19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 06 29/8/07 16:29 Page 1 CUMARTESİ EKİ 6 CMYK 6 1 EYLÜL 2007 CUMARTESİ Dokuz duygunun dansı Önce ayaklar, ayaklarla uyumlu biçimde eller.. sonra da mimikler. Vücudun bir enstrüman olarak kullanıldığı Hint dansı, Türkiye’de alışıldık bir dans türü değil. Bedenin bir iletişim aracı olarak kullanıldığı dans, içinde felsefeyi de barındırıyor. 5 bin yıldır Hindistan’dan dünyaya yayılan bu dansın Türkiye’deki temsilcisi ise Fatoş Akman Hardacre. Hardacre Hint dansının mistik öğeleri ve teatral yapısıyla Türklerin de ilgisini çekeceğini söylüyor. İstanbul doğumlu Hardacre, İngiltere’de sahne makyajı eğitimi aldıktan sonra Brezilya’ya yerleşmiş. Orada Hint dansıyla tesadüfen tanışan Hardacre, merkezi Hindistan’ın Kerala bölgesinde bulunan Nathayala Klasik Hint Dansları Okulu’nda yoğun bir eğitim almış. Kerala’daki guru Srimathi Kalamandalam Sumathy ve Brezilya’daki eğitmeni Patricia Romano Madhusudhana’dan aldığı klasik ve modernize edilmiş dans biçimini birleştiren Hardacre, Hint felsefesinde de olduğu gibi öğretinin kişide kalmaması gerektiği fikrinden hareketle Nathayala Klasik Hint dansları Okulu’nun bir şubesini de İstanbul’da açmak istediğini belirtiyor. ? Yusuf Kulca HAREKETLİ YOGA Bedenin bir iletişim aracı olarak kullanıldığı dans, Hindistan’da şiir, heykel, mimari, müzik ve tiyatro gibi birçok alanda kendini gösteriyor. Hint dansı, felsefesi olan bir dans. Hindu inanışına göre evrenin oluşumuna dayanıyor. Hindistan’ın güneyinde başlayıp tamamına, oradan da modern şeklini alarak dünyaya yayılan Hint dansı, özü ve kurallarına yıllarca bağlı kalabilen bir dans dans türü. Klasik dansların kutsal kitabı sayılan Natya Shastra’da yazılmış olan tüm kurallar yıllar geçse de hâlâ uygulanıyor. Hint klasik danslarının tüm formları beşinci Veda diye bilinen ve dans üzerine yazılmış ilk eser olan Natya Shastra’ya dayanıyor. İnanışa göre Yaratıcı Brahma, Natya’yı yaratırken Rig Veda’dan edebiyat, Sama Veda’dan şarkı, Yajur Veda’dan ifade ve Atharvana Veda’dan estetik tecrübeyi almış. Hindu inanışında tanrıların kişileştirilmesinden beslenen dans biçimlerinde, mutluluk, öfke, nefret, korku, acı, cesaret, merhamet, merak ve sükunet üzerine geliştirilmiş formlar yer alıyor. Hint dansının bu mistik ve görkemli tarafıyla Brezilya’da tesadüfen tanışan Hardacre, bu dansı öğrenmek istediğine karar vererek, Natyalaya Klasik Hint Dansları Okulu’nun eğitmeniyle tanışmış. Hindistan’da çok küçük yaşlarda başlanmasına rağmen, disiplinli bir çalışmayla kısa bir sürede eğitimini tamamlamış. Hardacre, “Bu öyle bir dans ki, bütün engelleri kaldırır. Küçük yaşta bedeni eğitmek daha kolaydır. Ancak disiplinle çalışan herkes, bu dansı öğrenebilir” diyor. Kedersiz bir dünya için 62 ülkede 2 bin girişimciyle toplumsal dönüşümü gerçekleştirebilmek için çalışan Ashoka üyeleri, yaşadıkları yerlerde bir okul ya da bir klinik inşa etmekten çok, sistemin bütününü etkileyen projelerde yer alıyor enem Gül, ekonomik nedenlerle 1998 yılında ailesiyle birlikte Kahramanmaraş’tan İstanbul’a göç eden ve İstanbul’un zorluklarıyla karşılaşan ruhu genç, zihni dinç ve duyarlı bir kadın. Yeni bir kadın liderliği formu oluşturan Gül, yoksul ve şiddet ortamının yoğun olduğu bir mahallede, mahalle sakinlerini de örgütleyerek yoksullukla mücadele ediyor. Gül, İstanbul Nurtepe’de yaşayan kadınlarla birlikte kurduğu İlk Adım Kadın Kooperatifi ile yaşadığı bölgenin sorunlarına çözüm ZUHAL arıyor. Kadınlar için iş yaratıyor. Bu AYTOLUN imkanları faaliyetlerden sağlanan gelirlerin önemli bir bölümü, kadın ve çocuk eğitimleri için harcanıyor. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) Başkanı Şengül Akçar’ın tavsiyesiyle Ashoka’yla tanışıyor Gül. Kendi sorunlarından yola çıkarak başlattığı çözüm arayışını artık Ashoka desteğiyle sürdürüyor. Tüm mahalle kadınlarını da örgütleyerek demokratik bir anlayışla ekonomik alana dahil ederek, aynı zamanda sosyalleşmelerine ve bireyleşmelerine yardımcı oluyor. Böylece, farklı etnik kökenlerden ve siyasi fikirlerden gelen 19 kadından oluşan bir grupla başlattığı çalışmalar, bugüne dek 800’den fazla kadına ulaştı. HİNT DANSLARI OKULU Türkiye’de ilk olarak Hint Konsolosluğu ile bağlantılı toplantılarda sahne alan Hardacre, şimdilerde EGEM’le çalışıyor ancak Nathayala Klasik Hint Dansları Okulu’nun bir şubesini Türkiye’de açmak istiyor. “Hint inanışında olduğu gibi öğreti kimsede kalmaz ve hem klasik hint dansı, hem de modern dansçı yetiştirmek için bunu aktarmak gerekir” diyor. Hint dansı yapabilmek için profesyonel anlamda dansçı olmak gerekmiyor. Önemli olan öğretiyi almak. Avrupa’daki gibi Türkiye’de de öğrenmek isteyenlere kapı açmak istediklerini belirten Hardacre, “Hint dansı hareketli yoga olarak da değerlendiriliyor. Çünkü insana çok büyük bir enerji veriyor. Bedeni yönetme, kendini ifade etme, doğru enerji aktarımı gibi faydaları olduğu için herkese öneriyorum” diyor. DANSTA BOLLYWOOD ESİNTİSİ Hardacre, dansını iki bölüm halinde sunuyor. İlk bölümü klasik Hint dansı oluşturuyor. Ağır bir programı olan klasik bölüm için, öncesinde açıklayıcı bir sunum yapılıyor. Görsel olarak tatmin edici olsa da anlattığı hikâyenin bilgisi veriliyor. İkinci bölümde ise daha eğlenceli olan hareketli ve batı tarzı bir dans sergileniyor. Bu dansta da Hardacre, Bollywood’tan bilinen ezgiler eşliğinde dansını sergiliyor. S Mustafa Sarı Türkiye Temsilcisi Şeyda Taluk, bir yönetim kurulu toplantısında Brezilyalı bir üyenin sözlerine vurgu yapıyor: “Biliyoruz ki dünyada çok sayıda insanın canını yakan ve adil olmayan bir görüntü var bakıldığında, ancak bu görüntünün arkasında çok heyecan verici şeyler de oluyor.” Türkiye’de de aynı şekilde insanı üzen birçok olaylar yaşandığını ancak görüntünün arkasında heyecan veren ve bu heyecanı tekrar tekrar sağlamlaştıran, çözüm önerileri getiren insanlar olduğunu söyleyen Taluk, sürdürülebilirliği olan bu projelere destek verdiklerini ve günbegün arttırabilmek için çabalayacaklarını vurguluyor. adlandırması yaptıklarını söylüyor: “Aynı iş sektöründeki girişimciler gibi, toplumsal alanda da toplum öncülerinin olduğunu görüyoruz. Herhangi bir eğitim almamış olmasına rağmen, nelere ihtiyaç olduğunu ve ne yapması gerektiğini bilen girişimcileri 3 yıl boyunca maddi olarak destekliyoruz. Bu konuda en önemli nokta projelerin sürdürülebilir olması. Bunun için de liderlere ihtiyaç var. Türkiye’nin henüz bir fonu yok. Bağışlar ve hizmet danışmanlıklarıyla yürüttüğümüz çalışmaların en ideali ise her ülkenin kendi fonunu oluşturması.” TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM Ashoka, dünyanın birçok ülkesinde, gelişimin önünü açmak adına risk alabilecek, yaratıcı, duyarlı ve toplumun güvenini kazanacak ‘lider sosyal girişimcileri’ destekleyen uluslararası bir kuruluş. Kederin olmadığı bir yer hayal etmeye çalışan ve bu hayalleri için bireysel olarak çaba harcayan girişimci, cesur ve toplumsal duyarlılığı olan insanları destekleyen Ashoka, 62 ülkede 2 bin üyesiyle yoluna devam ediyor. Lider sosyal girişimciler, dünyanın önemli sorunlarına yenilikçi bir yaklaşımla çözüm üreterek toplumsal dönüşümü sağlıyor. 1980 yılında Bill Drayton öncülüğünde kurulan Ashoka, Sanskritçe’de kederin yokluğu anlamına geliyor. Adını da M.Ö 3. yüzyılda yaşayan ve Hint Yarımadası’nda birliği sağlayan bir liderden alıyor. Ashoka, hem ekonomik gelişme hem de sosyal refah için çalışan dünyanın ilk sosyal yenilikçilerinden biri olarak tanınıyor. Ashoka örgütü, Hintli liderin yaratıcılığı, küresel farkındalığı ve toleransından esinlenerek kurulmuş. Toplumsal duyarlılıkta, tüm girişimcilerin hareket noktası olan “ne yapabilirim?” sorusunu sorarak harekete geçiren Ashoka, 2004 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Ashoka Genç nüfusun eğitimi ve gelişimi, çevre, sağlık, insan hakları, yurttaş Toplum Gönüllüleri Vakfı Başkanı girişimleri ve ekonomik gelişme İbrahim Betil’in danışman üyelik alanlarında faaliyette bulunan yaptığı Ashoka’da, Kadın Emeğini Ashoka’ya üye olabilmek için 5 önemli Değerlendirme Vakfı (KEDV) kriter bulunuyor. Bunlar, yeni ve Başkanı Şengül Akçar’dan Özel yaratıcı fikirlerin girişimcilik kalitesiyle Sektör Gönüllüleri Derneği (OSGD) toplumsal bir etki yaratabilmesi üzerine Zeynep Uluer’e, Arama Kurtarma kurulu. Tüm bunların yanı sıra adayın Derneği (AKUT) Nasuh Mahruki, tamamıyla etik ve güvenilir olmasına Umut Çocukları Derneği Başkanı dikkat ediliyor. Titizlikle yapılan seçim Yusuf Kulca ve Alternatif Yaşam sonucunda ağa katılan adaylar, uzun Derneği Başkanı Ercan Tutal ve Kadın vadede bulundukları bölgede toplumsal Merkezi Derneği (KAMER) Nebahat Şeyda değişimi ve dönüşümü gerçekleştirerek, bunu Akkoç’a dek bir çok önemli isim yer alıyor. Taluk Türkiye’ye ve hatta dünyaya yayabileceği Bir merkez ofisi bulunmasına rağmen inancını gerçeğe çeviriyor. Ashoka ile birlikte kendi hiyerarşiden uzak duran Ashoka’nın asıl itici yaşadıkları bölgeden daha önce hiç çıkmamış kişiler gücü ‘birlikten kuvvet doğar’ fikri. dahi, uluslararası değişim programlarıyla diğer Ashoka, projeyi değil kişileri destekliyor. ülkelere giderek adaylar ve üyelerle tanışıp, kültürel Türkiye için yeni olan bu tür bir çalışmanın ana etkileşime geçebiliyor. Böylece uluslararası başka fikri, değişimi yaratanların kurumlardan ziyade bir dünya olduğunu da görüyor, proje ve fikirleriyle bireyler oluşu. 3 yıl boyunca projeye değil, kişiye yalnızca kendi yaşadıkları bölgeyi değil, pekçok maddi destek sağlıyor. Bu, aynı ekonomik alanda insanı daha etkilemiş oluyorlar. olduğu gibi sosyal bir risk sermayesi. Taluk, bu (Tel: 0 212 265 60 95, www.ashoka.org) alana sivil toplum değil yurttaş sektörü HİYERARŞİ YOK ULUSLARARASI ETKİLEŞİM Sorunlara yerel çözümler Senem Gül gibi, hikayesi ve çözüm önerileri birbirinden farklı olan girişimciler, Ashoka’nın desteğiyle yalnızca projelerini yürütmüyor, aynı zamanda bulundukları bölgelerde toplumsal örgütlenmeyi de gerçekleştirerek sürece dahil ediyor. Mustafa Sarı, Van Gölü’nün tuzlusodalı sularında yaşamaya alışmış inci kefalının korunarak kullanılması yönünde çaba harcıyor. Oluşturduğu sistemle 5 yılda yasal balıkçılığı yüzde 10’dan yüzde 60’a çıkararak önemli bir dönüşümü gerçekleştirerek 26 köyün tamamını örgütlemiş. Nazmi Ilıcalı, 600 çiftçiyle başladığı organik tarımla, şimdilerde 3 bin kişi olarak devam ediyor üretime. Selma Demirelli, Düzce’li bir depremzede. Düzce’nin ilk kadın yapı kooperatifi ile çalışmalarına devam ediyor. Arzum Meleksoy, varlıklı bir ailenin kızı. Ancak kurduğu internet sitesi üzerinden (www.alisbagis.com) sivil toplum kuruluşuna bağış yapılmasını sağlıyor. Bu yolla da dileyen ziyaretçi istediği sivil toplum kuruluşuna fon oluşturabiliyor. Berna Yağcı, 28 yaşında Mardin’li genç bir girişimci. Yağcı, Mardin’in yoksul semtlerinde kadınları örgütleyerek okul öncesi eğitime destek veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle