Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ? ÇİZGİLİ DÜNYA Paranın dini imanı yok... C S M Aybike Koca TRATEJİ ? ÇİZGİLİ DÜNYA Sosyal devlet yok oluyor... 13 evduattaki payı düşmesine karşın tehlike geçmiş değil The Economist 22 Ekim TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası akoca@tusam.net Internatıonal Herald Tribune 26 Ekim 005 yılı başında yüzde 41 olan döviz mevduat hesaplarının para arzı içindeki payı Ağustos ayı itibariyle yüzde 35’e gerilemişti. Ekim ayına gelindiğinde tekrar yükselerek 44 milyar doları bulan merkez bankası döviz rezervleri Başkan Süreyya Serdengeçti’nin, dolarizasyonun azalmasına karşın hala yüksek oranda olduğunu hatırlatmasına neden oldu. Bu açıklama, yatırım araçlarında yüksek oranda kullanılan dövizin tehlike oluşturabileceğini gösterdi. Son yıllarda azalan bir seyir izleyen dolarizasyon yani para arzı içinde döviz mevduatlarının artması, ulusal denge açısından ciddi bir problem. Bir ülkede ulusal paranın yerini dolar ya da bir başka paranın alması, makro ekonomik istikrarın sağlanmasını geciktiren bir olgu. Ekim ayına kadar azalan seyrini koruyan bu oranın artması, tehlike sinyallerinin çalmaya başlaması olarak algılanabilir. Bu aşamada ülkeye çekilmek istenen yatırımların ve sermayenin YTL olması gerekliliği gözden kaçırılmamalıdır. Zaten sabıkalı bir ekonomik geçmişe sahip olan Türkiye’de ulusal paranın istikrarlı bir yapıya kavuşturulması para politikalarının uygulanmasını da çabuklaştıracaktır. 2 elişmekte olan ülkelerdeki dolarizasyonu ilk olarak yabancı yatırımcıların tetiklediği söylenebilir. Bu konudaki etken iki faktör, paranın değerinin düşürülmesi ve ülke borçlarının geri ödenememesi riski. Bu iki risk Türkiye için geçerliliğini koruyor. Yabancılarla başlayan dolara kayışa, yerli büyük yatırımcılar ve hane halkı eşlik ediyor. Bu süreçte dolarizasyon ve paranın değer yitirmesi birbirini tetikleyen kısır döngüye neden oluyor. Sorunu aşmak için piyasaya güvenin sağlanması, paranın değerinin korunması ve döviz kullanımının azaltılmasını öngören politikalar gerekiyor. G Türkiye’de dolarizasyon oynaklığı! ürkiye’de döviz kullanımının belli dönemlerde artıp belli dönemlerde azalması, Türkiye’nin ve aslında genel olarak gelişmekte olan ülkelerin risklerinden kaynaklanmaktadır. Yabancı yatırımcıların Nasıl dolarize olunur? aranın işlem aracı, hesap birimi ve tasarruf aracı olması gibi üç temel işlevi vardır. Türkiye’de ulusal para fonksiyonlarını yitirmeye başlamıştır. Paraya güvenin göstergesi olan tasarruf edilebilme özelliğini yitiren bir para, dolarizasyona mahkum olur. Hükümetlerin dövize müdahale edememesi örneğin döviz basamaması, dövize yönelmenin en büyük nedenini oluşturur ki bu dolarizasyon sürecinin kolaylaştığı anlamına gelir. Yoğun olarak kriz dönemle P Financial Times 19 Ekim rinde görülen ulusal paradan kaçış, yatırımcı ve hane halkları için kendini garanti altına almaktır. Para sahipleri bu şekilde karlılıklarını korumaya çalışırlar. Öyle ki dövize yöneliş dalgası, krizin körükleyicisi haline gelir. Büyük tasarruf sahiplerinin bu eylemleri, ülke ekonomisi üzerinde olumsuz etkilere sahip olurken merkez bankalarını da bu konuda önlem almaya iter. Uygulanan politikaların devamı ve sürekliliği adına hareket eden merkez bankaları öncelikle ulusal paranın değerini korumayı amaçlar. Ancak bu durum ülkeyi krize götürecek kadar uzun sürebilir. Dolayısıyla erken müdahale araçlarını kullanmak ve döviz kurunda ayarlamalar yapmak çözümü daha çabuklaştıracaktır. Dolarizasyon, ulusal paranın yerine sadece doların değil, her hangi bir dövizin kullanılması anlamına gelir. Örneğin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal parasını kullanması da bir dolarizasyondur. Ancak genelde gelişmekte olan ülkeler, rezerv para olarak doları seçerler. Bunun sebebi doların güven kazanmışistikrarlı bir para olmasıdır. IMF’den “istenilen bir ülke parasıyla borçlanma” seçeneği olmasına karşın ülkelerin dolar ile borçlanmayı seçme si, dolara olan güvenin bir göstergesidir. ABD’nin güçlü bir ekonomiye sahip olmasının altında yatan en önemli neden, ulusal para T Internatıonal Herald Tribune 27 Ekim [i] Bir ekonomik birimin bireysel düzeyde karzarar hesabı yapmak yerine başkalarının yaptığı karzarar hesabına göre davranması sürü etkisi olarak adlandırılır. Le Monde 29 Ekim The Guardian 24 Ekim sına olan güvenidir. “Güvenilir para” olma özelliğini taşıyan doların bu şekilde kullanımı, tam dolarizasyon olarak adlandırılır ki aslında gelişmekte olan ülkelerin hemen hemen hepsinin yaşadığı durum budur. davranışlarını etkileyen iki tür risk vardır, devalüasyon (paranın değerinin düşürülmesi) ve borçların geri ödenmemesi riski. Bu riskleri taşıyan piyasalara karşı güvensizlik daima mevcuttur. İki riski de barındıran Türkiye’de yatırımcılar, karlılıklarını kaybetmemek için, ekonomi alarm vermeye başladığı anda sermayelerini dövize çevirirler. Ulusal paradan bu kaçış, sürü etkisi[i] ile hızlı bir şekilde yayılır ve Türkiye’de döviz talebi artar, döviz arzı azalır. Bu süreç devalüasyon olasılığını ortaya çıkarır. Bu devalüasyonun gerçekleşmesi ise sadece iç piyasayı değil, uluslararası piyasaları da olumsuz etkiler. Örneğin doğrudan ticaret yaptığımız ülkeler bu süreçten direkt olarak, ticaret yapmadığımız ülkeler ise ticaret yaptığımız ülkelerle ilişkilerine göre dolaylı olarak etkilenirler. Bu tür gelişmelere hazırlıklı olan Türkiye’deki sermaye sahipleri, daha bunlar yaşanmadan ulusal parayı terk etmişlerdir. Hala elinde ulusal parayı tutanlar ise bu süreçten sonra dolarizasyona katkıda bulunurlar. Devalüasyonun kaçınılmaz olduğu bu döngüde dolarizasyon, bu sürecin hem körükleyicisi hem de neticesi olur. Dolarizasyon, ekonominin temelinde olan ve tüm gruplar için geçerli olabilecek bir kavramdır. Hane halkları dolarizasyonu, bankaların dolarizasyonu ve merkez bankasının dolarizasyonu arasında etkileşim bulunmaktadır ve Türkiye’de bu grupların dolarizasyonu birbirini tetikler. Bu etkileşim sürekli olduğunda yani dolarizasyon ekonominin bir parçası olduğunda, krizin tetikleyici unsurlarının oluşması kaçınılmaz olacaktır. Oluşan piyasa güvensizliği, ulusal paranın korunmasını ve döviz kullanımının azaltılmasını öngören para politikaları ve döviz kuru ayarlamaları sayesinde atlatılabilir. Financial Times 24 Ekim Dolarizasyon