldırılarından...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle