19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 Umut Derneği’yle tanışınca istismar edilen iyilik duygularınız iyileşecek. Varsıl ile yoksul arasında köprü olan derneğin en büyük özelliği parayla temasın olmaması. Çünkü onlara göre para, işin maneviyatını bozuyor. 20 ARALIK 2008 CUMARTESİ 5 Bir umuttur yaşatan insanı SİNEM DÖNMEZ Aylardır gündemimizden düşmeyen Deniz Feneri Davası ne yazık ki insanların çoğunda yardımseverlik duygusunu köreltmiş olsa da misyonunu iyi niyetle ve doğrulukla sürdüren varlıklı ile yoksul arasında köprü olma görevini dürüstlükle yerine getiren oluşumlar da yok değil. Deprem zamanında Düzce, Adapazarı gibi bölgelerde 23 yıl kalan ve daha sonra İstanbul’a gelen gönüllüler tarafından kurulan “1 Umut Derneği”, 3 yıldır işsizlere iş, eşya ihtiyacı olanlara eşya, pek de ucuz olmayan hukuki danışmanlık hizmetine gereksinim duyanlara hukuk danışmanlığı gibi hizmetleri bedelsiz olarak sunuyor. Dernek sayesinde şu ana dek 6 bin 300 kişiye iş bulunmuş; 5 bin aileye eşya, 3 bin kişiye hukuk yardımı yapılmış. Derneğin kuruluş öyküsünü, amaç ve hedeflerini dernek yönetim kurulu üyeleri Başaran Aksu, Cihan Ali Filiz, Görkem Doğan’dan dinledik. 2006’da Kartal’da daha sonra Şirinevler’de bir şubesi açılan dernek geçen ay da Taksim’deki merkezinin kapılarını açtı. Kartal ve Şirinevler’deki merkezler şubeye dönüşecek, Taksim’deki genel koordinasyon görevini yürütecek. isteyenlere yardımcı olmaya başlamış. Hukuki yardımla birlikte yürütülen eşya yardımı da var. “Bende eşya var ne yapacağım” diyen olanak sahibiyle ihtiyaç sahibini buluşturan bir yol izlemeye başlamışlar. Bir arkadaşları evinin altındaki depoyu kullanmaları için vermiş ve eşya yardımı da bu şekilde yürümeye başlamış. Beş yaşındayım ama markasız giyinmem! Çocuğunuzun yaşamı boyunca tatminsiz olmasını istiyorsanız onun her istediğini alın. Ona küçük yaşlarda, dışarıda her zaman için alınacak yeni şeyler olduğunu ve bu nedenle marka kıyafetlerin, teknolojik ürünlerin, ancak yenisi çıkıncaya kadar geçici bir mutluluk getirdiğini anlatmazsanız mutsuz ve tatminsiz bir genç olmasını önlemeniz zor. İstediği her şeye uğraşmadan sahip olarak yetişmiş biri, hayatına bir anlam saptamakta çok güçlük çeker. Tom Cruise ve Katie Holmes çiftinin kızları Suri bebekliğinden beri marka giyinmesiyle ünlü... Üreticiden tüketiciye Yoksul köylünün ürünü daha fazla para etsin ve dar gelirliler karbonhidrattan başka şeylerle de beslenebilsin düşüncesiyle başlatılan bir diğer proje de, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yetişen ya da üretilen zeytin, peynir, bal, çay, pirinç gibi ürünleri toplu olarak tüccardan daha pahalıya alıp daha uygun miktarlara dar gelirlilere ulaştırmaya başlamışlar. Kadın emeği dayanışması Dernek, evinin ekonomisine katkıda bulunmak isteyen ancak aracı firmalar yüzünden hakettiğinin karşılığını alamayan kadınlara kooperatif sistemi oluşturmuş. Vasıf geliştirici kurslar Bir umut bünyesinde kurulan kurslarda hem lise mezunlarına daha yüksek maaşlı işlerde çalışabilmeleri için hem de ÖSS, OKS gibi sınavlara hazırlanan maddi imkanı kısıtlı çocuklara eğitim veriliyor. Lise mezunlarına bilgisayar, autocad, photoshop, yabancı dil, web tasarımı, ön muhasebe gibi dersler verilirken, derneğin üzerinde halen çalıştığı projesi, şu an sayısı 100 civarı olan ÖSS, OKS kurslarının diğer semtlere de yayılması. Aksu, “Bizim merkezimiz Kartal’dayken bir öğrencinin Sultanbeyli’den gelmesi zor. O yüzden diğer semtlere de yayılmak istiyoruz. Taksim şubemizin bir faydası da ders verecek üniversite öğrencileri ve eğitmenlere daha kolay ulaşmak” diyor. TAM BİR ÇARESİZLİK 1 umut Derneği’nin temelleri 1999 depremi sırasında atılmış. Deprem sonrası Düzce ve Sakarya gibi bölgelerde görev alan gönüllüler, İstanbul’a geldikten sonra afete karşı koordinasyon ve mağdurların hukuki hakları konusunda çalışmalar yapmaya devam etmiş. Ancak, bir doğal afet olan depremin yanında toplumsal afet sayılabilecek işsizlik, güvencesizlik ve bunların etkileri üzerine neler yapabiliriz diye düşünen gönüllüler işsizliğin yoğun olduğunu bildikleri semt ve bölgelere dağılmışlar. “O süreç içinde bildiğimiz, okuduğumuz herşeyi bir kenara koyup o insanlar nasıl yaşıyor sorusunu öğrenmeye koyulduk. Ne yapar, ne konuşurlar, nasıl iş bulurlar, hangi ihtiyaçlarını nasıl karşılarlar sorularının yanıtlarını aradık 67 ay boyunca. Kimileri sadece 25 yaşında ancak bugüne dek 15 iş değiştirmiş. Diğeri 10 yıl sigortasız çalışmış. Sosyal çevreleri güçlü olanlar birkaç yere haber gönderiyor o şekilde bir umudu oluyor, çevreleri olmayanların durumu ise tam bir çaresizlik.” Bunun üzerine etraflarında gördükleri iş ilanlarını toplamaya başlayan gönüllüler, dükkan camında, sanayi sitesinde tanıdıkta duydukları iş imkanlarını cep telefonu üzerinden dağıtmaya başlamış. Ancak bir yerden sonra cep telefonu yetmez olmuş. “Kontörlü telefon kullanıyoruz, o çaldırıyor karşıdaki çaldırıyor. Sabit bir adres de yok. O zaman dernek fikri çıktı” diye anlatıyor durumlarını. Bunun üzerine merkezlerini açıp Alo 1 Umut hattını açmışlar: “İşsizsen iş vereceksen haksızlığa uğrıyorsan 1 umut.” Çocuklarda marka bağımlılığı anaokulu yaşlarına kadar indi. Kız çocukları erkeklerden daha çok FİGEN marka meraklısı ve yanlış anneATALAY baba tutumu, marka bağımlılığını körüklüyor. Gereksiz tüketim ve marka bağımlılığı ile ilgili olarak yazmak ve konuşmak kolay, uygulamak ise günümüz dünyasında neredeyse imkansız. Çocuklarımız için harcayacağımız paraya sınırlama getirmek ve bıkmadan, usanmadan bu tür alışverişlerin çok kısa süreli ve geçici bir mutluluk getirdiğini onlara anlatmak belki işe yarayabilir. Bilfen Okulları Rehberlik öğretmenlerince hazırlanan “Çocuklarda Marka Bağımlılığı” çalışmasına göre, marka bağımlılığı, ergenlik döneminde yoğun olarak yaşanıyor, lise ve üniversite yıllarında daha da sıklaşıyor. Kentsel dönüşüm mağdurlarına atölye Yaklaşık beş yıldır kentsel dönüşüm adı altında evlerinden edilen insanlara da yardım elini uzatıyor 1 umut. Hukukçu, mimar, şehir plancısı, mühendis gibi meslek gruplarından oluşan atölyelerde mağdur vatandaşlara hukuki ve örgütlenmeye yönelik çalışmalar yapılıyor. Br yandan da Davutpaşa’daki patlamadan sonra yakınlarını kaybeden ailelerin evlerine giderek onları bir araya getirmişler. “Bu toplu davranmanız gereken bir durum. Toplumsal sorumluluğa yönelik bir çalışma yapılmalı. Birbirleriyle tanıştılar, dava süreçleri devam ediyor. 1 Umut’un tayin ettiği hukuçu arkadaşlar davalarına bakıyorlar. İstanbul’daki iş kazasına uğrayan ailelerin mağduriyetine ortak olmak için düzenli toplantılar yapıyor, gelişmeleri takip ediyorlar.” Marka arzusu Ergenler, yaşamakta oldukları bedensel ve cinsel değişimler sonucunda çevrelerindeki insanların kendilerine odaklandıklarını, sürekli görünüşlerini ve davranışlarını incelediklerini düşünmeye başlar. Bu çağlarda kendileriyle daha ilgili olurlar. Sosyal açıdan da önem verdikleri kavramlar değişir, gençlerin akranlarıyla aralarında gruplaşmalar olur. İyi, kaliteli ve ayrıcalıklı hissetmelerine yardımcı olan yüksek değerli markalı ürünler, ergenlik dönemindeki bireyler için deyim yerindeyse bir panzehir işlevi görebilir. Bütün bunlar çocuğun etrafındakilere kendini gösterme, ispat etme çabalarının artmasına neden olabilir. Çocuk yaşlardan başlayarak gerek giyim konusunda gerek teknolojik anlamda markalaştırılmış ürünlere sahip olma arzusu oluşur. Bu şekilde gencin kendine beğenisinin artması ve kendini bir gruba kabul ettirme durumlarını yaşıyor olması, bir zaman sonra da bunu alışkanlığa dönüştürüp marka olarak kabul gören şeyleri satın almaktan kendini alıkoyamaması söz konusu olabilir. figenatalay?yahoo.com Faks: 0 212 343 72 64 EŞYA YARDIMI Tabii iş iş bulmakla bitmemiş. Sadece işi olmayanlar değil iş yerinde mağdur olanlar, iş kazaları geçirenler, sigortası ödenmeyenler hukuki yardıma gereksinim duyunca derneğe bağlı gönüllüler haksızlığa uğrayanlara, bilgi edinmek Para maneviyatı bozuyor Parayla temas etmeden insanların arasında köprü olmaya çalıştıklarını belirten Başaran Aksu, “Parayla temas edince işin maneviyat oluşturmasını engelliyor para meselesi. Resmi aidatımız 1 lira. İşsizin verebileceği para ya 1 liradır ya da hiçtir zaten” diyor. İletişim kurmak önemli ? Yetişkinlerin öncelikle yapmaları gereken çocuklarla etkili bir iletişim kurup başka kaynakların değil kendilerinin çocukları etkilemesini sağlamak. Duygu ve düşüncelerini dinleyip özsaygı ve özgüven gelişimlerini desteklemek gerekir. ? Çocuğu ile açık, güvenli ve dürüst bir ilişki içinde olan anababa aksaklıkları çok daha iyi fark edebilecektir. Böylelikle sorunlar büyümeden baş edilebilecek, bu da hem ana babaya hem de gence yeni bir güç ve dayanıklılık kazandıracaktır. ? Markayı tutku haline getiren gençlerin kişiliklerini analiz edilip kişiliğinin zayıf ve kuvvetli yönlerini dikkate alarak kendilerine yeni hedefler koymalarını sağlanabilir. ? Çocuklarına, ailenin ve toplumun sosyo ekonomik düzeyine göre en iyinin ölçüsü verilmeli. ? Dışarıda her zaman için alınacak yeni şeyler olduğunu ve bu nedenle marka kıyafetlerin, teknolojik ürünlerin ancak yenisi çıkıncaya kadar geçici bir mutluluk getirdiği anlatılabilir. ? Harcayabileceği parayı sınırlandırdığınızda parasını nasıl harcayacağını bütçelendirmesi gerecek ve ihtiyacı olan şeyleri alacaktır. Annebabalar doğru mu yapıyor? Çocukları adına en iyisini isteyen ve bunu sağlamak adına çaba sarf eden annebabalar, acaba doğru mu yapıyor? Yetişkinler olarak gençlerin hayatta her istediklerinin gerçekleşmesinin kimi zaman mümkün olamayacağını göstermek annebabaların elinde. Onların sağladığı fırsatlar sonrasında her istedikleri olan çocukların, hayattan beklentileri çok yüksek olur ve çaba sarf etmeden her şeyi elde etmek ister. İstediği her şeye uğraşmadan sahip olarak yetişmiş biri, hayatına bir anlam saptamakta çok güçlük çeker. Sürekli maddi şeylerle ödüllendirilen bir çocuk içteki değerleri ile kendini motive etmeyi öğrenemez. Böylece tatminsiz bir bireye dönüşür. Anaokulunda kuruyemiş partisi Özel ALEV Anaokulu tarafından Yerli Malı Haftası kapsamında düzenlenen “Kuru Yemiş Ne İmiş, Yaş Yemişi Kim Yemiş Partisi”ne, minikler, büyükanne ve büyükbabalarını davet ediyorlar. “Yerli Malı Haftası”nda düzenlenecek “Büyükanneler ve Büyükbabalar Günü”nde, çocuklar, büyüklerine, hazırladıkları dans gösterilerini sunacaklar. Gösterilerin ardından minik öğrenciler, büyüklerini ellerinden tutarak onları sınıflarına götürecek ve “Kuru Yemiş Ne İmiş, Yaş Yemişi Kim Yemiş” partisi için evden getirdikleri meyve ve kuru yemişlerle süslenmiş masalarında bir arada oturacaklar. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle