17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bulmak istediği için İran’a esnek davranıyor." ABD Pekin’in bu açıdan sorumluluk üstlenmesini istiyor. Bazı uzmanlar, Çin’in kendi çıkarları yerine bölgede istikrar sağlanmasına daha fazla önem verilmesi gerektiği görüşünde. Washington’da bulunan Brookings Enstitüsü’nün Çin Programı yöneticisi Jeffrey Bader’e göre İran’ın nükleer çalışmaları uluslararası toplumu ilgilendiren bir sorun. Çin’in yatırımlarına dikkat ederek bu konuda sorumluluk sahibi olması gerektiğini belirten Bader’e göre, böyle bir anlaşma hem İran rejimini daha güçlü kılar; hem de BMGK’ye ve UAEK’ye direnmesini sağlar. Bader ve onun gibi düşünen diğer uzmanlar, Çin’in İran petrolüne yönelmesi yerine, var olan anlaşmaların güçlendirilmesi taraftarı. Çin, İran’ı Ortadoğu’ya yönelik stratejisinde ‘köprübaşı’ ülke olarak görüyor. Önemli enerji Çin Devlet Başkanı Hu Jintao rezervlerine sahip olan İran ile işbirliği, Çin enerji politikasının ana maddelerinden birisidir. Bu doğrultuda İranÇin ilişkileri, Türkiye’nin Ortadoğu’ya yönelik politikaları açısından da önem taşıyor. Çin, İran’ı uranyum zenginleştirme çalışmalarına son vermeye çağırıyor ancak İran’a karşı yaptırım uygulanmasına karşı çıkıyor. Pekin, İran’ın nükleer dosyasının Güvenlik Konseyi’ne bildirilmesine istemeyerek de olsa destek verdi. Çin, ABD’yle diplomatik bir sorun yaşamak istemiyor ancak İran’a da ambargo uygulanması taraftarı değil. Çin, petrol ithalatının yüzde 14’ünün İran tarafından karşılanması nedeniyle nükleer krizin aşılması için girişimlerde bulunuyor. Çin büyüyen ekonomisi ve bu yüzyılın ortalarında orta halli gelişmiş ülke olma planıyla, enerji ihtiyacı sürekli artan bir ülke. Son iki yıldır ABD’nin ardından, dünya enerji tüketiminde ikinci sırada yer alıyor. İhtiyacı olan petrolün yüzde 35’ini ithal ediyor ve 2020’de ithalat bağımlılığı yüzde 70’e çıkacak. Enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 65’ini Ortadoğu’dan sağlayan Çin, günde 600.000 varilden fazla petrol ithal ediyor. Bu değerin, 2010’da 3 milyon varil/gün, 2025’te ise 10 milyon varil/gün’e ulaşarak, ABD’nin mevcut ithalat düzeyini aşması bekleniyor. Enerji ihtiyacı ve Irak operasyonu sonrasında ABD’nin artan kontrolünün yarattığı dezavantajlar Çin’i, alternatif kaynaklar aramaya itti. Uluslararası ilişkilerde daha aktif bir rol üstlenmek isteyen Çin, aynı zamanda enerji talebini de karşılamak istiyor. C S TRATEJİ 23 İran’a yönelik henüz ciddi bir yaptırım yapma aşamasına gelinmemesidir. İran’ın nükleer dosyasının Güvenlik Konseyi’ne gelmesinin engellenmesi ve ciddi bir yaptırımdan uzak tutulması Çin’in çıkarınadır. Çin’in stratejisi müzakereleri uzatmaktır. Kullanabileceği araç ise Güvenlik Konseyi’dir. Eğer ABD müzakerenin uzamasına izin vermeden yaptırım baskısını artırırsa, Pekin son çare olarak çekimser kalmayı tercih edebilir. Gerçi 2004’ün sonunda Çin, birçok ülkenin eleştirisine aldırmadan, hatta veto hakkını kullanma tehdidi ile Sudan’a ekonomik ambargoyu engellemişti. Ancak İran sorunu Sudan’dan daha karışık ve hassas. Çin ABD ve AB ile ters düşmek istemezken, petrol uğruna İran’la ilişkilerine de önem veriyor. Yani İran’a askerî operasyon düzenleme gibi bir yaptırım üzerinde ortak görüşe varılabilmesi zor gözükmektedir. ASKERİ OPERASYON ZOR Petrol kaynaklarını kaybetmek istemeyen Çin’in giderek artan enerji ihtiyacı, İran karşısında Batı’nın elini zayıflatıyor. Pekin şimdilik Washington ile Tahran arasında ABD’yi tercih ediyor. Bunun nedeni Ahmedinecad S T R A T E J İ K İ T A P L I Ğ I Beş Deniz Havzasında Türkiye Derleyenler: Prof. Dr. Mustafa Aydın Doç. Dr. Çağrı Erhan Siyasal Kitabevi, Ocak 2006, 476 sf. B eş Deniz Havzasında Türkiye başlıklı kitap, 2003 sonbaharında başlayan ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Uluslararası İlişkiler Dergisi işbirliğiyle yürütülen "Beş Deniz Havzasında Türkiye–Dış Politika" konferanslar dizisinde sunulan tebliğlerin bir bölümünden ve toplantılarda gündeme getirilemeyen alanlarda, bu kitap için hazırlanmış orijinal makalelerden oluşuyor. Kitap, aynı zamanda konferanslar dizisinin alt başlıklarını da oluşturan Avrasya’da Türkiye, Türkiye ve Batısı, Türkiye ve Ortadoğu adlı üç bölümü içeriyor. Avrasya’da Türkiye başlıklı birinci bölüm, Sovyetlerin çözülmesiyle birlikte Türkiye’nin ilgi odağı haline gelen Orta Asya, Rusya, Kuzey ve Güney Kafkasya ile ilişkileri ele alıyor. Bu bölüm konu bakımından birbirini tamamlayıcı dört makaleden oluşuyor. Bu bölümde TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın Türkiye’nin Orta Asya Politikaları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Erel Tellal Avrasya’da Türkiye–Rusya İlişkileri, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mitat Çelikpala Kuzey Kafkasya’da Anlaşmazlıklar ve Türkiye ve Galatasaray Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ali Faik Demir Türkiye’nin Güney Kafkasya’ya Yönelik Dış Politikasını Oluşturmasında Rol Oynayan Unsurlar adlı makalelerini sunuyorlar. Kitabın ikinci kısmı Türkiye ve Batı başlığı altında Türkiye’nin AB, ABD, Balkanlar ve Yunanistan’la ilişkilerini inceleyen makaleleri içeriyor. Bu bölüm Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sanem Baykal’ın 1999 Helsinki’den 2004 Brüksel’e Türkiye–AB İlişkileri, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden araştırma görevlisi Mehmet Şahin’in Irak Bağlamında Türk–Amerikan İlişkileri, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden öğretim üyesi Doç. Dr. İlhan Uzgel’in Türkiye ve Balkanlar: Bölgesel Güç Yanılsamasının Sonu ve yine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden öğretim üyesi Doç. Dr. Melek Fırat’ın Soğuk Savaş Sonrası Türk–Yunan İlişkilerinde Değişim isimli makaleleriyle oluşturulmuş. Kitabın, Türkiye ve Ortadoğu başlığını taşıyan üçüncü ve son bölümü Ortadoğu bölgesine ilişkin Türk dış politikasının farklı yönlerini inceleyen dört makaleden oluşuyor. Bu bölümün ilk makalesi Londra’daki King’s College’da doktora öğrencisi ve araştırma asistanı olan Damla Aras tarafından Türkiye’nin Ortadoğu Politikaları adıyla kaleme alınmış. Bölümün ikinci makalesi Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gencer Özcan tarafından yazılmış. Makale, Türk İsrail Yakınlaşmasında İlk On yılın Ardından başlığını taşıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü’nden öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya da Türkiye–İran İlişkilerinin Tarihi Temelleri Üzerine Notlar başlıklı makalesiyle bu bölüme katkıda bulunuyor. Kitabın son makalesini ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden öğretim üyesi Doç. Dr. Çağrı Erhan’ın Türkiye ve Bölgesel Örgütler başlıklı çalışması oluşturuyor. Kitap, sadece dış politika ve uluslararası ilişkiler uzmanları için değil, uluslararası alanda yaşanan gelişmeleri takip eden ve bu alanda yaşananlar bağlamında Türkiye’nin ve Türk dış politikasının durumunu merak eden herkes için ilgi çekici bir kaynak niteliği taşıyor. STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle