Katalog

C S rılmasına ilişkin karşılıklı “iyi niyet” mesajları verildi. Hal böyle olunca akıllara ardı arkası kesilmeyen ve cevaplaması oldukça zor olan sorular takılmaya başladı. Karışacak, kana bulanacak bir Filistin’e şartlanan, Arafat sonrası Filistin’i kaos, radikalizm, terör, şiddet, kan, iç savaş vb. kelimelerle yazmaya hazırlanan dünyayı şaşkına çeviren bu yola nasıl girilmişti? Daha da önemlisi bu durum ne kadar gerçek, barışın kapılarının aralandığı yorumları ne kadar gerçekçiydi? Bu ve türevi soruların cevaplarını vermek bir yana dursun, soruları doğru sormak bile aradan geçen bir yıla rağmen neredeyse imkansız. İsrailFilistin Sorunu gibi kemikleşmiş sorunlarda böyle sessiz ve sakin ara dönemleri sağlıklı bir şekilde yorumlamak için gereken tek şey zaman hem de uzun bir zaman. Kaldı ki, tarafların kendi içlerindeki kırılgan, değişken ve çelişik yapıları ve sorunun “uluslararasılaşmış” olması söz konusu geçiş dönemini anlamayı, algılamayı daha da zorlaştırıyor. Beklenmeyen sessizlik rafat sonrası Filistin bağlamında tartışmalara neden olan bir diğer önemli konu da boşalacağı, en iyi ihtimalle zayıflayacağı düşünülen otoritenin, başta Hamas ve İslami Cihad olmak üzere II. İntifada ile birlikte güçlenen radikal grupların eline geçmesi olasılığıydı. Nitekim, parçalı bir şekilde yapılan yerel seçimlerde sandıklardan Hamas’ın çıkması bu olasılığı kuvvetlendirdi. Ancak İsrail’e meydan okumaya kadar varan sert açıklamalarının aksine Hamas ve diğer radikalgruplar kendilerinden beklenmeyen bir sessizlik içerisine girdiler. Belki kendilerinin bile beklemediği bu sessizlik zaman zaman bozulsa da genele bakıldığında görülmemiş bir sakinlik, bir dinginlik söz konusu. Halen sebebi tam olarak anlaşılamayan, İsrail’in Gazze’den Çekilme Planı’nı uygulamaya koyması sırasında yaşanan gerginlikler de İsrail ile sınırlı kaldı. Filistin’de de ufak çaplı gerginlikler ve tartışmalar yaşandı ancak, İsrail’in neredeyse iç savaşın eşiğinden döndüğü bu süreçte İsrail ile karşılaştırıldığında Filistin, söz konusu dönemi küçük sıyrıklarla atlattı denilebilir. Fırtına öncesi mi? rafat’ın ardından geçen bir yıl içerisinde görüldüğü üzere bir çok şey Arafat’ın bıraktığı yerde değil. İsrailFilistin Sorunu Ortadoğu ve dünya gündemindeki liste başı konumunu kaybetmiş durumda. Gözle görülür bir yumuşama olmasının yanı sıra, Arafat gibi, siyaset bilimindeki anlamı ile “karizmatik” ve son derece sivri kişiliği, her sözü ile gündem yaratma becerisi olan bir liderin yokluğu Filistin sorununun gündemden düşmesine neden oldu. Ancak burada asıl önemli olan nokta bu sessizliğin gerçek ve sürdürülebilir bir barışın mı yoksa yeni bir fırtınanın mı belirtisi olduğu. Her zaman olduğu üzere yine bilinmeyenler, çok bilinmeyenli denklemler, değişen ve çelişen yorumlar, içinden çıkılmaz sorunlar, muğlak ifadeler ve sorular; bir türlü cevaplanamayan sorular... Dünya döndükçe, Ortadoğu haritalardan silinmedikçe, İsrail ve Filistin var oldukça bu döngü hiç değişmeyecek ve bizler bilinmeyeni bilmeye, görünmeyeni görmeye çalışmaya devam edeceğiz. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA Ortadoğu cadı kazanı 11 A A 1 Kasım Filistin. Ölümün ardındaki sis perdesi Arafat sonrasında uzun süre hararetli tartışmalara neden olan, hatta hala tartışılmaya devam edilen konulardan biri de Yaser Arafat’ın ölüm nedeniydi. Basına açıklanan hastane raporlarında ölüm nedeni “felç” olarak geçen Yaser Arafat’ın ölümünün ardından bir yıl geçmesine rağmen ölüm nedeni hala belirsizliğini koruyor. Bu bir yıl içerisinde AIDS’ten, zehirlenmeye kadar bir çok iddia ortaya atıldı. İsrail basını Arafat’ın kanında HIV virüsüne rastlandığı konusunda ısrarcı bir tavır sergilerken, Filistinliler ise Arafat’ın İsrail tarafından zehirlendiğine inanıyorlar. Internatıonal Herald Tribune 28 Ekim The Economist 29 Ekim The Independent 1 Kasım Le Monde 28 Ekim