Katalog

2 23 NİSAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET TBMM 100 YAŞINDA ÇOCUK ATATÜRK Bayramınız kutlu olsun Her 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, gazetemizin sayfalarının bir bölümünü çocuklar hazırlıyor. Sayfalarımız, çocukların resimleri, şiirleri, makaleleriyle şenleniyor, renkleniyor. Karantinada geçirdiğimiz bu yılki 23 Nisan sayfalarımıza destek veren Eğitim İş Sendikası’na ve Nesin Vakfı’na teşekkür ederiz. Geleneksel hale gelen sayfalarımıza çocuklarının ürünlerini yollayarak bireysel katkıda bulunan okurlarımıza da ayrıca teşekkürler. Yılın en renkli, en neşeli sayfalarını hazırlayan tüm çocukların ellerine sağlık, bayramınız kutlu olsun, günleriniz hep neşeyle geçsin. Figen Atalay BİRİ BANA SÖYLESİN O KİŞİ KİM? Ülkemizi savundu, liderimiz oldu, Her zaman özgürlüktü seçimi, Esaretten nefret etti, Biri bana söylesin o kişi kim? Sarı saçlı, mavi gözlü, Umutla bakıyor yarınlara, Boyun eğmiyor asla düşmana, Biri bana söylesin o kişi kim? Bir güneş gibi doğdu, Aydınlık bir yol oldu, Engellere esen rüzgâr gibi, Biri bana söylesin o kişi kim? İmge Enginsu / Atatürk Ortaokulu 6/D Söke/AYDIN 23Nisan 1920’de Cumhuriyet’e giden yolun ilk adımı atıldı ve TBMM açıldı. 2 mum ışığı altında atılan bu adım 1923’te Cumhuriyet’in kurulmasına zemin hazırlamıştır. Cumhuriyet için önemli bir adım olması nedeniyle, her 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanır. Ayrıca bugünü Atatürk, çocuklara olan sevgisi dolayısıyla biz çocuklara armağan etmiştir. Biz her 23 Nisan, Atatürk’ün çocuk sevgisinden söz ederiz ama hiç çocuk Atatürk’ü tanımadık. İşte bugün ben size, çocuk Atatürk’ten bahsedeceğim. Biz Çocuk Atatürk’ü hep dayısının çiftliğinde kargaları kovalarken biliriz. Peki, bilmediğimiz çocuk Atatürk nasıldı? Atatürk çocukken doğayı çok severdi. Dayısının çiftliğindeyken kendi çiçek bahçesini oluşturmuştu. Bu bahçede birbirinden güzel çiçekler yetiştirmişti çocuk Atatürk. Yıllar sonra köşkünün bahçesinde dolaşmaya çıkan Atatürk, yolu kaplayan yaşlı bir ağacın kesilmesi gerektiğini söyleyen bahçıvana “Sen hayatında hiç böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki bu ağacı keseceksin” diyerek kızar. Atatürk’ün doğayı bu derece seveceği, çocukluğundan belliydi. Çocuk Atatürk’ün hayvan sevgisini yeterince biliyor muyuz? Çocuk Atatürk, kanadı kırık bir yavru karga bulmuş. Onu beslemiş, her gün bakmış, her şeyi ile ilgilenmiştir. O derece bir bağ kurar ki bu kargayı çağırdığında, gelip omzuna konar mış. Hâlbuki Atatürk’ün çocukluğu ile ilgili sadece bize kargayı kovaladığını anlatırlar. Cumhuriyeti kuran büyük Atatürk, birçok hayvana sahip oldu. Hepsi ile komik, üzücü, eğlenceli ve mutlu zamanlar geçirdi. Hayvanlar onun için hep değerli oldu. Beslediği hayvanların başında köpek ve at gelir. Köpeği Foks ile atı Sakarya bizim ismini bildiklerimizdendir. Atatürk kitap okumayı çok severmiş, cephede bile kitap okurmuş. Cumhurbaşkanlığı sırasında 4.000’e yakın kitap okumuştur. Çalıkuşu romanını ise tam bir gecede bitirmiştir. Peki, çocuk Atatürk kitap okur muydu? Çocuk Atatürk eline geçen her iki kuruştan biriyle kitap alırmış. Elimden geldiğince size Çocuk Atatürk’ü tanıttım, şimdi ise neden bugünü çocuk bayramı olarak kutlarız ona bakalım: Atatürk, çocukları çok severdi. Bunu en çok kurulmasında büyük rol oynadığı Çocuk Esirgeme Kurumu ve sevdiği kişilere “Çocuk” diye seslenmesinden anlarız. Hiç çocuğu olmamasına rağmen, birçok evlat edinip eğitimini sağladı. Manevi çocuklarından Afet İnan, Cumhuriyet’in ilk kadın Türk Tarihçisiydi. Diğer bir manevi kızı Sabiha Gökçen ise dünyanın ilk kadın savaş pilotu, Türkiye’nin ise ilk kadın pilotu olmuştur. 23 Nisan’ı çocuk bayramı yaptıran en büyük etken, Atatürk’ün çocuk sevgisiydi.100. yılımız kutlu olsun. Arda Deniz Taşlı Aydın Özel Başak İlkokulu 3/C sınıfı Kızlar okulda, ders dinliyor, Artık ülke dimdik ardına bakmıyor, Sevgimiz artıyor, asla düşmüyor, Biri bana söylesin o kişi kim? Gururlandıracağım o lideri, Gözü arkada kalmayacak, Biri bana söylesin o kişi kim? Mustafa Kemal Atatürk’tür her daim... Hazal Artan Gazi Turhan Bey Ortaokulu 6/C Uzunköprü/EDİRNE Eda Üstünkaya / Ramazan Yaman İlkokulu 4/A / Lüleburgaz/KIRKLARELİ Nur Karaman Kocasinan İlkokulu Ana Sınıfı F Şubesi BİR ÇOCUĞUN RÜYASI Ege sekiz yaşında ikinci sınıf öğrencisi bir çocuk. Ege her zamanki gibi o gün de oyunlar oynadı, şarkılar söyledi, kitap okudu ve gün sonunda çok yorulmuştu. Annesine seslendi: Anneciğim! Sanırım bu gece daha da erken yatacağım. Annesi: Peki oğlum sana bir masal anlatmamı ister misin? Ege sevinçle cevap verdi: Tabii ki! Çok isterim. Annesi Ege’nin yatağının başucuna oturdu. Başladı anlatmaya. Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Kocaman rengârenk bir kelebek varmış. Hayali olan herkesin koluna konar, hayallerini gerçekleştirirmiş. Annesi anlatmaya devam ederken Ege çoktan uykuya dalmıştı bile... Güzel mi güzel bir ormanda Ege elinde şekeri ile şarkılar söyleyerek dolaşıyordu. Özgürce uçan kuşları görünce... Keşke ben de bu güzel kuşlar gibi yeryüzünü gökyüzünden görebilseydim.. Derkeenn... Bizim kelebek konuverdi Ege’nin koluna. Ege başladı uçmaya.. Aaaa ben de kuşlar gibi uçuyorum dedi bağırarak. Aşağıya bir baktı ki yeryüzü mükemmel gözüküyordu. Yemyeşil ovalar, masmavi denizler, evler, yollar hepsi küçülmüştü ama olsun gökyüzünde olmak gibisi yoktu. Ege uçmaya devam ederken annesi seslendi: Günaydın oğlum, kahvaltı hazır elini yüzünü yıka ve sofraya gel. Ege gözlerini ovuşturarak kendi kendine konuşuyordu: Ah keşke rüya olmasaydı, uçmak çok güzeldi. Sofraya oturur oturmaz annesi ve babasına gördüğü rüyasını anlattı. Onlar da: Çok güzel bir rüya görmüşsün oğlum, belki kuş gibi uçamazsın ama pilot olup yeryüzünü gökyüzünden görebilirsin dediler. Ege heyecanlandı. Evetttt! Ben pilot olacağım ve her zaman gökyüzüne çıkabileceğim. Kim bilir! Belki de o kelebek pilot olmam için koluma konar... Annesi ve babası gülüştüler. Bizim Ege’nin artık yeni bir hayali vardı. İyi ki de bu güzel rüyayı görmüştü. Doruk Ege Yılmaz Ergene İlkokulu 2/B Uzunköprü/EDİRNE Mert Doruk Erdem / Kocasinan İlkokulu Ana sınıfı F Şubesi