23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 eski * yeni cizgiler Hakan Derman 1960 yılmda tstanbul'da doğdu. İlk karikatürü gazetemizde yayımlandı. Uluslararası sergi ve albümlerde yapıtlart yer aldı. Italya'mn Pistoia ve Pescara kentlerinde yapılan karikatür yanşmalarında iki ödül kazandı. Derman, kişisel sergilerinin yanı sıra, TUrkiye'de ilk kez, Faruk Manici ile birlikte canlı insanlardan oluşturulan bîr sergi de açtı. Halen Mimar Sinan Ûniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü'ne devam eden Derman'ın, "Çizik" adlı bir karikatür albümü var. SİYASFT 85 iyasal tarihimizde, bakan ettiği Yüce Dıvan'a gıtmeSden Bakanı Ferit yolsuzluk istifa vardır. içinZafer'den sonra yurtkapanan bir olayı Başbakan ismet Paşa'dır, içişleri Bey... Gazeteler, Büyük tan kaçan bazı Rum ve Ermeni zenginlerinin İçişleri Bakanı'nın buyruğuyla yurda sokulduklarını yazar. Bazı belgeler vayınlanır. Meclıs araştırması açılması istenır. Ancak bu sırada İçişleri Bakanı istifa eder, yerıne Recep Peker bakan olur. Peker, bakan istifa ettiği için olayın üstüne pek fazla varmaz. Gazeteler boş durmazlar, özellikle Celal Nuri İleri çok sert yazılar yazar, "içişleri Bakanlığını Damat Ferit'in veziri Ferit Bey işgal ediyor." der. "İçişleri Bakanı istifa ettiğine göre, olayda adları geçen milletvekillerinin durumu ne olacak?" dıye sorar. Bu milletvekilleri arasında Kılıç Alı'nin ve Lazistan milletvekıli Rauf Bey'in de adları geçmektedir. Kılıç Ali küplere biner ve İlerı gazetesi yönetim yerine giderek Celal Nuri Bey'i döver. Patlamayan Kabak arsiv konusuyor Şimdi geliyorum... Olay şöyle gelişir Saat beş sularına doğru telefon çalar: "Alo, Celal Nuri Bey orada mı?" Celal Nuri Bey telefona gelerek sorar: "Alo, ben Cela| Nuri, kimsiniz?" "Ben Kılıç Ali, içişleri Bakanı'nın demecını okudun mu? Okudunsa bu konuda düşüncelerini söyle!.." "Ne yapacaksınız?" "Ben ne yapacağımı bılırim, şimdi geliyorum." Bu konuşmanın üstünden on dakıka ya geçer, ya geçmez Kılıç Ali, yanında milletvekillerinden Rauf Bey olduğu halde Celal Nuri'nin odasından ıçeri girer. Celal Nuri, Ferıdun Fıkrı ve Suphi Nuri beylerle oturmaktadır. Kılıç Ali hemen tabancasını çeker, söverek, bağırıp çağırarak ortalıgı karıştırmaya başlar. Bir yandan da masanın üstünde ne varsa, tabla, kalem, hokka Celal Nuri'nin kafasına atmaya başlar. Bir şangırtıdır kopar. Gürültüyü duyanlar koşar. Ferıdun Fıkri, Kılıç Ali'nın tabancalı eline sarılır, tabancayı ateşlemesını önler. Saldırgan Kılıç Ali bu kez tabancanın kabzasıyla vurmağa başlar. Olay sırasında oraya bir polis görevlisi gelmişse de Kılıç Ali'nin yasal dokunulmazlığını bıldığinden bir şey yapamaz. Zaten öfkesi geçmış olan, yerdeki kanları gören Kılıç Ali ve arkadaşı da oradan uzaklaşır. Kimden cesaret alıyor? Olaya polis müdürü Hüsnü Bey el koyar ama, artık her şey olup bitmiştir. Durum iyice anlaşılmıştır İçişleri Bakanı Recep Pekerin demeci Kılıç Ali'yi kızdırmış, kızgınlığını Celal Nuri'den almıştır. Kılıç Ali bu saldırganlığı yapma cesaretini nereden almaktadır? Herkes bilir ki, Kılıç Ali, Kurtuluş Savaşı sırasında Antep'te Fransızlara karşı savaşan, bu cepheyı Atatürk'ün buyruğu ile sonuna değin ayakta canlı tutan kişıdir. Devrımin kahraman çocuklarından bıridir. Devrim tehlikeye gırdiğınde, kurulan mahkemelerde görev almış, devrim düşmanlarına karşı çıkmıştır. Her zaman Atatürk'ün çok yakınında oimuş, "Mutat Zevaf'tan sayılmıştır. Bir başyazarı gelip yerinde dövme, saldırma cesaretini Atatürk'e olan yakınlığından almakta olduğunu herkes bilmektedir Ferit Bey, istifasından sonra Istanbul'a gelir. Kadıköy'dekı evinde gazetecileri kabul eder. Neden istifa ettiğini soran gazetecilere şunları söyler: "Kabinelerde âdettir. Bakanlar, Başbakanı zor durumda koymamak için böyle zamanlarda istifalannı verirler. İstifanın kabul veya ret edilmesinı Başbakana bırakırlar. Böyle durumlarda Başbakan serbest olur. Ben de gerek Başbakana, gerek kabıne arkadaşlarıma bir çok kez, istifam sizin elınızdedir, gerek görüldüğü an hazırım, dedim. Hasta idim, Başbakan Paşa, sonsuz istemlerime karşın dayanamadı ıstifamı kabul etti." Gerek tabanca ile bir başyazarın yaralanması olayı, gerek İçişleri Bakanının istifası Atatürk'e de anlatılmış, gerçekler öğrenilmıştir. Sonunda konunun Yüce Dıvan'a götürecek durumda olmadıgı anlaşılmıştır. Rum ve Ermenilerin yurda sokuluşlarını bir polis memuru şöyle anlatmıştır: "Bize içeri sokun derler sokarız, dışarı atın derler atarız. Ne para aldığımız vardır, ne pul. Sonunda nedense kabak bı/ım başımızda patlar. Bereket bu kez kimsenin başında kabak patlamadı da kurtulduk." I Duvar örülüyor 12 Ağustos 1961 Cumartesi gunü sabahı Doğu Alman hükümet ordusu, gönüllülere 43 kilometre hoyunca bir du var örülmesi gerektiğini açıkladı. 40 bin kadar kişinin katıldığı çahşmalara bazı mahallelerde hemen başlandı ve 50 cm.'lik sembolik bir duvar örüldü. Böylece ilk kez Doğu Berlln, Batı Berlinlilere yasak ediliyordu. Dahasonraları adı "Utanç Duvarı"olarak belirginleşecek ve birçok kanlı olaylara da sahne olacak olan duvarın ilk örülmeye başlandığı gü'nden bir an.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle