13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESİ 10 CMYK 10 15 MART 2008 CUMARTESİ Peki biz namussuz muyuz? adın, doğduğu andan itibaren erkekleri bir şekilde memnun etmeye çalışan bir varlık. Bir yerlerde doğmasının utanç sebebi olduğu, doğuranın tanıdıklara mahçup olmasının nedeni. Kız çocuk, kız kardeş, sevgili, anne, bütün kimlikleriyle insandan önce kadın. Namus kavramı ise neredeyse kadınla özdeşleşmiş. ‘Alnıma, ailemin adına zeval getirmem’ derken namusu kastediyor önce erkekler. Namus, bilinçaltımıza kazınmış, SİNEM istemsiz hareketlerimizin “Namus her şeydir” DÖNMEZ sebebi. diyor bir adam. Bir kadın “Namus her şey ve hiçbir şeydir” diyor. Genç kızlar, delikanlılar, yaşlı kadın ve adamlar. Zorlanıyor kimileri, kimileri de ‘Namus çok önemlidir’ diye söze giriyor. Kısacası hepimizin yanıt verebileceği bir soru ama her birimizin yanıtları bu toplumun farklı bir tarafını temsil ediyor. Filmmor Kadın Kooperatifi‘nin, altıncısını düzenledikleri festivalin 2007 teması ‘Namus’. Van, İstanbul, Diyarbakır ve Artvin. Bu kentlerde yaşayan kadınlı erkekli insanlara ‘Namus nedir?’ sorusunu yöneltmişler. Amaçları namus kavramını tartışmaya açmak. Nasıl namus kadınları cendere altına alan bir şey haline gelmiş? Kadın erkek neden herkesin aklına namus deyince kadın geliyor? gibi sorulara yanıt aramışlar. Aldıkları yanıtlar aslında hem birbirine çok benzer hem de birbirinden çok ayrı. Fotoğraf ve yanıtlardan oluşan serginin adını ‘Namus için Neler Çektik?’ koymuşlar. Kadınlarının ‘çektiklerinin’ fotoğrafını çekmişler sonra. Serginin kadın fotoğrafçıları, Figen Ekti, Nilay Kepekçi, Nilgün Yurdalan ve Sine Boran Art. Filmi ise; Melek Özman, Ülkü Songül, Güliz Sağlam ve Birsen Atakan hazırlamış. Fotoğrafların bir kısmı kurgu, her biri namusun gözle görülen ve görülmeyen yönlerini göstermek, bu cendereyi biraz olsun örselemek için deklanşöre basmışlar. Film, bu kentlerde soruyu yönelttikleri kişilerin yanıtlarından oluşuyor. Bu yanıtlar gerçekten de Türk toplumunun namus kavramına biraz genel, biraz komik, biraz trajik, kanıksanmış ve reddedilen bakış açılarını içeriyor. İlginç şeyler de yaşamışlar gerçekten. Sağlam, İstanbul’da bir adam, ‘Namuslu kadın başı örtülü, eteği uzun, eteğin altında pijaması olur’ demiş. Biz de ‘Bak bizim başımız açık, biz şimdi namussuz mu oluyoruz?’ diye sorunca ‘Sizin için demiyorum, başkaları için diyorum’ dedi” diyor. Sine Boran Art, fotoğrafları örtmek üzerine kurguladığını söylüyor. Nilay Kepekçi ise gündelik hayatta namusun nasıl algılandığı, günlük hayatta kanıksadığımız şeylere odaklanmış. Figen Ekti namus cinayetlerini, Nilgün Yurdalan ise kadın eylemlerini seçmiş namus adına. Filmi çekerken alınan yanıtlar toplumun yapısını da belli ediyor. Bir taraf sıkı sıkı tutunuyor namusuna, bir taraf yok sayıyor, kavramın içinin boşluğunu vurguluyor. Aynı ilde iki kadın bambaşka yanıtlar veriyor; biri boyun eğerken diğeri baş kaldırıyor. Biz de filmdeki yanıtların bir kısmını derledik. İllere ve zıtlıklarına göre de sıraladık. Van’da bir adam, ‘Namus için her şey yapılır’ derken, bir diğeri ‘kadınla erkek eşit olmalı’ derken yaşanan şehrin pek de önemli olmadığını kanıtlıyor. Aynı şehrin iki kadını ‘Amcam için dışarı çıkmam, gülmem namus demek ama benim için hiçbir şey ifade etmiyor” derken ağlıyor bir tanesi, diğeri namusu içselleştirmiş çoktan, ‘Bu bizim geleneğimiz biz böyle yetiştik, namus ailemizin başını yere eğdirmemektir’ diyor. Diyarbakır’da ‘Kadının namusu erkekten sorulur’ derken bir kadın, bir diğeri ‘Ben doğduğumda annem erkeklerin yanında altımı değiştiremezmiş namus orada başlamış, halamın kızının ölüm kararını vermek de namus’ diyerek açıklıyor durumun vehametini. İstanbul daha da karmaşık. Eyüp’te bir genç adam, ‘İnsan ya namus ya ekmek için yaşar’ derken, Beyoğlu’nda bir kadın ‘Namus hiçbir şey demek değildir’ diyor. Nişantaşı’nda genç bir adam ‘Birisi kız arkadaşıma laf ederse, namusuma laf getirmiş olurum’ diyor. Artvin’de ‘Namus her şeydir. Kaybolursa geri gelmez’ diyor bir adam, bir diğeri cep telefonunu göstererek, ‘Senin boyunduruğun altında bir insan senin namusundur. Nasıl ki bu telefon seninse, zararı da sana aittir. Benim boyunduruğum altındaki insanın da zararı bana aittir. Namus da budur’ yanıtıyla belki de en acı tarafını gösteriyor namusa bakış açısının. Kadının meta olarak görüldüğünün en açık kanıtı bu yanıt. K Yoldan önce kültür ve sanat Bursa Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yol gibi klasik hizmetlerden ziyade kültür ve sanat etkinliklerinin kentliler için önemli olduğuna inanıyor. Aydınlanmanın böyle olacağını düşünen Bozbey ve ekibi, etkinliklerine bir yenisini daha eklediler; ‘Nilüfer Tiyatro Festivali’ni... Bursa’nın Nilüfer ilçesi bugünlerde kıpır kıpır. Önümüzdeki çarşamba günü başlayacak ve 7 Nisan Pazartesi’ye kadar devam edecek ‘Nilüfer Tiyatro Festivali’ için... Nilüfer Belediyesi’nin “Tiyatro ‘iyi’dir” sloganıyla hazırladığı festivalde farklı ŞİRİN illerden toplam 35 oyun sergilenecek. Nilüfer Belediyesi bu GÜVEN dolu dolu tiyatro festivali dışında Nilüfer Sanat Tiyatro’nun da perdelerini araladı. Belediyenin prodüksüyonunu üstlendiği ve Mehmet Ergen‘in yönettiği ‘Aldatma’ oyunu da festival kapsamında gösterilecek oyunlar arasında. Nilüfer’in kültür ve sanat etkinliklerini arttırmasının arkasında şüphesiz Nilüfer Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey ve ekibi var. 1999 yılından beri görevde olan Bozbey’in birincil hedefi diğer belediye başkankanlarından oldukça farklı. Bozbey, önceliklerinin yol gibi hizmetlerden ziyade eğitim, bilim, kültür, sanat ve spor alanlarındaki etkinlikler olduğunu vurguluyor: “Asfaltı altı ay sonra götürürüz, insanların sadece ayakları çamurlanır. Ama biz kültür ve sanatla ilgili etkinlikleri bir an önce götürürsek, kentlilerin beyinleri aydınlanır. Varsın vatandaş altı ay çamurda yürüsün. Bu anlayış üzerinden hizmet veriyoruz”. Nitekim Bozbey sayesinde bugün Nilüfer ilçesinde resim, heykel, fotoğraf ve müzik alanlarında pek çok ücretsiz atölye veriliyor, konser ve oyun gibi birçok etkinlik de yapılıyor. Çünkü Bozbey’e göre çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın yolu buralardan geçiyor. Bozbey’in kültür ve sanat alanına başka bir katkısı daha var. Nitelikli işlerin yapılabilmesi için alt yapının da önemi vurgulayan Bozbey, bunun içinde kolları sıvamış. Biri 200, öbürü 300 kişilik Uğur Mumcu Sahnesi ve Konak Kültür Evi, tiyatro ve konserlerin yapılabilmesine uygun olarak hazırlanmış. Bir kentin çağdaş olup olmadığının o kentteki tiyatro koltuğu sayısıyla anlaşıldığını vurgulayan Bozbey, Nilüfer Belediyesi’nin yeni bir salon daha yapmaya başladığını söyledi. Bursa Devlet Tiyatrosu’nun salonu dahil, Bursa’nın en nitelikli salonlarını yaptıklarını belirten Bozbey, 400 kişilik planladıkları yeni salona Nazım Hikmet Kültür Evi ismini vereceklerini ifade etti. Nazım Hikmet Kültür Evi de, diğer salonlar gibi kentlinin sanatsal etkinliklerle buluşmasını sağlayacak. Nilüfer Belediyesi amaçladığı gibi insanları kültür ve sanatla buluşturmak için her şeyi yapıyor. Nitekim Kültür ve Sanat Danışmanı Feza Soysal da, salon ve etkinlikler sayesinde Bursa’da bir aydınlanmanın yaşanmasını hedeflediklerini vurguluyor. Dertlerinin kentlinin sanatla ilgilenmesi ve vizyonlarının gelişmesi olduğunu söylüyor. Bunların bir süre sonra kendiliğinden aydınlanmayı getireceğine inandıklarını belirtiyor. Görünen o ki, Bozbey ve Soysal amaçlarını gerçekleştirmeye başlamış bile çünkü Nilüfer Sanat Tiyatrosu‘nun yeni oyunu Aldatma’nın biletleri gösterildiği ilk gece tükenmiş. Nilüfer Belediyesi şimdi heyecanla Tiyatro Festivali’ni bekliyor. Kentlinin festivalle ilgileneceklerinden eminler. Belediyenin prodüksiyonluğunu üstlendiği Aldatma oyunu, festivalden önce 18 Mart akşamı Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gösterilecek. Festivalden sonra da, her pazartesi Bursalılarla buluşmaya devam edecek. Bu arada Nilüfer Belediyesi bu yıl ilkini düzenleyecekleri tiyatro festivalini önümüzdeki yıl uluslararası hale getirecek. O zaman Bursalılar, yurt dışında başarı yakalamış pek çok oyun ile buluşabilecek. Kadın bakış açısıyla sinema Namus için Neler Çektik sergisi İstanbul, Diyarbakır, Van şehirlerini gezdi, Batman’a uğrayacak, daha pek çok kez merak edenlere yanıtlar verecek, ancak program henüz belli değil. 2003 yılında kadın bakış açısıyla sinema yapmak adına kurulan Filmmor Kadın Kooperatifi, sinemada kadınların daha görünür olması için festivaller, konferanslar, atölye çalışmaları, belgesellere imza atıyor. Filmmor 2008 teması olarak “Kadınların tarihi: İtaat, İsyan, Feminizm”i benimsemiş. Dün başlayan gezici film festivali, Alkazar Sineması, Fransız Kültür Merkezi, Eskişehir Yunus Emre Kültür Merkezi, Tunceli Sinema 62, Van Lilas Gösteri Salonu’nda 12 Nisan tarihine dek görülebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle