Katalog

CUMARTESİ 04 CMYK 15 MART 2008 CUMARTESİ Konser Balkan müziğiyle dans Smirnoff Experience Russian Disco başlığı altında toplanan partiler, 20 Mart Perşembe akşamı Koçani Orkestar ile Roxy’de devam ediyor. Makedonya’nın Koçani şehrinde trompet virtüözü olan Naat Veliov adlı bir Roman tarafından kurulan Koçani Orkestar, Balkan müziğini dünyada en çok dinlenenler arasına taşıdı. Emir Kusturica’nın meşhur Underground filmiyle ünlenen topluluk, hareketli ve eğlenceli müziğiyle gece boyunca dans ettirecek. (0212 249 12 83, biletler 20 ve 15 YTL) İşte karşınızda Melingo Nick Cave’in karizması, Tom Waits’in sanatsal ruhu ve Gainsbourg’ın derin sesinin Arjantin Tango’sundaki en iyi yansıması Daniel Melingo hafızalarınızdan silinmeyecek bir performans için 20 ve 21 Mart geceleri Babylon’un sahnesinde olacak. TangoCancion türününn 21. yüzyıldaki en karizmatik örneklerinden olan Melingo, İstanbullulara unutulmaz bir gece yaşatacak. Melingo saat 23.00’ten itibaren sahnede olacak. (0212 292 73 68, biletler 50, 25 ve 15 YTL) Şevval Sam konseri Şevval Sam, 21 Mart Cumartesi akşamı saat 20.30’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde sevenleriyle buluşacak. Sam’ın geçen yıl çıkardığı, 20 klasik eserden oluşan Türk Sanat Müziği albümü ‘Sek’, en çok satan albümler arasında yer almıştı. Ayrıca dünya çapında sanatçılarla birlikte, İngilizce, İspanyolca Fransızca ve Türkçe şarkılar yorumladığı ‘İstanbul Secret’ adlı albümü de büyük ilgi görmüştü. (0216 556 98 00, biletler 39 ve 28 YTL) Sabaha kadar eğlence Hareketli müzikleriyle dinleyenleri yerlerinde oturtmayan Amsterdam Klezmer Band ve Türk Folk müziğini caz kalıpları, darbuka ve dans altyapılarla harmanlayan Orient Expressions, yeni bir ortak çalışma kapsamında bu akşam Ghetto’da olacak. Amsterdam Klezmer Band’in sahneye çıkmasıyla başlayacak gece, Orient Expression’la beraber şarkılar seslendirmeleriyle devam edecek. Son olarak DJ Yakuza müzikseverlerle buluşacak ve izleyenleri sabaha kadar eğlendirecek. (0216 556 98 00, biletler 34 ve 24 YTL) Robert Wyatt’la yeni bir “Şarkılarla yolculuğa çıkmak...” Progressive rock ve artrock’ın 62 yaşındaki radikal ismi Robert Wyatt müzik yapmaktaki amacını böyle açıklamıştı yıllar önce. 1966’da kurduğu Soft Machine grubundan ayrılıp solo çalışmalarına yöneldiği günlerden bu yana da, her albümünde bu hedefin izini ZÜLAL Melodilerle ve özenle KALKANDELEN sürdü. seçilmiş kelimelerle aktardı sevinçlerini, kızgınlıklarını; kzulal0?yahoo.com ama bunu hep soylu bir naiflik içinde yaptı. Aynı Elvis Costello’nun Falkland Savaşı’nı sorgulayan şarkısı “Shipbuilding”i söylerken yaptığı gibi… Aynı son albümü “Comicopera”da yaptığı gibi… Robert Wyatt, kendine özgü kırılgan sesiyle, bağırmadan ama hep etkileyici bir şekilde ortaya koydu görüşlerini. 1973 yılında balkondan düşüp tekerlekli sandalyeye mahkum olsa da, artık davul çalamıyor olsa da, ne müzik yapmaktan vazgeçti, ne de üyesi olduğu İngiliz Komünist Partisi’nin mitinglerine katılmaktan geri kaldı. O, birçoklarının gönlünde hâlâ tavrından hiç ödün vermeyen bir yaşayan efsane. Çanakkale senfonisi Modern çağın en büyük savaşlarından biri olan ve sayısız kahramanlık hikâyesini içinde barındıran Çanakkale Savaşı için Demir Demirkan tarafından müzikleri hazırlanan ‘Çanakkale Senfonisi’, 18 Mart Salı akşamı Antalya Devlet Opera ve Bale Salonu’nda sergilenecek. 2005 yılında Avusturalya, İngiltere ve Yeni Zelanda ülkelerinde belgesel olarak gösterime giren eser, film ve belgesellerden alınan görüntülerle senkronize olarak çalınacak. Bir saat sürecek projede gitarist Demir Demirkan da canlı performans yapacak. (0 242 244 24 41, 0 242 244 24 46, biletler 10 ve 8 YTL) yolculuk bölümün en çarpıcı şarkısı, “Just As You Are”. Brezilyalı şarkıcı Monica Vasconcelos, kendisini hayal kırıklığına uğratan hayat arkadaşına hitaben üzüntüsünü dile getirirken, yine de hâlâ onu sevmeye devam edeceğini söylüyor. Sonra araya giren Robert Wyatt’ın sesinden ilişkinin erkeğin bakış açısını dinliyoruz. Paul Weller’ın gitarıyla eşlik ettiği “Just As You Are”, bugüne kadar yapılmış en güzel aşk şarkılarından birisi. Bu bölümde Gilad Atzmon’un klarnetiyle renklenen “You You” ise, adını anmak istediğim bir diğer romantik şarkı. SAVAŞ, TERÖR VE VAHŞETE TEPKİ İkinci bölümde “The Here and The Now” ile birlikte, birden Wyatt’ın şarkı sözlerini ele aldığını hissediyorsunuz. Bu bölümde, özellikle Amerika’nın peşine takılan GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE... Wyatt’ın 12. solo çalışması “Comicopera”yı, onun başeseri olarak nitelemek yanlış olmaz. Usta müzisyenin duygusal, etik, politik ve sosyal konulardaki bakış açısını yansıtan “Comicopera”, prodüksiyon kalitesi ve yüksek düzeydeki yaratıcılığıyla öne çıkıyor. Üstelik, Wyatt’ın son üç albümünde birlikte çalıştığı ekibe, Brian Eno, Phil Manzanera ve Paul Weller da katılınca, ortaya çıkan müzikal kaliteyi siz düşünün. Üç bölüme ayrılan albüm, adıyla bile daha ilk anda şarkılardaki ana tema hakkında bir fikir veriyor: İnsanoğlunun zaafları, hayatın acınası ama komik halleri. Bizim, “Güleriz ağlanacak halimize” sözüne ne kadar da uyuyor… “Lost In Noise” adlı ilk bölümdeki şarkıların sözleri, Robert Wyatt’ın eşi, ressam ve şarkı sözü yazarı Alfreda Benge’ye ait. İnsanın hayattaki kayıplarına ve ilişkilerine odaklanan bu İngiltere’nin Irak Savaşı’na katılışının etkileri ve Wyatt’ın, din ya da 2007 yılında dünyaya egemen olan vahşet gibi anlayamadığı şeylerin yanı sıra, bir meydanda çalan müzik gibi hayatın sevdiği yanları da var. Caz esintileri taşıyan enstrümantal “On the Town Square” adlı şarkı, kent meydanında çalan ve insana mutluluk veren müziği tam anlamıyla hissettiriyor. İkinci bölümün açılışını yapan “A Beautiful Place”, bir Eno/Wyatt ortak bestesi. Folk türüne yakın duran bu parçanın alaycı bir havası var. “Güzel bir gün, uzaklara gitmek için/Güzel bir gün ama burada değil” diyen sözler, Wyatt’ın Batı dünyasından uzaklaşma isteğinin altını çiziyor. Çünkü daha sonra gelen “Mob Rule” ve “A Beautiful War” adlı şarkılarda ortaya çıktığı gibi, dünyayı artık kabadayılar yönetmektedir ve utanç verici savaş başlamıştır. Bu bölümün kapanışını yapan ve elektronik seslerin devreye girdiği “Out of the Blue”, albümün en etkileyici şarkısı. Aynı zamanda, Brian Eno’nun vokalde Wyatt’la birlikte seslendirdiği “Kör olası nefretini soktun kalbime” sözleriyle de albümün en agresif şarkısı. Ve artık dünyada olan bitenden yorulan, İngiliz olmaktan bunalan Robert Wyatt, son bölüm “Away With Fairies”de ülkeden ayrılmak ister. İngilizce konuşan insanlardan da sıkılmıştır. İki İspanyolca, bir İtalyanca ve iki enstrümantal şarkı ile veda eder dinleyicilere. Bunlardan birisi, Kübalı şair ve ozan Carlos Puebla’nın, Che Guevera’nın Küba’dan ayrılmasının üzerine yazdığı ünlü şarkı “Hasta Siempre Comandate”dir. “O büyük umutlar ve hayaller olmasaydı ayakta kalamazdım” diyerek kendi kuşağını ayakta tutan geleceğe dönük umudun peşinden gider. Wyatt, böylece albümü hayranları için büyük bir sürprizle noktalıyor ve yolculuk burada sona eriyor. Ben, bu yolculuktan çok hoşlandım ve Wyatt’ın sanatına olan hayranlığım bir kat daha arttı. Öfkesini böylesine bir olgunlukla dile getirip sanata dönüştürebilen, yaşananlara üzülüp kızsa bile karamsar olmamayı başarabilen eşsiz müzik dehası Robert Wyatt’a en derin saygılarla… Erkin Koray Bakırköy’de Erkin Koray, 23 Mart Pazar günü saat 17.00’de Bakırköy Sanat Merkezi’nde müzikseverlerle buluşacak. Arabeskten hard rock’a kadar geniş bir yelpazede eserler vermiş ünlü müzisyen, ‘Fesupanallah’, ‘Çöpçüler’ ve ‘Estarabim’ gibi en beğnilen parçalarını sevenleri için seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 28.50 YL) Sazlarla Final Countdown Dünyaca ünlü pop ve rock şarkılarını, Klasik Türk müziği sazlarıyla yorumlayan Dolapdere Big Gang, 22 Mart Cumartesi akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’nin sahnesinde olacak. ‘Just Feel’ isimli albümleriyle büyük bir beğeni toplayan topluluk, saat 18.00’de başlayacak konserde, Phil Colllins’den Another Day in Paradise’ı, Helldorado’dan Drinking Song’u, Europe’tan Final Countdown’u ve daha pek çok klasikleşmiş parçayı seslendirecek. (0216 556 98 00, biletler 30 YTL) Uykusuzlara Feridun Düzağaç, 22 Mart Cuma akşamı Kadılöy Halk Eğitim Merkezi’nde konser verecek. ‘Uykusuza Masallar’ isimli albümü çok beğenilen Düzağaç, eski ve yeni pek çok şarkısını sevenleri için seslendirecek. Konser saat 18.00’de başlayacak. (0216 556 98 00, biletler 218.50 YTL) Cibelle ile Brezilya esintisi Dört önce İstanbul Caz Festivali kapsamında konser vermeye gelen Cibelle şüphesiz pek çok müzikseverin dikkatini çekmişti. Lüle lüle saçları ve yumuşak sesiyle... Brezilyalı şarkıcı, şimdi ikinci kez İstanbullularla buluşmak için hazırlanıyor. ŞİRİN Cibelle yine, çocuk oyuncaklarından, gitarlara kadar geniş yelpazede GÜVEN vintage kullandığı enstrümanları ve alışılagelmiş Latin akustik tınısını, elektronik altyapıyla buluşturan müziğiyle İstanbulluları alıp başka diyarlara götürecek. Üstelik de bu akşam, Otto Santral’de... Cibelle’in müzikle tanışması çok küçük yaşta olmuş. Bir gün beş yaşındaki bir kızdan hiç beklenmeyecek bir şey istemiş anne ve babasından. Gitar dersi almayı... Böylece başlamış hikayesi. Piyano, perküsyon ve vokal dersleri almış. Biraz büyüyünce oyunculuğa da ilgi duymuş. Nitekim genç yaşlarında çeşitli reklamlarda ve MTV Brezilya’nın tanıtım filmlerinde rol amış. Ancak gerçek tutkusunun müzik olduğunu keşfetmesi çok zaman almamış. Oyunculuğu bir kenara bırakarak doğduğu yer olan Sao Paulo’daki pek çok yerde sahneye çıkmaya başlamış. Ve bir gece Bebel Gilberto‘nun tüm dünyayı saran ‘Tanto Tempo’ albümünün prodüktörlüğünü yapan Suba ile tanışması hayatının dönüm noktası olmuş. Cibelle, Suba’nın oldukça farklı yorumladığı samba müziğinden çok etkilenmiş ve kalkıp Suba’nın müziğinin üzerine doğaçlama bir şeyler söylemeye başlamış. Suba, Cibelle’i çok beğenince, Cibelle’in hayatında yeni bir sayfa açılmış. Suba, Cibelle’i kayıt stüdyosuna bir albüm çalışması için çağırmış. Böylece Cibelle Suba’nın trajik bir kaza sonucu ölümünden önceki son çalışması olan ‘Sao Paulo Confessions’a büyüleyici ve farklı sesiyle katılmış. Ve Cibelle bir anlamda Suba’nın müzik sahnelerine mirası olarak kalmış. Sao Paulo şehrinin ılık atmosferini, naif sesiyle albümlerine yansıtan Cibelle, Nina Simone, Tom Jobim, Björk, Ella Fitzgerald ve Bebel Gilberto gibi isimlerin yanı sıra Sao Paulo’nun karnavala benzer havasından da ilham alıyor. Bossanova, soul, triphop ve 1960’larda Brezilya’da çıkan müzik türü tropicalia’yı harmanlayarak ortaya farklı bir sound çıkaran Cibelle, kendi ismiyle çıkardığı ilk albümünü 2003’te yayınladı. Ardından Nirvana‘nın ‘About A Girl’ şarkısını farklı bir şekilde yorumlayan şarkıcı, ünlü DJ Matthew Herbert‘ın remikslerini içeren ‘Noite De Carnaval’ı da iki kez yayınladı. Beklenen ikinci albümünü 2006’da ‘The Shine of Dried Electric Leaves’ (Kurumuş Elektrikli Yaprakların Parıltısı) ismiyle çıkardı. Albümün yapımını Morcheeba ile Apollo 9‘un yaratıcılarından Chris Harrison ve Pete Norris üstlendi. Ünlü şarkıcı bu akşam İstanbul’a Brezilya esintisi getirecek. Tabii yumuşacık sesi, farklı dansları, enerjik sahne performansı, buzdolabı ve kasa sesine kadar çeşit çeşit seslerle bezenmiş müziği de cabası olacak. Dijital film festivali Restfest başlıyor 1996 yılından bu yana Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika’nın pek çok ülkesini dolaşan uluslararası bir dijital film ve sanatlar festivali olan Uluslararası Resfest Dijital Film Festivali’nin dördüncüsü 19 Mart’ta başlıyor. 2004 yılından beri de Türkiye’de düzenlenen festival yeni teknolojileri kullanan bağımsız yaratıcıları desteklemek ve yeni yeteneklere esin kaynağı olmayı amaçlıyor. DEnd Productions yapımcılığında düzenlenen festival programında son zamanların en iyi kısa filmleri, en dikkat çekici animasyonları, en etkileyici müzik videoları, tasarım ve reklam filmleri ile usta yönetmenlerin retrospektifleri yer alıyor. Gelen talepler doğrultusunda İstanbul dışına da taşan Resfest, Eskişehir’de 19, 20, 21 Mart tarihlerinde Sinema Anadolu’da düzenlenecek. İstanbul’da 27 ve 30 Mart tarihleri arasında Doğuş OtoMotion’da, 11, 12, 13 Nisan tarihlerinde de ilk kez İzmir’de düzenlenecek olan Resfest, Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (DESEM) Sineması’nda film gösterimlerini yapacak. Festival programında bu yıl ilk kez yer alan ve dünyanın dört bir yanındaki Resfest ekiplerince bir araya getirilen “Global Resmix” bölümündeki beş gösterimde Kore, Kanada, Hollanda, Brezilya ve Singapur’dan seçmeler yer alacak. Kısalar, Tasarım Filmleri, Müzik Videoları, Retrospektif bölümlerine ek olarak bu yıl yurt içinden değerlendirmeye alınan filmler arasından derlenen ve Türk yönetmenlerle ekiplerin hazırladığı “Türkiye’den Kısalar” ile “Türkiye’den Tasarım ve Müzik Videoları” bölümlerine dahil olan yapımlar Türkiye’den sonra diğer Resfest ülkelerinde gösterim için değerlendirilmeye alınacak. Panel, söyleşi ve seminerler dışında bu yıl ilk kez düzenlenecek Sergiler bölümünde, video gösterimleri ve bir illüstrasyon galerisi yer alacak. Biletler alınabilir. sirin.guven?gmail.com RİFAT MUTLU rifatmutlu?gmail.com