Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇinABD askeri ilişkilerinin geleceği umsfeld Çin’e kuşku ile yaklaşırken, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Rumsfeld’in ziyaretinden memnun kaldığını belirtmiştir. Hu, ikili görüşmenin, karşılıklı güveni artıracağını ve iki ülke orduları arasındaki dostluğun güçlendirilmesine katkıda bulunacağını ifade etmiştir. Çin Savunma Bakanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Zhang Bandong da Çin ve ABD orduları arasındaki ilişkinin, iki ülke arasındaki ilişkilere göre geride kaldığını ifade ederek tarafların orduları arasındaki ilişkinin gelişmesini sağlamak için tedbir alınacağı mesajını vermiştir. Bandong’a göre, ülkeler arasındaki ilişkilerde önemli bir yer tuttu R [i] Almanya’nın yüzde 87’si, Avustralya’nın yüzde 79’u, Japonya’nın yüzde 78’i, İspanya’nın yüzde 76’sı, ABD’nin yüzde 75’i, İtalya’nın yüzde 74’ü, Türkiye’nin de yüzde 49’u Çin’in silahlanmasına karşı çıkmaktadır. 1 Kasım The Sunday Times 23 Ekim Internatıonal Herald Tribune 2930 Ekim temin şeffaflaşmasıyla giderilebileceğini ileri sürmüştür. Bunun yanında bir Çinli öğrencinin ABD’nin Çin’e karmaşık sinyaller gönderdiğine dair sorusuna yanıt olarak Rumsfeld, aslında Çin’in ABD’ye karmaşık sinyaller gönderdiğini söylemesi, Rumsfeld’in Çin ziyaretinin iki ülke arasındaki kuşkuları gidermediğini göstermektedir. Bu endişelere karşı, Çin Savunma Bakanı Cao Gangchuan ise hükümetin askeri bütçesini olduğundan düşük göstermediğini savunarak, Çin’in savunmaya bu yıl 30 milyar 200 milyon dolar bütçe ayırdığını söylemiştir. Çin, İsveç Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI), en çok askeri harcamalar listesinde yer alan 15 ülke içinde beşinci sırada yer almaktadır. Bu listeye göre Çin’in askeri harcama oranları 2003 yılında 33.1 milyar dolarken 2004 yılında 35.4 milyar dolara yükselmiştir. Pekin’in dünyada savunmaya en fazla para ayıran üçüncü ülke olması ve hızla büyüyen ekonomik gücüne dayanarak artırdığı askerî gücü sadece Washington’u değil diğer büyük ülkeleri de endişeye sokmaktadır. BBC’nin Mart 2005’te 22 ülkede 22 bin 953 kişiyle yaptığı anketin sonuçlarına göre, Çin’in askeri olarak güçlenmesine Hindistan dışında hiçbir ülke olumlu bakmamakta dünya kamuoyunun yüzde 59’u olumsuz bir tutum sergilemektedir.[i] C S ki ülke ilişkilerinin iyileşme koşulu Çin’in ABD’nin istediği yönde demokratikleşmesi olarak gösterilirken, bu ülkenin kısa ve orta vadede böyle bir yola girmesi olanaksız. Bu da Çin ile ABD arasında bir yakınlaşma olmayacağını gösteriyor. Çin’in askeri yeteneğini artırma arayışları Japonya ve Tayvan’ı da rahatsız ediyor. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Siyasetin gündeminden... 19 İ ğu için iki ülkenin orduları arasındaki ilişki genişletilerek işbirliği güçlendirilmelidir. 19. yüzyılın Almanya’nın, 20. yüzyılın ABD’nin yılı olduğu gibi, 21. yüzyılın da Çin ve Hindistan’ın başını çektiği gelişmekte olan ülkelerin yüzyılı olacağına dair öngörüler ileri sürülürken Pekin, siyasi açıdan etkin, ekonomide büyük, askeri açıdan aktif caydırıcı güçlere sahip, sosyal ve toplumsal olarak kalkınmış olarak 21. yüzyılın kendi yüzyılı olması için bütün gücü ile çaba sarf etmektedir. Ancak, bu yükselen güç mevcut hegemonya ABD’ye karşı meydan mı okuyacak, yoksa Amerika’nın önderliğindeki uluslararası siyasal ve ekonomik sisteme uyarak ABD ile işbirliği mi yapacak soruları akıllara gelmektedir. Çin’in ABD ile işbirliği yapabilmesi için Çin’in demokratikleşmesi gerekmektedir. Çin’in, kısa veya orta vadede demokratikleşmesinin söz konusu olamayacağı göz önünde bulundurulursa ABD ile işbirliğine girmesi zordur. Bu bağlamda ABDÇin çekişmesi kaçınılmazdır. Financial Times 22 Ekim