12 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 E C S nerji politikasızlığı yurttaşları zorluyor TRATEJİ Yükselen petrol fiyatları ve Türkiye Necdet PAMİR Enerji Analisti luslararası piyasalarda, bir varil petrolün fiyatının 67 dolar seviyesine ulaşan bir gelişme göstermesi1 , özellikle petrol tüketimlerinde ithalatın payının yüksek olduğu Türkiye gibi ülkelerde, haklı kaygılara neden olmaktadır. Kimi yatırım bankaları, fiyatların 105 dolar seviyesini de bulabileceğini öne sürerken2 , kimileri de aslında petrol arz potansiyelinin yüksek olduğunu ve söz konusu potansiyel devreye alınabilirse, fiyatların ciddi oranda düşeceğini savlamaktadırlar 3. Uluslararası Enerji Ajansı, OPEC’ten üretimini arttırmasını talep ederken, OPEC üyeleri ise4 , arzı yeterince arttırdıklarını, sorunun arz yetersizliğinden değil, arzın aşırı oranda stoklara yönelmesinden ve rafinaj kapasitesi eksikliğinden kaynaklandığını öne sürmektedir. Son dönemlerde görülen ham petrol fiyatlarındaki artışın, çok sayıda nedeni vardır. Bunların bir bölümü, uzun süredir yaşanmakta olan ve bu nedenle de kısa sürede giderilmesi olanaklı görünmeyen, ya da geleceğe yönelik gelişimleri kolay kestirilemeyen nedenlerdir. Bunların başlıcaları; başta ABD, Çin5 ve Hindistan olmak üzere, büyük tüketici ülkelerdeki petrol talebinin öngörülenin üzerinde artmış olmasıdır. Bir diğer önemli etken, jeopolitik gelişmelerin yarattığı ve dönem dönem yaşanan arz kesintileri ile, geleceğe yönelik olası arz kesintilerine yönelik endişelerdir. Uzmanlar, sadece jeopolitik etkenin olumsuz yansımasının, fiyatları varil başına 10 15 dolar civarında arttırdığını öne sürmektedirler. Uluslararası terör de bu alt başlığın kapsamında değerlendirilmelidir. Son yıllarda arama yatırımlarında gözlenen duraksama ve buna bağlı olarak da, tüketilen rezervlerin yerini dolduracak hacimde yeni rezervlerin keşfedilememesi, fiyatları yukarı doğru zorlayan bir diğer nedendir. Büyük petrol şirketleri, arama yatırımlarını eski yoğunluğu ile sürdürmezlerken, daha ziyade küçük şirketlerin hisselerini satın alarak, ya da borsadan kendi şirketlerine ait hisse senetlerini toplayarak, rezervlerini farklı bir yoldan takviye etme yolunu seçmektedirler. Benzer bir durgunluk, rafinaj sektöründe de yaşanmaktadır. Çevre kirliliği kaygılarının da katkısı ile, çevre dostu, ancak ma P U etrol fiyatlarındaki anormal artışın birçok sebebi bulunuyor. Bunların en önemlileri ise; ABD, Çin ve Hindistan olmak üzere, büyük tüketici ülkelerdeki petrol talebinin öngörülenin üzerinde artmış olması, jeopolitik nedenler ve uluslararası terör olarak sıralanıyor. Uzmanlar fiyatların sadece jeopolitik etkilerin bile fiyatları varil başına 1015 dolar arttırdığını belirtiyor. Petrol fiyatlarındaki oynama borsa dengelerini alt üst ediyor. Fiyatların yükselişinin önlenememesi halinde batı ekonomilerinden başlayan bir zincirle bütün dünyada ekonomik dengeleri değiştirmesi bekleniyor. Önümüzdeki kış bu anlamda kaygılı bekleyişle geliyor. liyeti yüksek ürünlere olan talebin artması, fiyatları yukarı doğru zorlayan bir başka olgudur. Rafinerilerin ürünleri, piyasa taleplerine koşut ve zamanında yetiştirmede zorlanmaları da, bir diğer olumsuz unsur olarak öne çıkmaktadır. Çok önemli bir diğer etken, OPEC ek üretim kapasitesinin ciddi oranda azalmış olmasıdır6. Yıllardır piyasaları dengelemede temel rol oynayan OPEC yedek üretim kapasitesinin, önceki yıllardaki 5 6 milyon varil/günlük seviyesinden, bugün 1.3 milyon varil/gün seviyesine gerilemiş olması, fiyatları yukarı doğru çeken en önemli etkenler arasındadır. Zira, geçtiğimiz yıllarda, gerektiğinde piyasaları rahatlatan bu ek kapasitenin mevcut düşük seviyesi, psikolojik kaygıları gidermekten ve spekülatörleri caydırabilmekten hayli uzak ve yetersiz kalmaktadır. Günde 84 milyon varil petrolün tüketildiği piyasalarda, 1.3 milyon varillik yedek kapasite, toplam tüketimin yaklaşık % 1.5’ini oluşturmakta ve doğal olarak piyasaları regüle edebilecek kapasiteden uzak kalmaktadır. Yeri gelmişken, vadeli piyasalarda alınıp satılan bir meta olan petrolün fiyatının, alım satım şirketlerinin spekülatif faaliyetlerine bağlı olarak, yapay bir biçimde yükseldiğinin altının, kalınca çizilmesinde yarar vardır. Spekülasyon, yalnızca alım satım şirketleri tarafından değil, büyük petrol şirketleri tarafından da körüklenmektedir. Dünyanın en büyük 500 şirketi arasında en üst sıralarda yer alan büyük petrol şirketlerinin, 2004 yılında, sadece karlarındaki artış, 400 milyar dolardır7. Öte yandan, son dönemde toparlanmış gibi görünse de, doların ‘‘Euro’’ ve ‘‘yen’’ gibi para birimleri karşısındaki düşük seyrinin; Çin ve AB gibi büyük petrol ithalatçılarının, petrol fiyatlarından kaynaklanan baskıyı yeterince hissetmemelerine neden olması da, talebin kısılmasını geciktiren bir diğer etken olmuştur. Ekonomileri petrol gelirlerine büyük oranda endeksli petrol üreticisi ülkeler ise, doların söz konusu düşük seyri nedeniyle, gerçek gelirlerinin ‘‘sınırlı kaldığı’’savıyla, fiyatların yukarı doğru seyrinde etkin olmuşlardır. Nitekim Suudi Arabistan Petrol Bakanı El Naimi, OPEC’in daha önceki yıllarda uyguladığı 22 28 dolar/varillik bantın, ABD dolarının düşük seyrine bağlı olarak, 40 dolar civarında revize edilmesi gerektiğini öne sürmektedir 8. Eski Suudi Bakan Yamani ise, Suudi Arabistan’ın mevcut bütçesini sürdürebilmesi ve borçlarını düzenli ödeyebilmesi için, 40 doların üzerinde bir fiyata gereksinimi olduğunu ifade etmektedir. Petrol fiyatlarının, uzun süredir etki eden bu etkenlere bağlı olarak yükseldiği söylenebilir. Ancak, piyasalarda uzun süreden beri etki eden bu nedenlerin yanısıra, dönemsel/mevsimsel olarak etki eden ve fiyatları olumsuz etkileyen birçok başka etken de söz konusudur. İçinde bulunduğumuz günlerde, söz konusu etkenleri şöyle sıralayabiliriz: ? (Yaz) seyahat mevsimi nedeniyle, benzin ve jet yakıtı talebinde hızlı artış ? Çok sayıda rafineride çıkan yangınların ürün piyasalarında yarattığı darlık ? ABD benzin üretimi ve stoklarında daralma ? Kuzey Denizi üretiminde % 10 düşüş (platformlarda sorunlar) ? Meksika Körfezini etkileyen ve etkilemesi beklenen çeşitli fırtınaların (Dennis, İren, vb..) üretim ve taşıma faaliyetlerini olumsuz etkilemesi ? Suudi Arabistan’daki ABD siyasi temsilciliklerine yönelik terör tehdidi (S. Arabistan, yaklaşık 9.6 milyon varil/günlük üretimi ile, dünyanın en büyük petrol üreticisidir) ? İran’ın nükleer çalışmalarını sürdürme yönündeki kararlılığının ve AB ülkeleriyle sürdürdüğü diyalogdaki tıkanmanın yarattığı endişe (İran, OPEC içinde S. Arabistan’dan sonra, 4 milyon varil/gün ile 2. sıradaki üreticidir) ? Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2005 ve 2006 arz tahminlerini aşağı doğru revize etmesi ? Tanker taşımacılığı sektöründe yaşanan daralma ? Nijerya ve Venezüella’da yaşanan gerginlikler Bu etkenler çoğaltılabilir ve yazımız elinize ulaşıncaya kadar bile, yeni etkenler devreye girebilir. Ancak, genel nedenler bunlardır ve uzun süreden beri etkili olan etkenler nedeniyle, piyasalarda yaşanan darboğazların yarattığı olumsuz altyapı, ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle