25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 12 6/12/06 17:03 Page 1 CUMARTESİ EKİ 12 CMYK Sıla’nın töreyle bir meselesi var Televizyon dizilerinin vazgeçilmez platosu Güneydoğu’da, insanlar bölge gerçeklerinin dramalara konu edilmesine farklı yaklaşıyor. Kimi kesimler Doğu gerçeklerinin dejenere edildiğinden yakınırken, dizilerin bölgenin tanıtımında ve turizminde lokomotif görevi üstlendiğine dikkat çekenler de bulunuyor. Son haftalarda ATV’de yayımlanan Sıla adlı dizi de çekim merkezi olan Midyat’a hareketlilik kazandırıyor. Yönetmen Gül Oğuz ise tüm bunların bilincinde aslında. Hem töreyle olan meselesini halletmeye çalışıyor hem de bölge kadınları için bir şeyler yapmanın telaşını yaşıyor. MEHMET FARAÇ BÖLGE FON OLARAK KULLANILIYOR Coğrafi, kültürel ve folklorik yapısı, görkemli taş konakları, daracık sokakları farklı kültürleri birarada barındıran atmosferiyle Güneydoğu Anadolu, televizyonlar için çekim merkezi olmayı sürdürüyor. Bazı dönemlerde bölgede aynı anda dört televizyon dizisi çekiliyor. Bölge insanı artık kameralara, oyunculara, film setlerine alışık bir yaşam sürdürüyor. Ancak bölgede çekilen diziler televizyon ekranlarına yansıdığında farklı tepkiler alıyor. Şüphesiz bu durum, kimi yönetmenlerin bölgeyi sadece bir fon olarak kullanmasından kaynaklanıyor. Kürt ya da Arap kıyafetleri içinde, manikürlü tırnakları, abartılı makyajlarıyla dikkat çeken, İstanbul Türkçesiyle konuşan oyuncularıyla, kimi zaman avantür kimi zaman da westerni andıran sahneler, ortaya Güneydoğu dekorunda absürd dramalar çıkmasına yolaçıyor. Sorun yalnızca görsellikle sınırlı kalmıyor. Bazen bölgedeki insanların yaşamlarına yön veren töresel uygulamalar da yanlış aktarılıyor, bölge insanı rencide ediliyor, bazen de Güneydoğu kimliği dejenereyle karşı karşıya kalıyor. DERME ÇATMA DEKORLAR Tüm bu yanlışlıklar Güneydoğu insanın tepkisini çekiyor, yurttaşlar bazen setleri basıyor, yönetmen ve oyuncularla tartışıyor, bazen de televizyon kanallarını telefon yağmuruna tutuyor. Bölgenin kanayan yarası töre ve namus cinayetlerindeki artış da yurttaşın tepkisini alevlendiriyor. Sonunda bir çok yönetmen dizinin devamını İstanbul’da, derme çatma dekorlarda çekmeye çalışıyor. Yapımcı ya da yönetmenlerin tamamı Güneydoğu’yu sadece reyting malzemesi olarak görmüyor. Bölgenin otantik dekorunu kullanırken aynı zamanda yöre gerçeklerine dikkat çekmeye çalışan yönetmenler de göze çarpıyor. 3 yıl önce Hasankeyf’te Hale Soygazi, Ceyda Düvenci ve Özlem Tekin’in oynadığı “Sil Baştan” adlı diziyi çeken yönetmen Gül Oğuz, şimdilerde Sıla adlı dizide yine kadın sorunu için Mardin’in Midyat ilçesini plato olarak kullanıyor. Dizi için üç ayı aşkın süredir ilçede bulunan Oğuz’un dizisinde başrollerini Cansu Dere (Sıla), Mehmet Akif Alakurt (Boran), Menderes Samancılar (Celil), Zeynep Eronat (Bedar), Muhammed Cangören (Firuz Ağa), Fatoş Tez (Kevser), Cemal Toktaş (Azad), Boncuk Yılmaz (Narin), Devrim Saltoğlu (Cihan), Tayanç Ayaydın (Abay) gibi oyuncular paylaşıyor. Dizi, İstanbul’a evlatlık verilen bir kız çocuğunun, ailesince geri alınarak berdel usulüyle evlendirilmesini anlatıyor. Midyat’ta Süryanilerin oturduğu bölgede iki ayrı görkemli konakta çekilen dizinin seti izleyicilerin akınına uğruyor. Bölgeye bir çok kentten otobüslerle insanlar geliyor, bu durum terör yüzünden sıkıntı çeken Midyat turizmi ve ekonomisine ciddi bir katkı sağlıyor. Cansu Dere: Yaşananlar masal değil önetmen Gül Oğuz, tek derdinin bir dizi film yapmak olmadığını söylüyor, “benim töreyle de meselem var” diyor. Oğuz, bir çok yönetmenin aksine sosyal bir sorumlulukla da yola çıktığını, Sıla’nın insanları eğlendirmek ve bilgilendirmenin yanı sıra, Doğu kadınının içinde bulunduğu sorunlara dikkat çekmek ve gerçekleri gündemde tutmak gibi bir misyonu da yüklendiğini belirtiyor. Bölgesel gerçeklerin televizyonlara yanlış aktarıldığı konusu gündeme geldiğinde Gül Oğuz, “Ne olursa olsun yönetmenin süzgeci diye bir şey var. Bu hikayede de benim süzgecim var. Doğruyu yapmaya çalışıyorum” diye konuşuyor. Sil Baştan’ı çektiği dönemde Diyarbakır’ın Bağlar beldesinde bir kadın araştırma merkezi kurulmasına öncülük eden Oğuz, Sıla’nın çekildiği bölgeye de bir eser bırakmaya çalışacağını söylüyor. Oğuz’un hedefinde bölgede kadına istihdam yaratabilecek bir merkez oluşturma düşüncesi bulunuyor. Dizinin başrol oyuncularından Cansu Dere, bölge gerçekleriyle ilk kez yüzyüze kaldığını itiraf ediyor. Bölgedeki yaşamın İstanbul’dan bakıldığı gibi olmadığına dikkat çeken Dere, “Bölgede özellikle kadınların yaşadıklarının gazetelerin üçüncü sayfalarında karşılaştığımız gibi, dahası masal olmadığını gördüm” diyor. Cansu Dere, yöre kadınlarıyla ilgili gözlemlerini anlatırken çarpıcı bir saptamada bulunuyor: “İlk defa kimi gerçeklerle karşılaştım. En kötüsü ne biliyor musunuz, burada benim yaşımdaki kadınların hiç biri bana benzemiyor! Genç yaşta evlendirilen, çok sayıda çocuk yapan kadınlar sadece törenin değil yaşamın sıkıntılarının yarattığı bir çöküntü yaşıyor!” Televizyon dizilerine yönelik eleştirileri doğru bulmadığını belirten Dere, törelere değil, insan yaşamının yok edilmesine yönelik uygulamalara karşı olduğunu ifade ederken şunları söylüyor: “Aslında hiç kimse çocuğunu öldüremez. Ama her şey toplumsal baskılardan kaynaklanıyor. Televole kültürü bölge insanına cazip gelebilir ama onların bu yaşamdan illaki etkilendiklerini düşünmüyorum. Bence magazin buradaki yaşamı çok fazla etkilemiyor. Bölge kadının sorunları aileden başlayarak eğitimsizlikte kilitleniyor.” Filtresiz insanlar izinin Boran Ağa’sı Mehmet Akif Alakurt, askerliğini Gaziantep’te yaptığını, bölgeyi biraz tanıdığını anlatıyor. Berdelin ele alındığı Sıla’da, gerçeklere olanaklar ölçüsünde bağlı kalmaya çalıştıklarını vurgulayan Alakurt, törelerin neden sorun yarattığı sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Burada insanlar biribirine bağlı. Biribirilerine sarılmışlar. Bu nedenle bu bölgede töreyi yıkmak çok güç. Sorun devletin bütün mekanizmalarından geçiyor. Meclis’in yeni politikalar geliştirmesi gerekiyor.” Cansu Dere’nin aksine Alakurt, televole kültürünün gençler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade ediyor. “Bu kültür kafa karıştırıyor” diyor. Yöre gerçekleri sinemalaştırılırken ince çizgilere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Alakurt “Her şey gerçek anlamda yansıtılmalı” diye konuşuyor. Dizide Boran’ın Süryani arkadaşını canlandıran Tayanç Ayaydın ise “Burada çok garip şeyler öğrendim, tanık oldum” derken Sıla’yla ilgili şunları anlatıyor: “Bir hikayeyi ekrana taşırken bölgedeki dertleri de yakından görüyoruz. Dramatik yapıdan kopmadan kadın sorununu aktarmaya çalışıyoruz. Hayatın gerçeklerini de paylaşmak istiyoruz. Burada egemen bir güç var, toplum da güce sarılarak inanarak yaşıyor. Ama şöyle bir gerçek var, biz burda filtresiz insanlarla karşılaştık. İşte bu çok güzel...” Özellikle Menderes Samancılar’ın çarpıcı oyunuyla dikkat çeken Sıla, otantik bir yaşamı, töre denilen uygulamalarla harmanlarken Doğu kadının içinde bulunduğu dramı da sosyal sorumlulukla aktarmaya çalışıyor. Sıla’da bir Sıla, Batı ile Doğu arasında berdel yapıyor! Y D İlk klasik otomobil müzayedesi KEREM EDİZ Rahmi Koç Müzesi bu aksam Türkiye’de ilk otomobil müzayedesine ev sahiplii yapıyor. Antik A.Ş tarafından düzenlenen müzayede de 35 otomobil satışa sunulacak. Maalesef bunların pek azı gerçekten ilginç otomobiller. Bu ilginç otomobillerden biri 59 Impala Convertible. Antik A.Ş’nin web sitesinde bu otomobilin filme de çekilen Christine adlı ünlü Stephen King romanında başroldeki otomobil olduğu belirtilmişse de durum öyle değil. Christine 58 model bir Plymouth idi. “Artist” olmaması kırmızı renkli bu Chevrolet’nin havasını bozmuyor tabii ki. Impala beyaz açılır tavanı ve arka tamponun üzerinde yer alan muhafazalı stepnesiyle çok havalı olsa da Fleetwood Sixty bir anda Chevrolet’yi unutturuyor. Döneminin tüm özellik ve güzelliğini yansıtan bu 59 model Cadillac kendinden 1 yaş küçük De Ville’le boy gösterecek. Ford, Thunderbird’lerle gösteriye katılıyor. Doğrusu TBird’ler çok ilgimi çekmez, meraklılarının fikri nedir bilmem ama 62, 65 ten çok daha güzel. Renault Floride ve Peugeot 204 az bulundukları için mi klasikler arasında yer almış? 204 Convertible, Pininfarina’nın en çok gurur duyduğu tasarımlarından biri değildir herhalde. Yine Antik A.Ş sitesindeki bilgilere göre “sadece” 117 bin adet üretilen Renault Floride’in Brigitte Bardot ile birkaç filmde gözükmesi onu bir klasik yapar mı bilmiyorum. Müzayededeki gerçekten ilginç otomobillerden biri Oldsmobile Toronado. 1969 model bu otomobil Amerikalıların 30 yıl önceki Cord’dan sonra ürettikleri ilk önden çekişli modeldi. Toronado gücü ön tekerleklere 5 cm kalınlığındaki bir zincir vasıtasıyla aktarıyordu. Bu eşsiz denebilecek aktarma organı Toronado’nun değerini arttırır mı bilinmez ama onu müzayedenin en ilginç 35 otomobilinden biri yapıyor. Mercedes’in de 45 modelle boy gösterdiği müzayedede Jaguar da zamanının en hızlı sedanı ünvanını kazanan 1964 model Mark II ile yer alıyor. 40 yıl önce 200 km civarında hız yapabilen bu otomobilin başlangıç fiyatı 56 bin YTL. Gelelim Pontiac GTO’ya. Muscle Car meraklılarının kalbinde özel bir yeri olan bu güzellik timsali 7.4 litrelik motoruyla günümüz standartlarında uçuk bir model olsa da elde kalmayacağı kesin otomobillerden biri gibi gözüküyor. Tüm bu bahsettiğimiz otomobiller ve fazlası bugün Rahmi Koç Müzesinde, gidip görmekte fayda var. Almak şart değil! Karikatür ödülü Polonyalı çizerin 26. Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması’nda büyük ödülü Polonyalı karikatürcü Pawel Kuczynski’nin karikatürü aldı. Ukrayna’dan Viladimir kazanevsky, Polonya’dan Grzegorz Szumovski, İtalya’dan Alessandro Gatto, Türkiye’den Tonguç Yaşar, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Ercan Akyol ve Metin Peker’in yer aldığı Seçici Kurul, başarı ödüllerini ise şöyle belirledi: Eray Özbek (Türkiye), Florian Doru Crihana (Romanya), Özcan Çalışkan (Türkiye), Ghasem Lotfi (İran). Değerlendirmeye 64 ülkeden 1012 sanatçının gönderdiği 1779 karikatür alınmıştı. 1930 Ford Model A. Model A, Ford Motor Co’nun 1903 ve 1927’de tasarladığı iki modelin baz alınmasıyla üretildi. Ford Motor Co. kurucusu Henry Ford tarafından dizayn edilip 1903’te üretilen ilk Model A aynı zamanda “Fordmobile” olarak da adlandırıldı. 58 bin YTL.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle