Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Alternatif sanata buyrun İstanbul’un taşı toprağı eskiden altınmış, şimdi sanat! Bienal, 2010 Avrupa Kültür Başkenti, sanat ESRA fuarları derken AÇIKGÖZ İstanbul’da her ay onlarca sanat etkinliği oluyor, sergi açılıyor. Adından en çok bahsettirenler, banka galerilerinin, özel müzelerin etkinlikleri olsa da “alternatif” işler yapan sanat inisiyatiflerinin de çok çarpıcı, etkileyici çalışmaları var. Yeni, deneysel, dinamik işler üretmek için kurulan sanat inisiyatiflerinin sayısı her geçen gün artıyor. Peki neler yapıyorlar? Sermayeden ne kadar uzak kalıp bağımsız işler üretebiliyorlar? Ya da nasıl bir alternatif sanat tahayyül ediyorlar? daralan’dan Dilan Gümüş, Apartmanproject’in kurucusu ve sanatçı Selda Asal ile koordinatör Serra Özhan, Masa’dan Vahit Tuna ve Extramücadele yanıtlıyor. daralan 24 EKİM 2009 CUMARTESİ Nice yıllara Babylon İstanbul’un müziğindeki en önemli alternatif performans mekânı on yılı geride bıraktı. Onlarca festivalden yüzlerce konser akıllarda. Anıları tazelemek için de, Babylon tarihini anlatan bir kitap yayımlandı. Bu yılki program ise sürprizlerle dolu. “Babylon, 10 yaşında!” Evet, bu motto İstanbul’un müziğindeki en önemli performans mekânının yaşını hatırlatıyor bize. 1999 yılının 23 Nisan gecesi Asmalı Mescit’de başlayan bu müzik serüveni on yılı geride bırakmış. Sanki daha fazla olmuş gibi geliyor insana. Çünkü daha eskiymiş, ya da hep varmış gibi Babylon. Yani o kadar içselleştirmişiz bu mekânı. Peki, bu on yıla neler sığmadı ki? Herkesin unutulmaz bir vardır muhtemelen orada. ALİ DENİZ konseri Dünya müziğinin temsilcilerini, USLU Türkiye’den iyi müzik yapan hem etnik hem de post modern grupları ve daha fazlasını orada tanıdık. İlk solukta benim aklıma gelenler; Melvin Taylor & The Slack Band, Henry Grimes, Marilyn Crispell, The Jon Spencer Blues Explosion, Boban Markovic, Esma Redzepova, Shantel, Cat Power, Jane Birkin, Omara Portuondo, Rubin Steiner, Jimmy Scott, Mike Stern Band, Natacha Atlas, Horace Andy. Bunlara eklenecekler o kadar fazla ki. Yerli ekip ve müzisyenleri saymak zaten mümkün değil. İşte en güzeli de tüm bu güzelliklerin devamlılığının olması. O yüzden bu onuncu yıl daha özel geçecek, o kesin. Sonbahar programı da güzel bir başlangıcı müjdeliyor. Nucaz ve caz house akımının temsilcileri Jazzanova, Bent Braam, Hypnotic Brass Band, Justin Adams, Jose James ve Charlie Hunter ilk konuklar. Nigel Kennedy de, üç gece üst üste Kasım’da Babylon’da. daralan’da geniş sanat yelpazesi daralan, temasını kendisinin belirlediği, koordine ettiği sergiler yapan, farklı alanlardan genç sanatçılara yer veren bir sanat projesi. Tüm disiplinlere ve disiplinsizliklere açık bir proje. Üç kişi tarafından koordine ediliyor; heykeltıraş Sesil Beatris Kalaycıyan, arkeolog Erdinç Gümüş ve sanat tarihçisi Dilan Gümüş. “Biz yaptığımız şeyi ‘alternatif bir sanat hareketi’ olarak tanımlamıyoruz” diyor Dilan Gümüş, “Üçümüz de çok eski arkadaşız. Birlikte bir şeyler yapmayı uzun yıllardır konuşuyorduk, Dilan Gümüş bir gün yapmaya karar verdik ve yaptık”. Kendine alternatif diyen pek çok sanat oluşumu da artık büyük kurumlarla iş yaparken alternatif kalabilmek, sadece istenileni yapabilmek ne kadar mı mümkün? Yanıt Gümüş’ten: “Bu oldukça sık tartışılan bir konu ve içinden yüzyıllardır çıkılamayan bir durum. Sanat her çağda hamisi ile birlikte var olmuş. Büyük Rönesans ustaları da nihayetinde kilise ya da kral veya soylular için yapmış büyük eserlerini. Ayrıca bu oldukça organik, birbirinden ayrılması zor bir yapı. Bu nedenle kalın çizgiler bizi yanlış sonuçlara ulaştırabilir. Sanat dışında günümüzdeki genel yapıya da baktığımızda durumun farklı olmadığını kolaylıkla görebiliriz. ‘Sistemin içinde miyiz yoksa dışında mıyız?’ sorusuna bizim cevabımız: ‘sistemin içi, dışı, kıyısı, kenarı olmadığı’. Hepimiz buradayız”. Şu anki çalışmalarına gelince, Karaköy’deki tarihi Sümerbank Binası’nda açılan “My Name is Casper” sergisinde daralan’a ait bir alan var. Sergi 24 Ekim’e kadar görülebilir. www.daralan.com.tr Bienal, sanat fuarları, sergiler... İstanbul’un dört bir yanında sanat etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Sadece, bankaların sanat galerilerinde ya da büyük şirketlerin kurduğu özel müzelerde, yüklü bütçelerle hazırlanan sergilerden söz etmiyoruz. Daha çok onların adı duyulsa da “alternatif” işler yapan sanat inisiyatiflerinin de çok sayıda çarpıcı çalışması var. Peki bu inisiyatifler neler yapıyor? Sanat ortamına nasıl bir hareketlilik sağlıyor? Ne kadar bağımsız işler üretebiliyorlar? Yanıtı, daralan’dan Dilan Gümüş, Apartmanproject’in kurucusu ve sanatçı Selda Asal ile koordinatör Serra Özhan, Masa’dan Vahit Tuna ve Extramücadele veriyor. Apartman’da sergi gezmek... Apartman Projesi 1999’da sanatçı Selda Asal tarafından kuruldu. Onu Apartman Project’i kurmaya götüren, sanatçılara kendi idareleri ile yürütülen disiplinlerarası bir paylaşım ve sergileme imkânı sağlama isteğiydi. Uluslararası kişisel sergiler ve performansların yanı sıra, pratiği workshoplar üzerine dayalı. “Farklı disiplinlerden katılımcılardan oluşan workshoplar ve de 2+1, NBC (noborders collective), ses odası adları altında alt gruplarıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyor koordinatörü Serra Özhan. Geçici sponsorluklar ve son bir buçuk yıldır sadece çeşitli projeler için alınan fonlarla yürütülüyor inisiyatif. İşte bu noktada, birçok inisiyatif gibi kâr amaçlı mekânlar ve kurumlarla farklılık gösteriyor. Yine de “alternatif kalmak ne kadar mümkün” gibi sorulara kafa yormuyorlar. En son Türkiye’den 10 sanatçının katılımıyla Güney Kafkaslar ve İran’da 18 gün süren bir gezici bir workshop düzenlediler. Özhan şu sıralar en çok heyecanlandırdıkları projenin bu ve Kasım’da gerçekleşecek sergisi olduğunu söylüyor. İki dönemli atölye çalışmasının sergisi 20 Kasım – 31 Aralık’ta Tütün Deposu’nda gerçekleşecek. www.apartmentproject.com Apartman İstanbul’da müzik gerçek Onuncu yıla özel birkaç özel yenilik daha var. Bunlardan biri ve bence en özeli Babylon’un tarihini özetleyen, nostaljik bir zaman yolcuğu sağlayan belgesel tadında bir arşiv kitabı. Düzenlenen konserler, konser posterleri, sanatçı, müzisyen, katılımcı daha doğrusu Babylon’a ait ne varsa herkesin bir parçası bu kitapta yer alıyor. Arşiv kulis fotoğrafları ve eskiyeni dönem promosyon tasarımları kitabı daha da renkli kılıyor. Babylon onuncu yılına ayrıca bir de üç ayda bir yayımlanacak bir dergi ile girdi. Kendi ismini taşıyan bu dergi, müzik yazarları yorumları, müzisyen tanıtımları ve röportajlar iddialı bir müzik dergisi olma yolunda gidecek gibi. Babylon’un durduğu yer özel ve anlamlı. Şehir müziğinin çıkışı, gelişmekte olan endüstriyel ülkelerde kendini seri üretime dayayarak “bir örnek olma ve standartlaşma” ile son buluyor, bunu biliyoruz. Yine de şehrin sahipleri ona ruhunu verenlerdir. 70 milyondan fazla nüfuslu bir ülkenin 15 milyonunu barındırmasıyla da, ülkenin kendine özgü tüm kültürel alışkanlıklarını taşıyan İstanbul’da müzik ise “gerçek”. İşte bu yüzden eleştirin eleştirmeyin, beğenin beğenmeyin Mehmet Uluğ, Cem Yegül ve Ahmet Uluğ’un gerçekleşen rüyası Pozitif’e büyük bir teşekkürü borçluyuz. Bu yüzden de Babylon kitabı anıları hatırlamak, “evet bu konserde ben de vardım, güzel geceydi” demenin tadına varmak için iyi bir tercih. Extramücadele ‘düşünülüyor’ Extramücadele 1997’de başlamış bir proje. Hayali siparişler üzerine çalışıyor. Kurucusunun anlatımıyla, “tıpkı bir grafikerin müşterisi için bir işaret tasarlaması gibi toplumsal baskı altındaki bütün topluluklar için işaretler tasarlayıp, onların hayali isteklerine uygun resimler yapıyor. Sürekli ödünç alarak, rüya yurdunu arıyor”. On yıldır isimsiz çalışmalar yapılan bir proje bu, işlerin kime ait olduğundan ziyade, ne anlattığıyla ilgilenilsin isteniyor çünkü. Gerisi Extramücadele’den “Extramücadele, birbiri ile ilgisi olmayan şeylerin ilişkisidir. ‘Düşünüyorum’ durumundan, ‘düşünülüyor’ durumuna geçme isteğidir. Extramücadele Extramücadele, fotoğraf, şekil, işaret ve yazının bitmeyen kavgasıdır. Farklı dünyalardan koparılmış bu dörtlü arasında sürekli bir geçiş, birbirlerine kaçış vardır. Her biri, diğerinin hayaletidir. Dünya ve öbür dünya ve öbür öbür dünya gibi... Extramücadele, farklılardan bir vücut yapar. Birbirlerinin hayaleti olan parçalardan bir bütün, bir Frankenştayn yapar. Grafik tasarım eğitimi almış biri olarak tasarım dünyasında belki, umarım, inşallah yaptıklarım bir alternatif düşünme yaratıyordur. En azından yola çıkış fikrimde bu da vardı. Şu anda büyü ve dualarla ilgili bir çalışma yapıyorum; tılsım, uğur ve çeşitli işaretler”... http://www.extramucadele.com Bu Masa başka masa Masa, 2006’da projelerine başlayan, gezgin, yersiz yurtsuz bir sanat mekânı. Kalabalık sergilerin aksine tek bir yapıtasanatçıya yönelmeyi tercih eden, yapıtı ve izleyicisi arasında güncel yaşamın izleklerini devam ettiren bir proje. “Aynı zamanda” diyor Masa’nın kurucusu Vahit Tuna “günlük hayatımızda en az bir kaç kez başına oturduğumuz ve hayatımızı etrafında geçirdiğimiz bir nesne. Son derece organik bir süreçle sergileri devam ettirmeye çabalıyoruz, Masasanatçısımekânlar arasında gerekli birleşmeleri sağlamaya çalışıyoruz, bunun dışında herhangi bir önerimiz yok. Daha çok; al, götür, koy, sergile modeli”. Masa için Tuna nelerden sıkılıp neleri görmek istediğinden yola çıkmış. “Bir de günlük hayatlarımızı kesintiye uğratacak alanlarda ‘sanat’ dediğimiz pratikle burun buruna gelme isteği. Bu bir çay bahçesinde de olabilir, bir müzenin tuvaletinde de. O ‘biriciklik’ meselesini ters yüz etmeye yönelik bir proje Masa” diyor. Onun derdi, mekân ve sergileme biçimleriyle, bütçesi büyük sergilerle. Peki Bienal, Avrupa Kültür Başkenti derken kendine Masa alternatif diyen pek çok sanat oluşumu da, artık büyük kurumlarla iş yapar oldu. Bu durumda alternatif kalabilmek ne kadar mümkün? “Popülerin ve kültürün aletleriedavatları/sistemlerikurumları kültür dediğimiz şeyi genel geçer olgularla kazanılacak bir şey gibi görüntülüyorlar. Bugün devletin, ve onun sahip olduğu belediyelerin 2010 öncesi durumları ortada, burada esas bu tarihin sonrası ile ilgileniyorum ve merak ediyorum; özellikle güncel sanata yaklaşımı nasıl olacak acaba 2010 endeksli devlet ve kurumlarının?” Yakında, Berlin’de ve belki Bologna’da yeni “Masa”lar açmayı planlıyorlar. Diğer bir proje de Masa kitabı. Amaç, sergileri, konuşmaları, röportajları ile yakın dönem alternatif mekân ve sanat hareketlerinin/hararetinin bir belleğini tutmak. http://masaprojesi.blogspot.com hafta?cumhuriyet.com.tr C MY B C MY B İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk, Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım, Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur, Görsel Yönetmen: Elif Tokbay Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ, Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74 Fax: 0 212 343 72 64, Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal, Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya, Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı, Tel: 0 212 251 98 7475, 0 212 343 72 74 Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri