23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 SİYASFT 8S izi iktidara getiren 1977 darbesinden berl Pakistan'ın Islamlnslırılması için çalışıyorsıınuz. Size RÖrc Islumlık nedir? ZtYA ÜL HAK Bir Müslüman olarak şunu söylemeliyirn, Müslümanlık her şeydir. Ülkemdeki inananlar için, Müslümanlık sadece bir din değil başhbaşına bir yaşam tarzıdır. Arapça'da buna "din" denir. Din, var oluşun, kişisel, ailesel, siyasal ya da toplumsal bütün yönlerini kapsar. Hiçbir şey ondan bağımsız değildir. Ben Müslümanlığın alçak gönüllü iııananlarından biriyim ve dinimin bütünleşmiş bir tavırlar kuralı olduğunu düşünüyorum. Bu kuralı uygulamayan dinine layık olamaz. Onurlu yaşamayı yalnızca Müslümanların hakettiğini söylemiyorum. Anlatmak istediğim; disiplinsiz yaşamanın çok kolay olduğu; ancak, kurallara uymayı kabul edersek başkalarını aşıp onlardan çok daha iyi olabiliriz. Gerçek bir MüslUman kendisini evrenin herhangi bir parçası olarak görmelidir. Kişisel ilkelerinizdcn söz eder misiniz? ZİYA ÜL HAK Diğer insanlardan farkım yok. Tanrı, 85 milyon nüfuslu bir ülkenin başına geçmemi istedi. Kişiliğimin temel özelliği alçak gönüllü olınanı. lslamın ilkelerine, insana saygı gösterilmesi ve gerçeğin daima savunulması gerektiğine inanıyorum. Ama yüzlerce günahkârdan biri olduğumu da asla unutmuyorum. Sekiz yıldan beri davranışlarımı belirleyen işte bu ilkelerdir. Ziya II Hak: İnsanların başkaldırmaması beııi memnun ediyor Seçimler partisiz olacak. Adaylar parti etiketi kullanmadan, kendi adlarıyla katılacaklar. Seçimlere bozguncu ya da hüküm giymiş insanların değil, iyi Pakistanhların katılmasını istiyorum. Her kim ki devleti yıkmaya çalışır, o insan toplumun düşmamdır ve işıediği suça uygun işlem görür. Bizim davranışlarımız da insan haklarımn çiğnenmesi olarak değerîendirilemez. dönemde 14 milyon Hindu ve Müslüman yer değiştirdi. Bağımsızlık savaşının "doğal liderl" konumundaki Muhammed Ali Cinnah, 1947 yılında kazanılan bağımsızlıktan .sonra Kurucu Meclis ve Devlet Başkanlığı görevlerini üsllendi. Oldukça ağır derecede veremli olan ve ülkesinin bağımsızlık mücadelesini bu halde yürüten Cinnah, bir yıl sonra öldü. 1948'deki bu ölüm üzerine ortalık yeniden karıştı. "Ulusun Babası"nın yerine Ali Han getirildi. Ama o da 1951'de öldürüldü ve bunun üzerine Müslüman toplum, siyasi olarak Doğu ve Batı diye ikiye ayrıldı. Doğu Pakistan'ın başındaki Suhravardi özerklik istemektedir. Batı Pakistan'ın başındaki.Mamdot ise Cinnah taraftarıdır, ayrılığa karşıdır. 1956'da açıklanan yeni anayasa ile iki topluluğu (Doğu ve Batıyı) eşit haklarla temsil eden bir federal meclis kuruldu. Ancak siyasi ve ekonomik sorunlar nedeniyle bu kargaşa daha da büyüdü, Devlet Başkanı İskender Mirza, 1957'de sıkıyönetim ilan etti. Mirza'nın "sağ kolu " durumunda olan Eyüp Han, 1958'de bir askeri darbe düzenledi ve Devlet Başkanı oldu. Eyüp Han, 1959'da küçük köylüyü korumaya yönelik Toprak Reformu Yasası'nı, 1960'da da demokrasinin temeli saydığı meclisin beş yılda bir halk tarafından dolaylı yoldan seçilmesini öngören yasayı çıkarttı. 1965 yılında PakistanHindistan ilişkileri yeniden gerginleşti. Baştan beri iki ülkenin arasında sorun yaratan Keşmir konusunda iki ülke savaşın eşiğine geldiler. Bu arada Batılı Müslümanların lideri ve Pakistan Halk Partisi Başkanı Zülfikar Ali Butto ile Doğulu Avami topluluğunun lideri Mucib Ür Rahman Eyüp Han'a karşı çıktılar. Yeniden kargaşa başladı. Bu arada kargaşadan yararlanan Yahya Han iktidarı ele geçirdi. Anayasa askıya alındı, sıkıyönetim ilan edildi. Ancak 1970 yılında halkın doğrudan katılımıyla yapılan seçimlerde muhalifler büyük başarı ka<.andılar. Mucib Ur Rahman, Doğunun özerkliğine yer verilmediği için anayasa hazırlık çalışmalarına katılmayı reddetti. Yeniden sıkıyönetim ilan edildi. Yahya Han, Dakka'ya gidipı Rahman'la konuştu. Anlaşma sağlanmasına rağmen Pakistan ordusu Bengal'de (Doğu Pakistan'da) kanlı bir bastırma eylemine girişti ve Rahman tutuklanarak Batı Pakistan'a götürüldü. Bu arada Doğu Pakistan'da "bağımsızlık" ilan edildi ve Hindistan'da geçici bir hükümet kuruldu. Yahya Han, ortalığı biraz olsun yatıştırmak amacıyla genel af çıkarttı, ama Mucib Ür Rahman serbest bırakılmadı. 16 Aralık 1971'de HindistanPakistan savaşından sonra Doğu Pakistan'ın bağımsızlığı geçerlik kazandı, Rahman ocak 1972'de ülkesine döndü ve yeni Bangladeş kuruldu. Hindistan'la yapılan savaş sonucu Yahya Han da devrildi ve Zülfikar Ali Butto Pakistan Başbakanı oldu. 1972'de İndira Gandi ve Zülfikar Ali Butto arasında imzalanan bir protokolle sıkıyönetim kaldmldı, yeni anayasa yapıldı. Bu anayasaya göre devlet (Batı) dört eyaletten oluşan federal bir cumhuriyet oldu. 7 mart 1977'de yapılan seçimlerde oyların yüzde 74'ünü Butto'nun partisi, yüzde 26'sını ise muhafazakârMüslüman 9 partinin oluşturduğu Ulusal Pakistan Birliği aldı. Butto'nun Genelkurmay Başkanlığı görevi verdiği Ziya Ül Hak, muhaliflerin desteğiyle darbe düzenleyerek 5 Temmuz 1977'de Devlet Başkanı oldu. 1979'da Butto'ya verilen ölüm cezası infaz edildi. Bu yıllarda sıkıyönetim yasalarıyla her türlü siyasi etkinlik yasaklandı ve basına sansür uygulandı. 1981'de çıkartılan anayasayla sivil yüksek hukuk kurumlarının askeri mahkeme sonuçlarını değerlendirettilmeleri kuralı kaldmldı. Ve yargıçların, görev yapabilmek için yeni anayasaya bağlılık yemini etmeleri zorunlu kılındı. Alınan bu önlemlerin gerekçesi olarak İslam ilkeleri öne sürüldü. 1979'da ZiyaÜl Hak'ın Pakistan'ı: "Devletimizi Tanrı için kurduk,onun adına yaşatıyoruz" akistan, 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan devletlerden. Bugün, bölge politikasında etkin rol oynama çabaşı içinde olan Pakistan, General Ziya Ül Hak tarafından, "şerl esaslara" göre yönetiliyor. ZiyaÜI Hak, bu göreve bir askeri darbe sonucu geldi. Ortadoğu ile Asya arasında geçit görevi yapan ülkenin kısa tarihi şöyle: Pakistan, bağımsızlığını kazanmazdan önce, ingiliz sömürgeai olan Hindistan'ın toprakları içindeydi. Ülkedeki belli başlı güçleri, ingiliz egemenliğine karşı içinde barındıran Ulusal Kongre Partisi'nde Müslümanları Pakistpn'ın kurucusu Muhammeti Ali Cinnah temsil ediyordu. Bağımsızlığa yaklaşılan yıllarda Cinnah, Müslümanların Hindulardan ayrılmasını, başka bir devlet olmasını istedi. Mücadelesini bu yönde geliştiren Cinnah oldukça zorlu ve kanlı yollardan geçerek Pakistan'ın Hindistan'dan ayrı, bağımsız bir devlet olmasını ingilizlere biraz da tehdit yoluyla kabul ettirdi. Bu, doğal olarak Hindular tarafından pek benimsenmedi. Kongre Partisi bu ayrılmaya kesinlikle karşı çıktı. Hindistan'ın ulusal önderi konumundaki Mahatma (Mohandes) Gandi, bu ayrılığı desteklemediğini bildirdi. Ayrılma üzerine Hindistan'ın bir çok yerinde büyük şiddet eylemleri başladı. Hindularla Müslümanlar ve bu arada Sihler birbirlerini acımasızca öldürüyorlardı. Bu, göçü getirdi. Yeni oluşturulan Pakistan'ın sınırları içinde kalan Hindular, Hindistan'a, Hindistan'daki Müslümanlar ise Pakistan'a doğru yürüyerek göçe başladılar. Bu göçmen konvoylarına yapılan saldırılara zaman zaman her iki devletin resmi güvenlik güçleri ve silahlı kuvvetleri de karıştı.lki ülke ayrılır ayrılmaz savaşın eşiğine gelmişlerdi. Yapılan tahminlere göre o P Kuran "en yüce yasa" ilan edildi. Bu gelişmeler ve Afganistan olaylarından sonra, başta ABD olmak üzere Batı ülkeleri Pakistan'a yaptıkları askeri ve ekonomik yardımı arttırdılar. 1983 yazında kendini gösteren ''boyun eğmeme " hareketi, Ziya Ül Hak rejimini tehdit eden en kayda değer gelişme oldu. Aralıkta güven oylaması nıteliğinde bir seçim yapıldı. Seçimler arifesinde muhalifler tutuklandı. Seçim sonuçları ise dünya kamuoyuna şöyle açıklandı: Katılım oranı % 65, Ziya Ül Hak ve yeni islam anayasasını destekleyenler: < > 95. Devlet Başkanı M 1 yıla kadar hüküm giyenlere "genel af" çıkarttı. Pakistan'ın genel ekonomik yapısı ise kısaca şöyle: Yüzölçümü 803 bin km 2 , nüfusu 90 milyona yakın. Dört eyaletten oluşuyor: Pencap, Sind, Belücistan, Kuzeybatı bölgesi. Yıllık nüfus artış oranı % 3 ve Pakistanlıların yarısı 15 yaşından küçük. Çocuk ölümü oranı yüksek. Bir tarım ülkesi olmakla birlikte kendi temel gıda maddeleri gereksinimini karşılayamıyor. Ağır sanayi ve enerji üretimi oldukça az. En önemli ticari etkinlik, çoğunlukta atölyelerde işlenen tarım ürünleri ve pamuğun ucuz işgücü sayesinde düşük fiyatla iç ve dış pazara satılması. Bağımlı ekonomisi büyük bir dış borç yükü getirmiş. IMF ve Arap ülkelerinden kredi alıyor. Yurtdışında bulunan 1,5 milyon vasıfsız işçi (bu sayıya her yıl 100 bin kişi katılıyor) ülkenin en önemli döviz kaynağı. Teknik elemanlar, Pakistan'da ücretlerin düşük olması nedeniyle Arap ülkelerine gidiyorlar. Pakistan'da 25 Mart 1985'te eğer ertelenmezse seçim yapılacak. Ziya Ül Hak'la seçim öncesi Paris Match dergisi tarafından yapılan bir görüşmeyi; ayrıca dört bakan ve dört özel ya da tüzel kuruluş yöneticisinin kendi alanlarıyla ilgili görüşlerini sunuyoruz. DERLEYEN: A YŞEGÜL SÖNMEZA Y
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle