Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 K C S Kültürel yayılmacılık unların yanında iki önemli gelişme dikkatleri çekmektedir. Birincisi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) bünyesinde iki yıl süren yoğun çalışma ve tartışma sürecinin sonucunda ortaya çıkan ‘Kültürel Farklılıkların Korunması Sözleşmesi’ ile ilgilidir. Örgüt, dünya üzerindeki kültürel farklılıkları uluslararası bir sözleşmeyle koruma altına almaya hazırlanırken, kültürel ürünlerin ticaret malları kategorisinden çıkartılmasını öngörmekte ve ülkelere kültürlerinik korumaları için geniş haklar sağlamaktadır. Bu bağlamda sözleşme, güçlü ülkelerin (Hollywood, Mc Donald’s ve CocaCola gibi devler aracılığıyla) kültürel yayılmacılığına son vermeyi, kültürel ifade biçimini korumak için gerekli önlemlerin alınmasını amaçlamaktadır. En çok ABD’nin başarılı olduğu film (2004 yılında 16 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir) ve müzik endüstrisine darbe vuracak olan bu sözleşmenin en ateşli savunucularından biri olan Fransa, şüphesiz, kendi film endüstrisini Hollywood tekelinden kurtarmayı hedeflemektedir. UNESCO’nun 33. Genel Kurul Toplantısı’nda karara bağlanan sözleşme Fransa’nın başkenti Paris’te 151 ülkenin kabul; ABD ile İsrail’in red ve Avustralya dahil dört ülkenin çekimser oyuyla imzalanmıştır. Başta sinema sektörü olmak üzere dünya üzerindeki kültür endüstrisinin yüzde 80’ine yakınını elinde bulunduran ABD, iki yıl önce Fransa ve Kanada’nın öncülüğünde başlayan bu girişimin engellenmesi için “diplomatik bir savaş” başlatmıştır. ABD’nin “her ülke eşit değil, ba TRATEJİ ültürel yayılmacılığa sınırlama, internetin kontrolüne tepki… ABD yumuşak gücüne fren Aslı GÖKÇORA TUSAM ABD Araştırmaları Masası eçen Şubat ayında II. döneminin ilk icraatlarından birini transatlantik ilişkileri “kurtarmak” adına Avrupa’ya gerçekleştirdiği ziyaretle yapan Bush, ziyaret sonrası süreçte istenilen başarıyı gösteremedi. Irak Savaşı’yla sarsılan transatlantik ilişkiler, küresel anlamda ortaklık ve işbirliğinin korunmasına rağmen eski düzeyine ulaşamamıştır. Bush yönetimi hiçbir ülkeyle eski ilişkisini yakalayamamıştır. Hatta bazı ülkelerin ABD genel olarak Batı ve küreselleşme karşıtı bazı girişimlere yönelmelerine sebep olmuştur. Bunların en çok göze çarpanı ABD’nin küresel anlamdaki en yakın muhatabı ve ortağı aynı zamanda ekonomi, ticaret, teknoloji, yumuşak güç gibi konularda rakibi olan AB’nin bu duruma yönelik sesini giderek yükseltmesidir. Bu aşamada özellikle Fransa ve ABD’nin dünyaya bakış açılarının ne kadar farklı olduğu aşikardır. AB, küreselleşme, terörizm, işsizlik, Radikal İslam, yasa dışı göç, Çin ve Hindistan’ın hızlı büyümeleri, küresel ısınma gibi konularla boğuşmaktadır. AB bunlardan dolayı kendini tehdit altında hissederken, bu yıl ortasında yaşadığı krize rağmen halen dimdik ayakta olduğunu ve küresel gücünün de dinamik bir şekilde gün geçtikçe daha da büyüdüğünü göstermek adına atağa kalkmıştır. Gerek AB’de gerekse diğer ülkelerde ABD yönetimine duyulan kızgınlık öyle had safhadadır ki, ABD’nin “yumuşak gücü”nde görece başarılı olduğu konular dahi darbe almaktadır. Bu bağlamda, ABD yönetimine duyulan kızgınlık ve antipati uzun bir süre daha devam edecek gibi gözükmektedir. G B fganistan ve Irak’ta sert gücünü kullanarak bu yönünü A daha çok ön plana çıkaran, Guantanamo’daki uygulamalarıyla tepki çeken ABD’ye tepkiler farklı alanlardan da gelmeye başladı. UNESCO’da kabul edilen ‘Kültürel Farklılıkların Korunması Sözleşmesi’ ile kültürel yayılmacılığa sınırlama getirilmesi amaçlanıyor. Bu sözleşmenin kabulü yönünde Fransa başı çekerken, ABD ve İsrail karşı çıktı. zı ülkelerin korunmaya ihtiyacı var” görüşüyle sözleşmenin gücünü sınırlı kılmak için birçok ülke ile sözleşme yürürlüğe girmeden önceikili anlaşma imzalama sürecine girdiği görülmektedir. Kültürlerin en iyi serbest pazar ortamında gelişeceğini savunan ABD, UNESCO’nun ekonomi politikalarıyla ilgilenmesine de karşı çıkarak bu yetkinin Dünya Ticaret Örgütü’ne ait olduğunu ileri sürmektedir. Söz konusu durumun fikirlerin, malların ve hizmetlerin sınır ötesi akışına karşı (haksızca) bir set oluşturacağını iddia eden ABD, savunduğu fikrin arkasında durmak adına çoğu geçersiz olan meşru kaynaklar aramaktadır. Tek kutuplu dünyaya kafa tutan Fransa, yaptığı girişimlerle “sürüdeki koyun olmaktan çıktığının” işaretini vermektedir. Buna karşın, ABD’nin UNESCO temsilcisi Louise Oliver sözleşmeyi “hatalı, belirsiz ve fazla korumacı” bulmaktadır. Oliver, kültürel “istisna”nın daha önce hiç tanımlanmadığını ve ifade özgürlüğünün bu sözleşmeyle tehlikeye girdiğini belirtmektedir. Diplomasi ağırlıklı politikada zayıf kalan ABD, sözleşmeye yaklaşık 28 değişiklik önerisi vermiş ancak diğer ülkelerden aradığı desteği alamamış, uluslararası toplumda gün geç tikçe daha da fazla izole edilmiştir. Çıkarlarına daha uygun ve işine daha çok geldiği için ikili anlaşmaları tercih ettiği sürece ABD dış politikası, sonuçsuz kalmaya mahkum olacaktır. Nitekim, yirmi yıl önce UNESCO’nun yürüttüğü medya politikalarını fazla antiAmerikancı bulduğu için kurumun siyasallaştığını iddia ederek kurumdan geri çekilen ancak 2003 yılında kuruma tekrar geri dönen ABD, birkaç hafta önce UNESCO ülkeleri dışişleri bakanlarına mektup göndererek örgütten ayrılma tehdidinde bulunmuştur. İnternet tekelinin kırılması BD’nin yumuşak gücüne karşı darbe olan ikinci önemli gelişme internetin kontrolüne yö A ? 1 Kasım günü Iraklıların yaşamından... Cenaze kaldırılıyor Ölenlerin ardından