Katalog

CUMARTESI 05 6/12/06 16:50 Page 1 CUMARTESİ EKİ 5 CMYK 9 ARALIK 2006 CUMARTESİ 5 İkinci PsikoloODTÜ ji’den dereceyle mezuniyetten sonra moda editörlüğü ve ters bir yol izleyerek modelliğe geçiş... Çocukluktan gelen ikinci el merakı Ece Sükan’ı, çekimlerden, çevreden toplanan kıyafetler ve objelerden küçük organizasyonlara, oradan da İstanbul’daki ilk ikinci el mağazasına götürmüş. “Butik hiç bilmediğim bir iş ama moda çok iyi bildiğim bir konu” diyen podyumların başarılı ismi Ece Sükan’la Teşvikiye’nin arka sokağında açtığı dört bir yanı cam ve uzun perdelerle kaplı mağazında, rengarenk kıyafetler ve objeler arasında konuştuk. İkinci el merakı nereden başladı? “İkinci el merakı bende çok eskiden beri vardı. O kadar ki, ikinci el ayrımı bile yapmıyordum. Benim için fark etmiyordu, giyimde ya da eşyada olsun. Bu biraz bana tiyatro sanatçısı annemden geçti. Kostümlere, antikaya, askesuar, gümüş ve takılara SABİHA olan merakım. Ama mağaza KURTULMUŞ fikri hiç yoktu. Buna maddi imkanım olmayacağını da düşünüyordum. Son bir senede toparladığım kıyafetler gerçekten çok fazla oldu. Çünkü çekimler için de kıyafetler topluyor, kendim için de almayı seviyorum. Mekandan yola çıktım aslında, evime çok yakın bir yer burası. Zaman bu zamandır diye düşündüm ve gözümü karartıp girdim.” Daha önce yine birkaç organizasyonda vintage (ikinci el) kıyafetleri satışa sundunuz, insanların yaklaşımı nasıldı? “Bu organizasyonlar tabii ki bu işi ufak tefek kıvılcımlayan işlerdi. Biz senede birkaç kere Bebek Parkında veya Lucca’da yapıyorduk bu tip organizasyonları. Cleaning Day, ayıklama günü adını verdiğimiz ‘sen getir ben getireyim’ diye kullanılmış kıyafetleri elden geçirdiğimiz böyle bir organizasyon yapıyorduk. Orada gördük insanların ilgisini. Oradaki kıyafetler daha fazla günlük, tişört ama burada daha şık şeyler var mağaza, butik olduğu için. İnsanların merakı bana çok cesaret verdi.” Kıyafetleri nerelerden toparlıyorsunuz? “Birçok kaynağım var, uzun yıllardır toparlıyordum. Ankara’dan, İstanbul’dan çeşitli kaynaklarım var yakın çevremden, büyükelçiliklerden, bir de abimin tanıdığı sanat yönetmeni arkadaşları var, onlar yurtdışından buraya geldikleri zaman bir takım şeyler getiriyorlar. Ben de seçiyorum, toparlıyorum, koleksiyon mantığında sergiliyorum.” el giymenin ayrıcalığı Türkiye’de moda sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? “Çok zayıf buluyorum. Çok başarılı Türk tasarımcıları var ama onlar da Türkiye’de yaşamıyorlar. Tekstil sektörü çok kısıtlı. Baktığınız zaman dergicilik sektörü de öyle. Vintage diyoruz dünyada senelerce var olan, tüm dünyayı kasıp kavuran modadan da öte bir yaşam tarzı olan bir şeyi Türkiye’de ben ilk defa İstanbul gibi bir şehirde gerçekleştiriyorum. Markalar geliyor diye seviniyoruz ama moda şehri olmaya adaysak eğer, bunların hepsinin çok önceden olmuş bitmiş olması gerekiyor. Zaten ikinci elin diğer ülkelerde bu kadar gelişmiş olmasının sebebi şu: Türkiye’de markalar 510 senedir var olduğu için marka giymek ayrıcalık, dünyada ise yıllardır olduğu için marka giymek ayrıcalık değil ikinci el giymek ayrıcalık. Tek ve bulunamayan parçalara sahip olmak ayrıcalık. Tekstilde modada ilerliyoruz, moda haftaları düzenleniyor falan ama hâlâ yetersiz.” Tek ve bulunamayan parçalar Markalar bir şekilde geliyor yerleşiyor, peki düşük bütçeyle stil sahibi olmak isteyenler ne yapmalı? “O anlamda da kaynaklar yeni yeni oluşuyor. Beyoğlu’nda birkaç alternatif vardı onlar da prototipleşti. Stok malları getirip satıyorlar. Beyoğlu diyoruz ama orada da yok aslında. Benimkiler ne kadar çok daha yüksek sınıfa hitap ediyor gibi görünse de çok değişik parçalar bulunabilir, kombine edilebilir. Burası gibi yerlerin ve düşük bütçelilere göre olanların daha fazla çoğalması gerekiyor. Deneysel, cesur olarak, karıştırarak bir sonuca ulaşılabilir.” Moda olanı mı uygulamak gerekir? “Körü körüne uygulamak moda kurbanlığını yaratıyor. Modayı ucuza da uygulayacakları mağazalar var tabii Mango, Top Shop gibi en son trend şeyleri bulabilirler. Ama mutlaka kendinden bir şeyler katması, adapte etmesi gerekiyor insanın. Onu biraz kırması, bozması daha geçerli diye düşünüyorum.” Moda kurbanlığı