Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 C S üyük güçler arasındaki mücadelenin ikili ilişkilere yansıması... uzun süredir parlak olmayan iki ülke ilişkilerinin krize girmeye başladığı dönem olarak, Ukrayna’da "devrimin" zaferiyle sonuçlanan başkanlık seçimleri görülmektedir. Diğer ülkelerin yanı sıra, Ukrayna seçimlerine Polonya’nın da aktif bir şekilde karışması, PolonyaRusya ilişkilerinin son yılların en alt seviyesine inmesine sebep olmuştur. Arkasından Beyaz Rusya’da mevcut Rusya yanlısı yönetimi devirmeye kararlı muhalefetin Batı tarafından desteklenmesi için Polonya’nın saldırı mevkii olarak kullanılması, PolonyaBeyaz Rusya ilişkilerinin bozulmasına ve PolonyaRusya ilişkilerinin krizde kalmasına sebep olmuştur. Özelikle PolonyaBeyaz Rusya ilişkilerindeki kriz, Soğuk Savaş dönemini hatırlatmaktadır. Aynı Soğuk Savaş’ta olduğu gibi, doğrudan karşı karşıya gelmekten uzak durmaya çalışan ABD ve Rusya, başka ülkelerin topraklarında ve onların aracılığıyla adeta çarpışmaktadırlar. Beyaz RusyaPolonya restleşmesinde esas meselenin bu iki ülkeyle ilgili olmadığı, ABD’nin demokratizm ideolojisini kullanarak nüfuz alanını genişletme çalışmalarına Rusya’nın karşı koyma çabasının olduğu söylenebilir. Ukrayna’daki "Turuncu Devrim" sürecinde diğer AB ülkelerinden farklı olarak Polonya’nın tavrını baştan beri açıkça ortaya koymuş olması halen hatırlardadır. Bunun yanı sıra, Ukrayna’dan sonraki iktidar değişikliği için ABD Başkanı G. W. Bush’un açıkça hedef olarak gösterdiği Beyaz Rusya’da "demokratikleştirme" faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için Polonya’nın yeniden devreye gireceği de açıktı. Batı kaynaklarından Beyaz Rusya muhalefetine ayrılan paraların aktarılmasının ve mu TRATEJİ Polonya başbakanı Korsnievski Polonya Özgürlük Şenliklerinde Vallesya’nın posteri önünde. (31 Ağustos) B PolonyaRusya krizi Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası [email protected] ğustos ayında, zaten uzun süreli kriz yaşayan RusyaPolonya ilişkileri çıkmaza girmiştir. Daha önce bu yıl içerisinde ilişkiler çeşitli vesilelerle gerginlik geçirmiştir. Mesela Aslan Mashadov’un şehit edilmesinden sonra Polonya yetkililerinin bu adımı "büyük siyasi aptallık" olarak değerlendirmeleri, Moskova’da yapılan 2. Dünya Savaşı’ndaki zafer kutlamalarında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından Polonya’nın faşizmle mücadele eden müttefikler arasında sayılmaması veya Polonya ve Litvanya arasında bulunan Kaliningrad şehrinin yıldönümü kutlamalarına Almanya ve Fransa başbakanları davet edildiği halde komşu devlet başbakanlarının davet edilmemesi gibi olaylar karşılıklı restleşmelere sebep olmuştur. İlişkilerin oldukça düşük seviyede bulunması ve meselelerin iki ülkenin kamuoylarına geniş bir şekilde mâl olması, normal zamanlarda alelade bir suç olarak değerlendirilebilecek bir olayın siyasileşmesine sebep olmuştur. 31 Temmuz 2005 tarihinde Polonya’da bir parkta Rus diplomatlarının çocukları ve yanlarındaki bir Kazakistanlı arkadaşlarının saldırıya uğramaları, Rusya resmi makamları tarafından siyasi bir olay olarak nitelendirilmiş ve Polonya tarafına nota sunulmuştur. Rusya’ya göre olayın sebebi, Polonya kamuoyunda Rusya düşmanlığının pompalanması olmuştur. Arkasından Rusya’da peş peşe iki Polonyalı diplomatın ve bir Polonyalı gazetecinin saldırıya uğrayıp hastanelik edilme olayları yaşanmıştır. Bu sefer Polonya tarafının siyasi temelli olarak değerlendirdiği bu olayların arkasında kimin bulunduğu şimdilik açıklığa kavuşamamıştır. Ancak ister Rusya devleti tarafından olsun ister devlet içinde veya dışında belirli bir grup tarafından gerçekleştirilmiş olsun, bu olaylar Polonya’da ve dünyada Rusya’nın misillemesi olarak algılanmıştır. Demokratikleştirme harekatında Polonya olonya ve Rusya yönetimleri, patlak veren siyasi krizden çıkma yollarını arayadursun, sorunun bu olaylarla ve hatta yukarıda örnek verilen diğer gerilimlerle sınırlı olmadığı açıktır. Zaten A halefetin eğitilmesinin Polonya üstünden yapılacağı tahmin ediliyordu. Devrim tohumları atılmadan önlem almaya kararlı olan Beyaz Rusya Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenka, Beyaz Rusya muhalefetinin ülkeden çıkamamasını sağlamak ve dışarıdan paraların gelmesini önlemek için elinden geleni yapmakta ve bunun için güç kullanmaktan çekinmemektedir. Temmuz ayında Beyaz Rusya’da yaşayan Polonyalıların bir sivil toplum kuruluşuna Beyaz Rusya güvenlik kuvvetleri tarafından baskın düzenlenmiştir. Arkasından Polonya, Beyaz Rusya’daki büyükelçisini çekmiştir. Yaptığı konuşmada Lukaşenka, Beyaz Rusya’daki Polonyalıların Beyaz Rusya yönetimini devirmek amacıyla dış güçler tarafından kullanıldığını ifade etmiş ve buna izin vermeyeceğini belirtmiştir. Beyaz Rusya’nın resmi görüşüne göre Polonya, Beyaz Rusya’yı elde etmeye çalışan ABD’nin kuklasıdır, Beyaz Rusya ise Rusya’ya açılan kapıdır. Demokratikleştirici koalisyonun mücadele ettiği Ukrayna ve Beyaz Rusya cephesinin ön saflarında Polonya’nın yer alması, Batı kamuoyunda destek bulmuş ve alkışlanmıştır. Polonya’nın sadece Ukrayna ve Beyaz Rusya ile ilgili olarak izlediği politikası değil, Katın katliamı ve RibbentropMolotov Paktı’yla ilgili olarak Rusya ile yaşadığı tarihi sorunlarında da Batı kamuoyunun sempatisi Polonya tarafındadır. Bir anlamda Polonya, halen demokratik olmayan Rusya karşısında Batı’nın değerlerini, yani demokrasi, insan hakları ve hukuk devletini savunan ve demokrasi yayma harekatının Doğu cephesinin ön saflarında bulunan bir ülkedir. Ne var ki, demokratizm propagandasının kabukları bir kenara atıldığında, altında devlet menfaatleri görünmektedir. Polonya’nın ‘Doğu politikası’ olonya’nın, Ukrayna ve Beyaz P Rusya’nın demokratikleştirilmesi için Rusya’nın karşısına çıkmasını sağlayan ana etkenin, basitçe Rusya korkusu olduğu, yani Rus emperyalizminin canlanma ihtimalinden duyulan korku olduğu ifade edilebilir. Bugünkü Ukrayna ve Beyaz Rusya toprakları yüzyıllar boyunca Polonya ve Rusya arasındaki mü usya ile Polonya R arasındaki siyasi gerginlik tarihi temellere dayansada son dönemde her iki ülkede çalışan diplomatların saldırıya uğramaları büyük soruna neden oldu. Gergin olan ilişkiler bitme noktasına geldi. P krayna’da gerçekleşen "turuncu" devrimde Polonya’nın Rusya’ya karşı muhalefet lideri Yuşçenko’yu destekleU mesi ise Rusya tarafından ilişkilerin askıya alınmasında son noktayı oluşturdu. cadeleye sahne olmuş, sonuç olarak bu toprakları Polonya’dan koparmayı başaran Çarlık Rusyası ve galibiyeti sonuçlandıran halefi Sovyetler Birliği olmuştur. Üstelik Polonya’nın kendisi de II. Dünya Savaşı’ndan sonra Sovyetler Birliği’nin etki dairesine girmiştir. 1950’lerden sonra Batı’daki Polonya göçmenlerinin entelektüel çevrelerinde Polonya’nın bugünkü Doğu politikasının ana hatları şekillenmiştir. Bu politikaya göre Polonya, Doğu’da kaybettiği toprakların iadesinde diretmek yerine, Rusya’ya karşı Litvanya, Ukrayna ve Beyaz Rusya’nın bağımsızlıklarına kavuşmaları için çalışmalıydı. Ukrayna seçimleri sırasındaki Rusya’nın karışması, Rusya’ya göre doğal bir süreç ve devletin bekasının gerekliliğidir. Ne var ki Ukrayna, Polonya’nın bekası açısından da büyük önem taşımaktadır. Ukrayna’nın Rusya’dan bağımsız olarak kalması, Polonya için hayati öneme sahiptir veya en azından bu şekilde algılanmaktadır. (Siyasi kararlar üzerinde algılamaların gerçekler kadar etkili olduğu bilinmektedir.) Polonya’ya göre, Ukrayna’nın "düşmesi", daha önce tarihte olduğu gibi Polonya’nın "düşme", yani Rusya’nın etki dairesine tekrar girme ihtimalini de beraberinde getirebilir. Tarihi tecrübe tarafından belirlenen bu algılamalayı destekleyen süreç, Rusya’da Putin’in iktidara gelmesi ve Rusya’nın giderek Batı’dan daha bağımsız olmaya başlaması olmuştur. Kuçma iktidarının son yıllarında Ukrayna’nın Rusya ile entegrasyon çalışmalarına katılması, Ukrayna’nın Beyaz Rusya gibi Rusya’nın uydusu haline gelebileceği korkusuna yol açmıştır. Sonuç olarak, Ukrayna için yapılan mücadele, özünde BatıRusya arasındaki mücadele olmakla birlikte, buradaki Polonya’nın rolü esas olarak demokratik değerlerin bayraktarlığı değil, kendi bekası için verdiği mücadeleydi. Bugün aynı sürecin Beyaz Rusya için de tekrarlandığı görülmektedir. Ne var ki, Polonya’nın Rusya karşıtlığından fayda sağlayan taraf Avrupa ülkeleri ve ABD olmaktadır. ABD ve özellikle büyük Avrupa ülkeleri, Ukrayna meselesinde Rusya ile karşı karşıya gelseler de, diğer alanlarda Rusya ile işbirliklerini sürdürmektedirler. Bu ülkelerle ilişkilerinden sayısız menfaati bulunan Rusya da, ilişkilerin belirli bir düzeyde kalmasına dikkat etmekte, özellikle enerji alanındaki işbirliğini geliştirmektedir. PolonyaRusya ilişkilerinde ise aynı pragmatizmin bulunmaması, Polonya’da zaman zaman "Büyük güçlerin mücadelesinde harcanıyor muyuz?" sorularına yol açmaktadır.