02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Hem Rusya hem ABD, kıyıdaş ülkelere proje öneriyor… C S TRATEJİ Hazar’da taktik savaş Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası [email protected] nlü Türk denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa’nın "Denizlere hakim olan dünyaya hakim olur" sözü, söylendiğinden yüzlerce yıl sonra, halen geçerliliğini koruyor. Hazar Denizi, Avrasya’da göz ardı edilemeyecek bir öneme sahip. Hazar, jeostratejik konumunun yanı sıra, enerji rezervleri bakımından da önemli bir potansiyeli barındırıyor. Bu nedenlerle Avrasya’daki büyük oyunun bir sahnesi de Hazar’da geçiyor. Belki de söz konusu oyunun final sahnesi. Bu çalışmada, son dönemde askeri, ekonomik ve siyasi açıdan hareketlilik kazanan Hazar Denizi merkezli gelişmeler incelenmeye çalışılacaktır. Washington ve Moskova Avrasya’yı nasıl paylaşacakları konusunda birbirlerine üstünlük Azerbaycan’ın sağlama çabalarını her gün yeni bir argümanla Hazar’daki sağlamlaştırmaya çalışıyorlar. Bu, yalnızca Av petrol tesisleri rasya’yla da sınırlı kalmıyor, diğer coğrafyalarda da hissediliyor. Yıllar boyu gözünü Akdeniz’e diken Rusya, şimdilerde ulusal güvenliğini korumak adına, etkinliğini kaybetmemek zorunda olduğu Karadeniz ve Hazar’da tehdit altında. ABD artık Rusya’nın deniz sınırlarına dayanmış durumda. Bu durum, Moskova’nın SSCB döneminde kendisine ait olan alanlarda yaratmaya çalıştığı stratejik derinliğin de kaybolmasına neden oluyor. Bu bağlamda Rusya’nın Karadeniz ve Hazar Denizi’nde bulunan askeri varlığı da tehdit altında. Örneğin Rus deniz taşımacılığı ve ülkenin güneyden sağlanan güvenliği açısından yaşamsal önem içeren Karadeniz’de, son yaşanan Ukrayna kriziyle birlikte rahatsızlık başladı. Moskova ve Kiev arasındaki doğalgaz krizi esnasında, pazarlıklarda Rusya’yı dize getirmesi planlanan koz, Sivastopol’da bulunan ve Rusya tarafından 20 yıllığına kiralanan liman ve tesislerdi. Washington’un Bulbetmesi Hazar’da oluştugaristan ve Romanya merkezli olarak Karadeniz’e girme rulmaya çalışılan güvenlik çabalarının gündemde olduğu bir dönemde Moskova, Kıteşkilatlanması açısından rım’daki mevzisini kaybetmeyi aklından bile geçirmek isda önemli bir kayıptır. temiyor. Washington 2003 sonbaharında bu konuya ilişAZAR’DA ETKİNLİK ARAYIŞI kin politikalarını bir adım Hazar Denizi Rusya’nın ulusal güvenliği açısından en daha ileri götürerek "Haaz Karadeniz kadar değerli. Moskova’nın SSCB dönezar Koruma Gücü" (Casminde, İran’la kısmen paylaşarak kontrolü altında tuttupian Guard) adı altında ğu Hazar, şimdilerde ABD’nin yoğun nüfuz mücadelebir projeyi yürürlüğe siyle dalgalanıyor. ABD; Azerbaycan ve Kazakistan merkoydu. Bu projede, Hakezli politikalar izleyerek Hazar’da hem askerigüvenlik zar’daki petroldoğalgaz hem de ekonomik çıkarlarını geliştirme çabasında. Hayataklarına düzenlenezar’da kurulacak üstünlük, Moskova ve İran’a bir tokat cek terör saldırıları ile niteliğinde olmasının yanında Washington’un enerji gükitle imha silahları ve venliği stratejisinde atılmış dev bir adım olacak. uyuşturucu kaçakçılığı ABD’nin Hazar’a yönelik geliştirmeye başladığı pogibi muhtemel krizlere litikalar aslında yeni değil. Sovyetler Birliği’nin dağılma anında müdahale edilsürecinin son aşamasında Kazakistan ve Azerbaycan mesinin hedeflendiği merkezli olarak bölgeye giren ABD, 1995 yılında da dile getiriliyor. ABD, Unocal firmasıyla Türkmenistan merkezli olarak, Trans100 milyon dolarlık bir Afgan boru hattı projesiyle Hazar enerjisini, Türkmenisön bütçe ayrılan bu tanAfganistanPakistan güzergahını izleyerek güney deprojeyle Azerbaycan ve Kazakistan’ı merkez alarak Hanizlerine ulaştırmayı planlıyordu. zar Denizi’ne konuşlanma amaçlıyor. ABD’nin Hazar politikalarını iki başlıkta toplamak Bush Yönetimi, Azerbaycan’a 2000 yılında verdiği mümkün. Birincisi Amerikan menşeli küresel enerji şiriki adet sahil koruma botuna (Point Brower/S201), 2003 ketleriyle ve onların içerisinde bulunduğu konsorsiyumEylül’ünde 27 metre uzunluğunda bir adet daha ekledi. lar aracılığıyla buradaki enerji kaynaklarını kendi inisiAyrıca, ABD’nin Bakü’de bir büyük, Hazar’ın güney kıyatifinde değerlendirmek ve bunları kontrolü altındaki yısında Astara’da, kuzey kıyısında Hızı’da ise, birer küenerji nakil hatlarıyla dünya piyasalarına ulaştırmak. çük radar istasyonu kurması bölgeye yönelik istihbarat ve Ü İkincisi ise, bu kaynakların ve nakil hatlarının güvenliğini sağlamak ve buradaki rakiplerine gözdağı vermek amacıyla askeri olarak Hazar ve çevresinde konuşlanmaya çalışmak. ABD hedefleri doğrultusunda, Haziran 2001’de ilk adımı attı. Bütçe görüşmelerinde Hazar’ın güvenliğinin artırılması için oluşturulacak bir konsept tartışılmış ve bu doğrultuda 2004–2009 bütçesinde bu çalışmalar için mali kaynak ayrılması öngörülmüştü. Oluşturulmaya çalışılan bu konsept, Hazar Bölgesi Acil Müdahale Gücü ve denizcilikle ilgili bir eğitim merkezinin faaliyete geçirilmesini içermekteydi. 2001 yılındaki Afganistan operasyonu da Hazar’la ilgili yukarıda bahsedilen planlara kısmen hizmet ediyor. Bilindiği gibi bu operasyon sebep gösterilerek Kırgızistan ve Özbekistan’da askeri üsler kazanılmıştı. Washington için bölgede yürütülen Hazar’ın güvenliği gibi diğer projelere katkı sağlaması açısından bu üslerin önemi büyüktü. Dolayısıyla ABD’nin Andican olayları sonrasında Özbekistan’daki askeri üssünü kay haberleşme ağının önemli taşları olarak değerlendiriliyor. ABD Ocak 2004’te Hazar’daki askeri güçlerinin modernizasyonu amacıyla Kazakistan’a da yardımda bulundu. Yardım, Hummer marka askeri cipleri, askeri nakliye uçağı C130 ve dört adet Huey2 marka çok amaçlı helikopteri içeriyordu. Bu yardımdan yaklaşık bir ay sonra Donald Rumsfeld Kazakistan’a resmi ziyarette bulundu. Ziyaret sırasında Kazakistan’ın mevcut hava savunma sistemleri ve Hazar Bölgesi askeri altyapısına yönelik güvenlik araç gereç ve teçhizatlarının güçlendirilmesi hususlarında, beş yıllık bir süreyi kapsayan işbirliği planı üzerinde anlaşmaya varıldı. Ayrıca, Kazakistan Savunma Bakanı Muhtar Altınbayev, Kazakistan’la Amerika arasında askeri gemi alımı konusunda da anlaşma sağlandığını belirtti. Bu noktada ABD’nin projesine Türkiye’nin de destek verdiğini ve Türkiye’nin bu proje ortaya çıkmadan önce Kazakistan’a Hazar’daki güvenliğine katkı sağlamak amacıyla sahil koruma hücumbotu gönderdiğini belirtmekte yarar var. Rusya ise, ABD güdümlü bu kamplaşma karşısında yeni bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyor. Hazar’a kıyısı olan devletlerin tümünün yer alacağı ve ABD’nin projesiyle hemen hemen aynı amaçları taşıyan (terörle mücadele, uyuşturucu ve silah kaçakçılığını önleme vs.) Hazar Kuvvetleri’ni ("CASFOR"Caspian Force) oluşturmaya çalışıyor. Moskova’nın da Nisan 2005’ten beri gündemine aldığı bu yeni projeyle Hazar’ın güvenliğine sahip çıkma isteği, iki güç arasında zorlu bir mücadelenin habercisi niteliğinde. KİM, KİMİ, KİMDEN KORUYOR? BM Daimi Tarafsızlık Statüsüne sahip olan Türkmenistan, Rusya’nın CASFOR için yaptığı önerilere şimdilik temkinli yaklaşmakla beraber, Türkmenbaşı ülkesinde şayet askeri üs kurulması gündeme gelirse, bu gerçekleşmeden önce Rusya’ya bilgi vermeyi taahhüt etti. Kendi deniz kuvvetlerinin modernizasyonu için ABD’yle de işbirliği yapan Türkmenistan’dan, Washington’un projesi Caspian Guard için de net bir cevap yok. Türkmenistan, doğalgazını Hazar’ın altından geçirilecek bir boru hattıyla AzerbaycanGürcistanTürkiye üzerinden Avrupa piyasalarına ulaştırmak için girişimlerini sürdürmekte. Bu çerçevede TransHazar Projesi için ABD’den aktif destek bekleyen ve bu projenin hayata geçirilmesinde somut adımlar görmek isteyen Türkmenistan’ın, ABD’nin Caspian Guard projesine desteğini bu nedenle ağırdan aldığı düşünülüyor. Hem Washington hem Moskova’nın Hazar’ın güvenliğiyle ilgili söylemleri incelendiğinde buzdağı’nın suyun altındaki kısmının daha büyük olduğu" görülüyor. ABD’nin artık klişeleşen uluslararası terörizmle mücadele söylemlerinin de facto olarak Hazar’da hakimiyeti ele geçirmek için öne sürüldüğü açık. ABD, Büyük Orta Doğu Projesi’nin Türkistan ve Kafkasya’da eş güdümlü olarak genişlemesine uğraşırken, Rusya bunun antitezini üretme peşinde. Bush yönetiminin Hazar Denizi’nde yoğunlaşmaya başlayan bu mücadelesinde önceliğin, enerji ve nakil hatları üzerinde söz sahibi olmak, nihai hedefin ise, Rusya’nın bugüne kadarki Hazar hakimiyetinin sonlandırılması olduğu düşünülüyor. Önümüzdeki süreç, Hazar’da da köşeye sıkışmaya başlayan Rusya ve İran’ın birbirine daha fazla yakınlaşmasını tetikleyebilir, hatta enerjiye aç Çin’in, Hazar’daki bu çevreleme tehdidine karşı bu ikilinin yanında yer alması sonucunu doğurabilir. H
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle